Önder GÜZELARSLAN

Önder GÜZELARSLAN

[email protected]

TURİZM DEĞERİ MANİSA

08 Kasım 2021 - 10:40 - Güncelleme: 08 Kasım 2021 - 22:57

TURİZM DEĞERİ MANİSA

Manisa kendi kendine yetebilen ender illerimizden birisi. Tarım memleketi olmakla birlikte sanayi alanında da Türkiye’yi sırtlayan illerimizden bir tanesi. Özellikle verimli Gediz Ovası’nda yetişen birbirinden değerli tarımsal ürünleriyle hem il ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkı sunmaktadır. Bugün Sultani üzüm diyen ifade ettiğimiz çekirdeksiz kuru üzümüyle ülke ihracatına ciddi boyutlarda değer katmaya devam eden Manisa’nın aslında çok ön plan çıkmayan bir yönü var ki, bu yönü harekete geçirilir ve bu yönde ciddi adımlar atılırsa iç ve dış turizm için önemli bir şehir, önemli bir merkez durumuna gelebilir.
Çocukluğumuzun geçtiği Manisa herkes tarafından Şehzadeler şehri olarak bilinir. Ancak bu ne anlam ifade eder, bu dinamik harekete geçirilirse ne gibi sonuçlar ortaya çıkar bunu düşünen pek kimse bugüne kadar olmamış. Olsa da cılız kalmış.  Manisa’nın en büyük handikabı yereldeki yöneticileri ile Ankara ile bağlantılı olan genel yöneticileri, siyasileri arasında ciddi sinerji kurulamamış olmasıdır. Bu mana da kısır çekişme dünden bugüne devam edegelmektedir. Özellikle siyasileri büyük düşünmekten öte küçük ve yerel, lokal projeler ile gün geçirmekte, kendilerini ve milleti bunlarla oyalamaktan öte pek bir şey yapmamaktadırlar.
Burada konu ettiğimiz mevzu genel anlamda turizm ekseninde. Manisa turizm yönüyle çok köklü, tarihi, dini, kültürel varlıklar ile birlikte muhteşem tabii güzellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Bütün bu dinamikleri harekete geçirici sadece bir kıvılcım gerekmektedir. Son dönemlerde Manisa’ya atanan valiler bu konuda bir şeyler yapmak isteseler de yeterli destek bulamadıklarından genel anlamda yaptıkları kısır kalmıştır. Özellikle Halil İbrahim Daşöz valimiz ve Kastamonu’dan Manisa’mıza atanan bir turizm sevdalısı Erdoğan Bektaş valimiz bu konularda çok özel ve ciddi çalışmalara imza attılar. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da dostlarımla birlikte organize ettiğim kahvaltıya iştirak eden Erdoğan Bektaş valimiz ile sohbetimiz esnasında Manisa’nın ciddi turizm potansiyeli olduğunu tekrar hatırladık. Valiliği döneminde yapmayı planladıklarına değinen Erdoğan valim bu konuda çok şeyler yapılabilir ifadesini yineledi. Kendisine bu noktada çok hak veriyorum.  Özellikle bu konu küçüklüğümden beri içimde uhdedir. Zira Manisa birçok konuda ilklerin şehridir. Turizm için tarihin köklerinden gelen birçok değeri vardır. Bunların başında Lidyalılara başkentlik yapan Sardes (Sart) bölgesi Manisa’nın Salihli ilçesi sınırları içerisindedir. Burası hepimiz tarafından bilindiği gibi tarihte madeni paranın (altın ve gümüş alaşımı olarak) ilk basıldığı yerdir. Bir başka değer ise İncil’de adı geçen 7 kiliseden üçü Manisa’da bulunmaktadır. Bunlardan birisi Salihli Sart Köyü’nde, diğeri tarihte Philadelphia olarak bilinen ve dönemine damga vuran kardeş sevgisi adını taşıyan bugün Alaşehir ilçesi sınırlarını kapsayan bölgededir. Üçüncüsü ise yine tarihte Thyaterıa olarak biline bugünkü Akhisar ilçesi sınırları içerisindedir.
Antik dönemde önemli yerleşim yerlerinden biri olan Manisa’nın önemli bir turizm kaynağı Spil Dağı etekleri kurulmuş olan Aigai Antik Kentidir. Yine burada bulunan Niobe, “Ağlayan Kaya” hikayesiyle ilgi çeken noktalardan biridir.
