Önder GÜZELARSLAN

Önder GÜZELARSLAN

[email protected]

ÖMRÜNÜ TÜRK MİLLETİ VE KÜLTÜRÜNE ADAYAN BİR İSİM ORHAN ŞAİK GÖKYAY

11 Aralık 2022 - 18:13

ÖMRÜNÜ TÜRK MİLLETİ VE KÜLTÜRÜNE ADAYAN BİR İSİM ORHAN ŞAİK GÖKYAY

Öğretmen, şair, dil ve edebiyat araştırmacısı, Türk’ün kendisinden başka seveni olmaz düşüncesiyle ömrünü Türk milletine ve Türk kültürüne adayan ve “Bu Vatan Kimin” şiiriyle gönüllerden taht kuran Orhan Şaik Gökyay ülkemizin yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden birisidir.   
Bir öğretmen evladı olarak 16 Temmuz 1902'de babasının öğretmenlik yaptığı Kastamonu İnebolu'da dünyaya gelen Orhan Şaik Gökyay ilk öğretimine Kastamonu’da başlamıştır. Orhan Şaik Gökyay’ın ailesi 1876 yılında Bulgaristan’ın ikinci büyük şehri olan Filibe’nin Çırpan ilçesine bağlı Uysal köyünden Türkiye’ye göç etmiştir. Şefika Hanım ve Mehmed Cevdet Efendi’nin evliliklerinden dünya gelen şair, yazar Orhan Şaik Gökyay, çocukluğunu geçirdiği Kastamonu onun hayatında önemli izler bırakmıştır. Kendi ifadesiyle o günler için “bir inanç ve şiir dünyasında” geçen günlerdi demiştir. Dini eğitimini almasında babasının devam ettiği Şeyh Merdan Efendi Tekkesi önemli rol oynamıştır. Kastamonu’da başladığı orta öğrenimini ağabeyinin o dönemde öğretmen olarak bulunduğu Aydın’da devam ettirmiş, ancak daha sonra döndüğü Kastamonu’da dokuzuncu sınıfında iken ailesinin içinde bulunduğu maddî sıkıntılar sebebiyle bırakmak zorunda kalmıştır. Eğitimine ara verdiği süre içinde de bir süre Kastamonu’da özel idarede kâtip olarak çalışmıştır.
Bu zaman diliminde halk diline ve edebiyatına ilgisi artmış özellikle edebiyat hocası İsmail Habip’in teşvikiyle yazmış olduğu ilk şiirlerini bu şehirde çıkmakta olan Açıksöz gazetesinde yayımlama imkânı bulmuştur. 1922 yılında yarım kalan öğrenimini devam ettirmek için Ankara’ya gitmiş ve son sınıfına kaydolduğu Ankara Muallim Mektebini Temmuz 1922’de tamamlayarak mezun olmuştur. Mezuniyetinin akabinde aynı yıl Giresun’un Piraziz nahiyesinde ilkokul öğretmenliğine başlamıştır. Giresun’dan sonra sırasıyla Samsun ve Balıkesir’de devam ettiği öğretmenlik hayatında yazı yazmaya devam etmiştir. Özellikle Balıkesir’de bulunduğu 1924-1925 yıllarında Çağlayan adıyla bir edebiyat dergisi çıkarmıştır.
Hamdullah Suphi Tanrıöver’in Maarif vekilliği yaptığı dönemde yaşayan Orhan Şaik Gökyay Hamdullah Suphi beyin her öğrencinin bir Türk adı almasıyla ilgili olarak yayımladığı genelge üzerine Hüseyin Vehbi olan ismine Orhan’ı eklemiş, Balıkesir’de bulunduğu yıllarda da ismine Şaik’i ilâve etmiştir. Nüfus kaydında ise adı Hüseyin Vehbi Şaik Gökyay olarak geçmiştir.
Lise diploması alabilmek için son sınıfına kabul edildiği Kastamonu Lisesi’ni 1927 yılında tamamlamış ve akabinde İstanbul’a giderek İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili Edebiyatı bölümüne kayıt yaptırmış ve buradan 1930 yılında mezun olmuştur. Yüksek öğrenimi esnasında hocalarından özellikle M. Fuad Köprülü’den çok etkilenmiş ve onun teşvikiyle Almancasını ilerletmiştir.
Orhan Şaik Gökyay 1930 yılında Edebiyat Fakültesi’ni bitirince aynı yıl içinde Kastamonu Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atanmıştır. Bir süre burada görev yaptıktan sonra sırasıyla Malatya Orta Mektebi’nde, Edirne Kız ve Erkek muallim mektepleriyle Edirne Lisesi’nde, Ankara Erkek Lisesi’nde, Eskişehir Lisesi’nde ve Bursa Lisesi’nde öğretmenlik yapmıştır. Edirne’de bulunduğu sırada kendisi gibi öğretmen olan Ferhunde Sarıoğlu ile evlenmiştir.
1941 yılında Mûsiki Muallim Mektebi’ne öğretmen ve müdür olarak tayin edilmiş daha sonra Galatasaray Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. 1951-1954 yılları arasında İngiltere’de öğrenci müfettişliği ve kültür ateşeliği yapmıştır. 1954 yılında Türkiye’ye geri dönerek İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü’ne edebiyat öğretmeni olarak atanmıştır. 1959 yılında P. Wittek’in daveti üzerine Londra’ya giderek orada Londra Üniversitesi'nde Türk dili okutmanı olarak çalışmıştır. 3 yıl kaldığı Londra’dan tekrar ülkeye döndüğünde 1962 yılında Türk Dili ve Edebiyatı okutmanı olarak çalışmaya başlamış ve buradaki görevine devam ederken 1969 yılında emekliye ayrılmıştır.
Emekli olduktan sonra da eğitim ve öğretim dünyasından kopmayan Orhan Şaik Gökyay, Eğitim Enstitüsü’nde ve ölümünden birkaç yıl öncesine kadar da Marmara ve Mimar Sinan üniversitelerinde divan edebiyatı dersleri vermiştir.
Zamanının önemli bir kısmını özel olarak ilgilendiği öğrencilerine ayıran, bildiklerini her daim onlarla paylaşan ve elinden gelen her türlü yardımı ve desteği yapmaya çalışan, kendisine sorulan soruları cevaplandırmak için ilerlemiş yaşına rağmen kütüphanelere gitmekten geri durmayan Orhan Şaik Gökyay yetmiş yıllık hocalık hayatı boyunca binlerce öğrenci yetiştirmiştir. 2 Aralık 1994’te vefat etmiş ve ertesi günü Üsküdar Nakkaştepe Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Âdeta adıyla özdeşleşen “Bu Vatan Kimin?” adlı şiirini Bursa’da öğretmenlik yaptığı yıllarda yazmış olan Orhan Şaik Gökyay’ın hayatının ilk yarısında şiir, ikinci yarısında ilmî araştırmalar önemli bir yer tutmuştur. Büyük bir titizlikle koruduğu kitaplarının hepsini Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi’ne bağışlamıştır.
Orhan Şaik Gökyay 92 yıllık ömrüne çok değerli eserler sığdırmıştır. Bu eserleri şöyle sıralayabiliriz. Birkaç Şiir-Poems, Dede Korkut, Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları, Dedem Korkudun Kitabı, Kâtip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri, Katip Çelebi'den Seçmeler, Kabusnâme, Eşkâl-i Zaman, Ferah-Cerbe Fetihnâmesi, 2 ciltlik Görgü ve Toplum Kuralları Üzerinde Ziyafet Sofraları ve Gelibolulu MusHâlâtü'l Kahire mine'l Adâti'-z Zâhire.
Yazımızı zamanının önemli bir bölümünü telif, tercüme eserlere ve Osmanlı dönemi klasik eserlerini bugünkü dile aktarmaya ayıran Orhan Şaik Gökyay’ın Bu Vatan Kimin şiirinden bir bölüm ile tamamlayalım.
Bu vatan toprağın kara bağrında,
Sıradağlar gibi duranlarındır.
Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Topun namlusunda görenlerindir.
 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum