Burcu BOLAKAN

Burcu BOLAKAN

[email protected]

Chrıstıan Jacq / Ramses- Ebu Simbel'in Karaliçesi Adlı kitabın Konusu ve İncelenmesi

25 Nisan 2024 - 16:03 - Güncelleme: 25 Nisan 2024 - 16:22

Chrıstıan Jacq / Ramses- Ebu Simbel’in Karaliçesi Adlı kitabın Konusu ve İncelenmesi
 
Tarihi bir roman olarak kurgulanmış olduğu belirtilen Ramses serisi Yahudi ve İslâm inancına göre yazılmamıştır. Kitabın tarihi roman olarak kurgulanmış olduğu kabul edilebilir. Tarihi bir metin oluşturabilmek için başvurulan kaynaklar arasında muhakkak güçlü kanıtlar olmalıdır. Ramses serisinde ise tarihi gerçeklikten yola çıkılarak yaşanılan çağdaki olaylara göre düzenlenmiş bir kurgu söz konusudur.

Ramses tapınak yapımına önem veren bir firavundur. Seri boyunca Ramses’in ve ana kraliçesi Nefertari’nin üstün özelliklerini ve yaptırdıkları tapınaklardaki ibadetleriyle ilgili anlatılan bölümleri okursunuz. Ramses öylesine üstün özelliklerle donatılmıştır ki neredeyse bir tanrı kadar kusursuzdur. Öncelikle Ramses’in hiç kimsede olmayan bir sağduyusu vardır. Önsezisi sayesinde Ramses tehlikeleri öncesinden sezebilmektedir. Nefertari de Ramses gibi üstün özelliklerle donatılmıştır. Nefretari aynı zamanda eğitimli, kültürlüdür ve pek çok kişiyi imrendirecek kadar güzeldir. Ramses de Memfis’te eğitim almış, eğitimli, kültürlü bir firavundur, aynı zamanda dindardır. Ramses’in zaman zaman kendi başına tapınaklara çekilip uzun saatler boyunca tanrılara dua ettiğini, yakardığını görürüz. Ramses tanrılardan aldığı enerjiyle Mısır halkının güvenliğini, huzurunu, iyi ve sağlıklı olmalarını, refah içinde yaşamalarını sağlamaktadır.

Ramses güçlü bir firavundur. Ramses’in iradesi karşısında insanlar duramazlar ve onun gözlerine uzun süre bakamazlar. Ramses’in adalet duygusu da oldukça gelişmiştir. Ramses ve arkadaşları Memfis’te eğitim alırlar; üniversite yılları boyunca birlikte olduğu arkadaşlarından bir ömür boyu ayrılmaz. Ramses’in arkadaşlarından biri Aşa’dır. Gençliğinden itibaren Ramses’in diplomasi ilişkilerini yürüten; meziyetleri saymakla bitmeyecek, çok akıllı, kurnaz, entelektüel biridir. Ramses’e sonuna kadar sadıktır; Aşa’nın tek zaafı kadınlara ve lükse olan düşkünlüğüdür. Ancak bu zaafları da onu doğru yolundan saptırmaz. Ramses’in diğer bir arkadaşı Setau’dur. Setau bir yılan uzmanıdır ve özellikle güzel eşi Nubyeli karısıyla birlikte kobraların zehirlerini çıkarıp ilaç hazırlarlar. Setau yeteneklerini geliştirerek güzel karısıyla birlikte bir büyü uzmanı olur. Ramses’in bir arkadaşı da kâtip Ameni’dir. Ameni, kâtip olarak girdiği sarayda Ramses’in sağ kolu olmuştur. Ramses’e ölümüne sadıktır, işinde çok titiz ve kılı kırk yaran biridir, aynı zamanda Ramses’in akıl hocasıdır. Ramses’in diğer bir arkadaşı Musa’dır. Musa Mısır’da azınlıkta bulunan Yahudilerden biridir. Yahudilerin kitap içinde anlatılan yaşantısına baktığımızda Mısır halkıyla kaynaşmış durumda olduklarını görürüz. Yahudiler de Mısırlılar gibi onların tanrılarına inanırlar ve Maat Yasası’na uyarlar. Yahudilerin özgür ve rahat bir yaşam sürdüğünden bahsedilir.

Ebu Simbel’in Kraliçesi’nde uzun sayfalar boyunca anlatılan diğer bir konu Hitit ve Mısırlılar arasında oluşabilecek savaştır. Kadeş Barış Antlaşması yapılmış olsa da iki taraf içinde işlerin yoluna girmesi mümkün olmamıştır. Karşılıklı olarak her biri diğerinden ani bir saldırı bekler. Bir önceki kitapta ordusu tarafından ihanete uğrayan Ramses’in tanrı Amon sayesinde tek başına Hititler karşısında aldığı üstün başarı anlatılmıştı ve sonunda da Kadeş Antlaşması yapılmıştı. Bu kitapta ise barış sonrası her iki ülkenin birbirlerinden gelecek olası bir darbe için hazırlıklı bulunmak isteyişleri söz konusudur. Suriye’de ve Kenan ülkesindeki karışıklıkları düzeltmiş olan Ramses inşa ettirdiği şehir olan Pi-Ramses’te beklemektedir.

Hitit imparatoru kendi oğlu tarafında öldürülmüştür, savaş yanlısı bir adam olan Urhi Teşup Mısır üzerine yürümek, Mısır’ı fethetmek istemektedir. Onun önündeki engel de Putuhepa ve Hattuşil’dir. Putuhepa bir rahibedir ve aynı zamanda Hattuşil’in karısıdır. Hattuşil ise ölen kral Muvatallis’in kardeşidir.

Bu kitapta savaş yanlısı olan insanlar ile barış yanlısı olan insanların mücadelesini görürüz. Barış yanlısı olan insanlar, boş yere kan dökülmesini önlemek ve mevcut barışın korunmasını istemektedir. Ramses de Hattuşil de Asurlu tehlikesine karşı şimdilik de olsa barışın korunmasından yanadır.
Nefertari Ramses’in en sevdiği kadını ve hatta tek kadınıdır. Tüm üstün özellikleri bünyesinde toplayan Nefertari aynı zamanda iyi bir devlet yöneticisidir. Ramses’in yokluğunda eski kraliçe Tuya (Ramses’in annesi) önderliğinde Mısır’ı çok iyi yönetir. Nefertari devlet yönetimi konusunda pek çok erkeği bile kendine hayran bırakır.

Musa ve Ramses Çatışması:
Peygamber Musa ve Yahudilerle ilgili anlatılan bazı rivayetleri pek çok insan bilir. Bu kitapta da bu rivayetlerin çoğundan bahsedilir. Yalnız Musa’nın tanrısının Mısır halkı üzerine gönderdiği her bir felaket bir doğa olayına bağlanır. Ramses’in oğlu Khâ da büyümüş ve Ptah başrahibi olmuştur. Musa’nın karşısında duran kişi Khâdır. Kültür olarak kaynaşmış olan iki halk arasında bozgunculuk yapan kişi olarak Musa gösterilir. Yahudiler Musa’ya inanmak istemezler, Mısır’da rahat bir hayat sürdürdüklerini, yerleşik bir hayata sahip olduklarını, ev ve işlerinin olduğunu söyleyerek onunla gitmek istemezler.

Musa’nın asasını yılan şekline sokması kitapta büyü olarak gösterilir. Çekirgelerin Mısır’ı istila etmesi de her yıl Mısır’da olan çekirge istilasının bu yıl biraz daha fazla çoklukta olmasına. Hayvanlara bulaştırılan hastalıklar ise Musa’ya yardım eden büyücü Ofir’in kasıtlı olarak yaptığı bir iştir.

Hattuşil’le barış antlaşmasının devam edilmesine karar verilir fakat Ramses’in arkadaşı Musa ile başı derttedir. Musa tanrıyla konuştuğunu iddia ederek Yahudileri vadedilmiş topraklara götürmek istemektedir. Firavun Ramses bunu kabullenemez, her birinin özgür olduklarını ama Mısır’dan ayrılamayacaklarını söyler. Ramses’in fikir değiştirmesine sebep ise Musa’nın Mısırlılar üzerine gönderdiği yeni bir felakettir. Mısırlıların ilk büyük çocuklarının öldürüleceğini öngören Musa’nın bu sözü de havada kalır. Setau sayesinde bu felaket atlatılır.

Ramses Musa’yla her konuştuğunda ona eski günleri hatırlatır. Gençlik yılları birlikte geçmiştir, birlikte okumuşlardır ve hatta Musa çok başarılı bir mimar olup Mısır’a pek çok tapınak yapmıştır. Pi-Ramses’i inşa eden de Musa’dır. Musa’nın Ramses’e verdiği yanıtlar her seferinde kuru ve tatsızdır. Musa’nın bilge kişiliğine yakışmayacak kadar da bağnaz bir kişinin verebileceği cevaplardır. Musa en sonunda Ramses’in onayıyla Yahudiler’i alarak Mısır’dan çıkar. Musa’nın işi zordur; çünkü Yahudilerden bazıları Mısır’dan ayrılır ayrılmaz sızlanmaya başlamışlardır. Mısır’da bir yaşantıları vardır, evleri; rahat bir hayatları. Çölde uyumak ve çadırlarda kalmak istemezler.

Ebu Simbel’in Kraliçesi adlı kitapta; savaş ve barış, arkadaş çatışmaları, akıl ile bağnazlık, büyücülük ile bilim, din ile gerçeklik çatışmıştır. Savaş karşısında barış, bağnazlık karşısında akıl, büyücülük karşısında bazen büyü bazen de bilim, din karşısında ise eski din kazanmıştır.

Ramses’in annesi Tuya, eşi Nefertari, arkadaşı Musa’yı kaybettiği Ebu Simbel’in Kraliçesi’nde Ramses için hayat sonun başlangıcı evresine girmiştir.