Yazımızın başında değindiğimiz gibi Manisa Şehzadeler şehri. Osmanlı döneminde şehzadelerin yetiştirildiği önemli merkezlerden birisi de Manisa ilimiz. Başta İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet olmak üzere, Muhteşem Süleyman diye tarihte nam yapmış olan Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte Manisa’da şehzadelik yapan şehzadelerden 7’si padişahlık koltuğuna oturmuştur. Bu yönüyle zengin bir tarih barındıran Manisa’da Osmanlı döneminden bugünlere büyük iz bırakan o dönemde Şehzade olan Süleyman’ın Annesi ve Padişah Yavuz Sultan Selim’in hanımı Valide Sultan Ayşe Hafsa Sultan’dan kalan “Mesir Macunu. Unesco’ya kayıtlı bir kültürel miras olan ve her yıl geleneksel olarak mesir saçım töreni ile yad edilmeye çalışılan bu kültürel etkinlik bile başlı başına Manisa turizmi için büyük bir değerdir.
Manisa sadece il merkeziyle değil ilçeleriyle de son derece kıymetli turizm değerlerine sahiptir. Bu ilçelerin başında Kula ilçesi gelmektedir. Kula en genç volkanik bir dağ olan Divlit Volkanik Yanardağı’nın eteklerinde kurulmuş bir ilçemiz. İlçe volkanik arazi içinde olduğundan başta volkanik alan ciddi ilgi çekmektedir. Ünlü tarihçi Strabon Kula için “Yanık Ülke” anlamında “Katakekaumane” ismini kullanmaktadır. Burada volkanik patlama sonucu meydana gelen ve bugün “Kuladokya” diye tabir ettiğimiz Kula Peribacaları turizm açısından paha biçilemez değerlerdir. Buradaki Peribacaları Nevşehir Kapadokya’yı pek aratmaz. İlçe sadece bu kadarıyla değil evleriyle de ciddi bir turizm potansiyeline sahiptir. Osmanlı ve Rumlara ait eski Kula Evleri inanılmaz bir turizm kaynağı ve görülmeye değer turizm değerleri arasında gelmektedir. Bunların dışında Yunus Emre ile birlikte hocası Tapduk Emre’nin kabirleri, Yunus Emre’nin Çilehanesi inanç turizmi adı altında değerlendirilebilecek önemli değerler arasında gelmektedir.
Manisa’nın kuzeyinde zeytin bahçeleri ile birlikte önemli ovalar bulunmakta ve bu ovalarda birbirinden değerli ürünler üretilmektedir. Bir döneme damgasını vuran Kırkağaç Kavunu, yine bir dönem ünlü tütünleriyle tütün bahçeleri bu bölgededir. Akhisar, Kırkağaç ve Soma ilçelerini kapsayan kuzey bölgelerinde de oldukça fazla turizm kaynağı yer almaktadır. Başta Soma ilçesinin sınırları içerisindeki Darkhale Köyü, Kırkağaç Siledik Köyü tarihin derinliklerini ziyaretçilerine sunmaktadır.
Manisa’da bir diğer önemli turizm değeri ise ülkemizin her noktasında olduğu gibi burada da bolca bulunan hemen hemen her ilçesinde de yer alan termal su kaynaklarımız ve bunun getirdiği termal turizmidir. Termal turizmini doğa turizmi ile birleştirerek hoşça vakitler geçirilebilecek bir ildir Manisa.
Tarihin derinliklerinden bugüne ışık tutan soyut ve somut kültürel değerleri harekete geçirilirse turizm açısından önemli kentlerden biri olmaya aday Manisa’da aslında yabana atılmayacak Ege kültürünü yansıtacak gastronomi de vardır. Tarhana çorbası akabinde Manisa Kebabı yiyebilir, Ege’nin birbirinden lezzetli ot yemeklerinden tadabilirsiniz. Kula leblebisi, Mesir macunu, Soma helvası, zeytin çeşitleri ve zeytinyağı yanı sıra kuru üzüm ilin önemli katma değer sağlayan ürün yelpazeleri arasındadır. Bütün bunlarla birlikte dağ ilçeleri olarak anılan Gördes ve özellikle Demirci geçmişten günümüze el dokuma halılarıyla da il turizmine bir başka açıdan değer katmaktadırlar.
Tarım ve sanayi şehri Manisa, turizme kazandırılacak değerlerini de bir an evvel harekete geçirir ve bu anlamda ili yönetenler adım atarlarsa geleceğin en fazla yerli yabancı turist ağırlayan illeri arasında olabilir. Bu yönüyle de turizm alanında katma değer üreten iller arasına girebilir.
Tarihin derinliklerinden izler barındıran Manisa bir kültür şehri olma yolunda emin adımlar atabilmesi için siyasilere çok iş düşmektedir. Siyasiler ile birlikte ili yöneten dinamikler de kendi aralarında barışık ve aynı istikamete doğru birlikte koşmayı bilen bir anlayış geliştirmelidirler. Bütün bunların ötesinde enerjilerini bir yönde birleştirmelidirler.           
 

 
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum