Türkiye Bilimler Akademisi niçin ve kimler için el yazmalarını yayımlar?

Türkiye Bilimler Akademisi niçin ve kimler için el yazmalarını yayımlar?
25 Nisan 2024 - 09:51 - Güncelleme: 25 Nisan 2024 - 11:53
Türkiye Bilimler Akademisi niçin ve kimler için el yazmalarını yayımlar?

Mehmet Akif Erdoğru

2017 yılında Türkiye Bilimler Akademisi, Katip Çelebi’nin Levami’u’n-nur fi zulmet-i Atlas Minor isimli yazama eserini prestij eser olarak yayımladı. Türk İslam Bilim Kültür Miras Dizisinin 2. Eseri olarak çıktı. Kitabın başlığında İnceleme-Tıpkıbasım, Hazırlayanlar: Ahmet Üstüner, H. Ahmet Arslantürk yazıyor. Eser toplam 1045 sayfa. Bunun 83 sayfası Kâtip Çelebi’nin hayatına ve eserlerine ayrılmıştır. Diğer sayfalar, eserin tıpkıbasımıdır. İstanbul’da Nuruosmaniye nüshası aynen yayınlanmıştır. Birçok ünlü hocaya teşekkür edilmiştir. Proje yayın kurulunda dokuz önemli hocanın ismi geçiyor. 900 Türk lirasına da satılıyor. Böyle bir eserin yayınlandığını görünce insan önce seviniyor ama eseri ele alınca Türkiye Bilimler Akademisinin ve inceleyenlerin Kâtip Çelebi araştırmalarına önemli bir katkı yapmadığını da ne yazık ki görüyor. Tarih Bölümü lisans öğrencilerimle eseri okumak için ele aldığımda, Kâtip Çelebi’nin bu eserine hazırlayanlar veya inceleme yapanların doğru dürüst bir katkı yapmadıklarını görünce hayal kırıklığına uğradım. Eser, sadece tıpkıbasımdan ibarettir. Ne bir transkripsiyon ne de derin bir tahlil vardır. Kâtip Çelebi, bu eseri, bir mühtedinin de yardımıyla Latince’den, Gerardi Mercatoris’in eserini Türkçeye tercüme etmiştir. En azından inceleyenler veya eseri hazırlayanlar bu eserin transkripsiyonun yapsalardı! Verilen küçük indeks de hatalarla doludur. Hâlbuki Mercator’un Atlas’ı artık hemen her yerde bulunabilmektedir. En azından orijinal kitaba bakarak, Latince kelimelerin, Kâtip Çelebi tarafından hangi sözcüklerle Türkçe’ye aktarıldığını öğrenmek tercüme bilimi bakımdan önemli olurdu.
Levâmi'u'n-Nûr Fî Zulmet-i Atlas Minor
Zaten Çelebi, kitabının başında bu kitabı Latinceden tercüme ettiğini, yazacağı Cihannüma isimli kitaba malzeme olması için tercüme ettiğini açıkça yazmıştır. On yedinci yüzyıl ortalarında İstanbul’da Osmanlı ulemasının Atlantik ötesini bilmediği dikkate alınırsa, Çelebi’nin dünyanın yeni keşfedilen yerleri hakkında Türkçeye kazandırdığı sözcükleri bilmek hem etimologlar hem de fonologlar ve tarihçiler açısından önemli olabilirdi. Kâtib’in çevirisini Latin harfleriyle okuyup yayınlayacak Türkiye’de tarihçi veya dilci mevcutken, işin kolayına kaçılarak tıpkıbasım metin verilmiştir. Bu metni Türkiye’de kaç kişi kendi okuyup anlayabilecek? En azından bir transkripsiyonu verilmeliydi ama o bile yapılmamış. Proje adı altında bir çok masraf yapılarak sadece eserin tıpkıbasımı verilmiştir. Bu tür yayınlar, Türkiye’de ilim hayatına fayda sağlamaz. Ben bir örnek olması için Rodos kısmınınım tercümesini Latin harfleriyle veriyorum (normal şekilde yazarak). En azından birilerine faydası dokunur ve örnek alınır.
‘Rodus Pilinus (Romalı yazar felsefeci, MÖ.23-MS.79) kavli selefde Ofyura (Ofhiura), Anterya (Arteria), Astreya (Aethrea), Trinakriya (Trinacria), Korimbiya (Corymbia, Atanbirya (Artabiria) ve Makarya (Macaria) isimleri ile maruf idi. Asya’nın karasından yirmi mil baid olup çevresi yüz kırk mildir havası gayetle mülayim ve mutedildir selefde güneşe mahsus idi anın içün ki anda her gün güneş görünüp gün görünmedi gün yoğ idi tarlaları gayetle münbitdir hususen otlakları acayibdendir dahi meyvedar ağaçları çokdur onların çoğu mündam_ı sebzdir hala onun ancak bir metin şehri vardır ona Rodus derler ovanın taraf-ı şimalisindedir bir kısmı bir dağın enişinde ve bir kısmı derya kenarındadır bunun gayetle eyü ve emin iskelesi vardır iki hisarı ve iki sivri ve on üç yüksek kulleleri ve beş kalası vardır ve aher tabyalar ile metin ve müzeyyendir selefde ana bir gayetle meşhur akademiya var idi ve dahi güneşin nühas kolos sözü ile meşhur ede bunun yüksekliği zelzele ile yıkılup toprak üzerinde iken garip mehib (heybetli) büyük suret göründü bir orta boylu adam bunun bir başparmağı güçle kucaklardı bunun parmakları nice aher suretlerden büyük idi ve kırılmış azalarından vasi garlar açılır idi on iki senede yapılmışdır ve üç yüz talentum ona harç olunmuşdur ve içerisinden istihkâm içün gayet büyük kayalar tertip olunmuş idi ki onların vezni ile muhkem sengin ola sultan bu adayı aldıkda bu suretin nühasını doksan deveye yükletti bir talentum on bin altun kadar olur’ (s.605)
İslam medeniyetinin büyük siması: Kâtip Çelebi - fikriyat
Katip Çelebi (Temsili)

Katip Çelebi’nin Latince’den yaptığı bu Türkçe bu çevirisi değerlidir. Örneğin orijinal metinde Mercator, noktalama işaretleri kullandığı halde, Çelebi hiç noktalama işaretleri kullanmadan eseri bu şekilde çevirmiştir. Burada Rodos’taki Yunan Güneş Tanrısı Helios’un Colosssus’unu tanımlanmaktadır (Colossso solisaeneo). Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Colossus’un (Latincesi), kolus olarak Türkçe’ye kazandırılması değerli değil midir? Hele Amerika, Japonya, Hint, Çin, Rusya, Güney Amerika ile ilgili coğrafi ve tarihi deyim terimlerin 17. Yüzyıl ortalarında Türkçe’ye hangi sözcüklerle nasıl kazandırıldığı öğrenmek önemli değil midir?

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum