Mahallî Araştırmalar, Manisa ve Edebiyat
Doç. Dr. Kenan Erdoğan
Bilim bir yönüyle evrensel değerleri, ulusal ve bölgesel olanla buluşturmak ise diğer yönüyle de yöresel değerleri ulusal ve evrensel ortama taşimak ve tanıtmaktır. Büyük bir tarihî geçmişe ve birikime sahip olduğu hâlde, üzerinde işlenilip değerlendirilemediği için (Mesir hariç) bu birikimi pek fark edilemeyen Manisa hakkında, Celal Bayar Üniversitesi’nin açılmasıyla farklı araştırmacılar ve akademisyenler tarafından çesitli yönleriyle daha düzenli çalışmalar yapılmaya, araştırmalar yayınlanmaya başlanmıştır.
Aslında M. Çağatay Uluçay ve İbrahim Gökçen gibi değerli araştırmacıları yetiştiren Manisa’nın, bir zamandır küllenen közünü yeniden ortaya çikarmak için üniversitenin açılması ve genç bilim adamlarının buraya gelmesi, Manisa için yeni bir imkan ve fırsat olmuştur.
Yeni yeni geleneklerini oluşturmaya ve oturmaya çalışan üniversitede her türlü aksaklık, eksiklik ve çekismelere rağmen bir hayli bilim adamı yetişmiş, I. ve II. Türk Tarih ve Edebiyatı Kongreleri, Mevlânâ, Mesnevî ve Mevlevîhaneler Sempozyumları, Manisa Bilgi Şöleni, en son düzenlenen Yiğitbaşi Veli Ahmed Şemseddın-i Marmaravî Sempozyumu, ve hattâ kazalarda düzenlenen sempozyumlar Manisa’nın edebî, tarihî, sosyal, ve manevî yönünü aydınlatmaya dönük alkışlanması ve tebrik edilmesi gereken çalismalardir.
Bunun yanında Manisa Araştırmaları, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi gibi dergiler ile Manisa Belediyesinin kitap ve kültür konusundaki atak ve çalışmaları her türlü takdir ve değerlendirmenin üstünde olup bu çalismalarin şahıslara bağlı olarak kalmaması ve gelenekselleşmesi de en büyük temennî ve dileğimiz olacaktır.
Burada üniversite, belediye, sivil toplum örgütü gibi kurumların el ele çalismalari her bakımdan ülkemiz, bölgemiz, ilimiz ve ilçemiz değerlerinin ortaya çikarilmasi, tanıtılıp değerlendirilmesi hepimiz için büyük bir kazanç olacaktır.
Biz de Manisa’ya geldiğimizde yukarıdaki düşünceler doğrultusunda çalismalarimizin bir kısmını bu konuya ayırmıştık. Kulalı Mustafa Nüzûlî Divanı bunların kitap çapinda, birinci elden yazma nüshalara ve kaynaklara ulaşarak yaptığımız ilk ürünüydü. Biz üretimini yaptık yapmasına ama, tanıtım konusunda Manisalılara gereğince tanıtamadığımızdan olacak ki pek sahip çikan olmadı. Burada ismini veremeyeceğim bir belediye başkanının kitabın basımı ile ilgili oyalayıcı, erteleyici, oynatıcı tutum ve davranışları içimde bir ukde ve yara olarak kalacaktır.
Daha sonra Yiğitbaşi Veli’nin yetiştirmesi, yaşadığı bile bilinmeyen Talip Ümmî’nin ortaya çıkarılması ve kimi şiirlerinin yayınlanması, Manisalı Birrî Mehmed Dede Divanı’ndan hareketle Manisa ve Sosyal Çevresi ile ilgili makalelerimiz, Ruzî ve Tarih-i Mağnisa Manzumesi, Kasabalı Nurî Efendi Şiirleri ve Destanları ve Kırkağaçlı Remzî..
Kırkağaçlı Remzî, kıymetli Prof. Dr. Nadir Özkuyumcu dostumuzun delaletiyle, mecmuasını değerlendirmek için tarafıma vermesiyle ilk defa ortaya çıkarılan, mahallî edebiyattan Türk edebiyatına hediye edilmiş önemli bir değerdir. Kendisi ve Mecmuası ilk defa bizim makalelerimizle ulusal ve uluslar arası indexlere (dizin) girmiş ve taranmaya başlanmıştır. Mahallî ve millî edebiyat ilişkisi, Eğe’de edebiyat ve âsik edebiyatı gibi konular, yazdığı ve derlediği yüzlerce gazel, koşma ve onlarca destanla, 19. yüzyılı 20. yüzyıla bağlayan dönemde tarihe tanıklık eden önemli bir Manisalı şair olan Remzî’yle ilgili yazdığımız makalelerin sayısı yediye ulaşmıştır.
Umarız, dileriz ve ilgililerinden bekleriz ki bu yeni çıkan dergimiz de Manisa’ya, buradan yetişerek ülke ve dünyaya sunulan değerlerin tanıtılmasında önemli bir görev ve işlev üstlensin. Bahtı açık olsun, kişilere ve kurumlara bağlı kalmasın, hep devam etsin. Zira ataların dediği gibi “sel gider kum kalır”, kişiler belki gider ama ettikleri hizmetler kalır. İşte bu kalıcı değerlere hizmet etmek bu bakımdan çok önemli.
Bu arada bir cümleyle şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim. Belediyeler yalnızca bulunduğu yerin yol-su-kanalizasyon-doğalgaz sorunlarıyla ilgilenmez. Özellikle sosyal ve kültürel değerler de onların birinci derecede görevleri arasındadır. Bunu idrak eden Manisa Belediyesi’nin, bünyesinde konuyla ilgili bir birim kurması, kitaplar yayınlayarak kültürel ve sosyal konuda atak yapması tebrike şayan bir durumdur. Daha önce çok ihmal edilen bu konunun kaliteli, yoğun çalismalarla artarak devam etmesi en büyük temennimizdir.
Bu yazıyı, bir cemile (güzelleme) olarak, Remzî(1869-1925?)’nin, şaire Tevhide Hanım(1847-1901)ınkine çok benzeyen Manisa hakkında koşma şeklinde yazılmış medhiyesiyle bitiriyoruz:
Koşma (6+5=11) (Mecmua, s.869)
Eser bâd-ı sabâ vakt-i seherde
Tebdìl eder hevâsına Mağnisa’nın
Bulunmaz emsâli heft kişverde
Nazar kılsan binâsına Mağnisa’nın
Bahar vakti çıkıp eylesen seyrân
Gedus nehri eder bir yandan ceryân
Goncalar güşâde bülbüller handân
Doyum olmaz safâsına Mağnisa’nın
Selâtìn câmiler hezârân dergâh
Hâkinde medfûndur bunca ehl’ullâh
Remzì çok ‘âsıklar hasbeten li’llâh
Mecbûr olur senâsına Mağnisa’nın
Manzumeyi kısaca bu günkü dile şu şekilde çevirebiliriz: Seher vakti Manisa’da saba rüzgarı (tanyeli) eser, şehrin havasını temizler. (Manisa’nın) binasına (kuruluşuna) bakarsan onun yedi iklimde bile eşini benzerini göremezsin. Hele bahar vakti şöyle dağlara çikip seyran edersen, Gediz nehrinin bir yandan aktığını, goncaların açıldığını, bülbüllerin güldüğünü (şakıdığını) Manisa’nın seyrine doyum olmadığını görürsün. Hele sultanların yaptırdığı camilerle, toprağında gömülü binlerce Allah dostunun olduğu dergâhlarıyla, ey Remzî, âsiklar, gerçekten Allah için Manisa’yı övmeye mecbur olur.
Göğsünü Göksun’a yasla yiğidim
Vatanı canınla besle yiğidim
Ta ezelden Hakk’a öyle söz verdin
Sözünden dönmedin aslâ yiğidim
Keş Dağı’nda çektin ecel şerbetin
Devr ettin ve gittin ömür nevbetin
Artık dünya derdi görmezsin aslâ
Battın rahmetlere, bitti zahmetin