Önder GÜZELARSLAN

Önder GÜZELARSLAN

[email protected]

BİLİME, TÜRK DİL VE KÜLTÜRÜNE ADANMIŞ BİR ÖMÜR OKTAY SİNANOĞLU

09 Şubat 2022 - 09:11 - Güncelleme: 11 Şubat 2022 - 19:33

BİLİME, TÜRK DİL VE KÜLTÜRÜNE ADANMIŞ BİR ÖMÜR OKTAY SİNANOĞLU

28 yaşında profesör unvanını almaya hak kazanmış, kuramsal kimya ve de moleküler biyoloji alanlarında yaptığı çalışmalar ile akademik yaşamının yanı sıra, Türk diline, Türk milli kimliğine ve Türkçe üzerine verdiği eserler ile tanınan, Türk aynştaynı diyebileceğimiz bir bilim insan olan Oktay Sinanoğlu 25 Şubat 1935 tarihinde babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu'nun başkonsolos olarak görev yaptığı, İtalya'nın Bari şehrinde doğmuştur.

Türk diline ve kültürüne verdiği önemle devraldığı mirası hakkıyla taşıyan ve bu uğurda yaptığı çalışmaları ile tanınan Oktay Sinanoğlu aynı zamanda önemli bir kimya mühendisidir. Akademik çalışmalarıyla da çevresinde çok büyük yankı uyandırmıştır.  

II. Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından 1939'da ailesiyle birlikte Türkiye'ye dönen Oktay Sinanoğlu, 1953 yılında TED Ankara Yenişehir Lisesi’nden birincilikle mezun olmuştur. 1953 yılında okul bursu ile ABD’ye gitmiş ve 1956 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde, Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi’nden kimya mühendisi olarak mezun olmuştur. 1957 yılında Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde yüksek lisansını tamamladıktan sonra aynı yıl "Sloan Ödülü"nü kazanmıştır.

Doktora ve doçentliğini tamamladıktan sonra 1960 yılında Yale Üniversitesi’nde öğretim üyesi olmuştur. 1 Temmuz 1963 tarihinde Yale Üniversitesi’nde kimya alanında tam profesörlük unvanı alarak, bu üniversitenin son 300 yıllık tarihinde tam profesörlük unvanını alan üçüncü en genç öğretim üyesi olmuştur.

1993 yılında Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevinden erken sayılabilecek yaşta emekliye ayrılmış ve aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlüğe atanmıştır. 2002 yılına kadar burada görev yapmış daha sonra bu görevde iken buradan da emekli olmuştur.

Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri olan Oktay Sinanoğlu DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirerek bu doğrultuda çalışmalar yürütmüştür. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar vermiştir.

Kimya alanındaki akademik çalışmalarının yanı sıra Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok toplumda bir Türkçe bilinci oluşturmaya adamıştır. Türkçe'nin yabancı dillerin istilası altında olduğunu vurgulayarak eğitim dilinin Türkçe olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmuştur. Onun görüşüne göre yabancı dilde eğitim, öğrencilerin kendi düşünce dünyalarının başka bir dilin kelimeleriyle inşa etmelerine ve o dilin kelimeleriyle düşünmelerine sebep olmaktadır. Türkçenin İngilizcenin etkisi altına girmesiyle beraber İngilizce kelime ve kavramların dilimize yerleşmesine şiddetle karşı çıkmıştır. Bu konuda dertlenerek Türkçe içinde bulunan yabancı kökenli olduğunu söylediği bazı kelimelere çeşitli karşılıklar önermiştir. Oktay Sinanoğlu yazdığı kitabında kuşaklara ana dilimizi ve kültürümüzü öğretememe endişesiyle ana dili bütünüyle Türkçe olan milli üniversiteler kurulması gerektiğini vurgulamıştır. Türkçeye olan hassasiyeti onun en önemli hassasiyetleri arasında gelmektedir. Bu hassasiyeti ona Türkçe’nin zayıf bir dil olmadığını aksine bir bilim dili olduğuna dair inancını arttırmıştır. Oktay Sinanoğlu, Türk dilinin cebirsel yapısı sebebiyle bilimsel kavram üretmek için oldukça elverişli ve mantıklı bir dil olduğunu iddia etmiştir. Ona göre Türkçe, her Türk’ün kolayca anlayabileceği yeni türeyen kelimeler ile işlendikçe zenginleşen bir dildir. Dil, süre gelen bir iştir. Çünkü kavramlar sürekli gelişir, durur, değişir, yenileri doğar. Dil de kavramlarla birlikte gelişir, içindeki türetim yeteneğine göre işlenir durur. Ne mutlu ki, Türk dili bu türetim, gelişim yapı ve kurallarına en çok sahip olan bir dildir.

Oktay Sinanoğlu, 1973 yılında, Alexander von Humboldt adına verilen Bilim Ödülü’nü kazanan ilk insan olmuş, bunu 1975 yılında, Japonya’nın ülke dışındaki bilim adamlarına verdiği en büyük ödül olan Japan’s International Outstanding Scientist ödülü, yine aynı yıl Türkiye Cumhuriyeti Profesörü1980 yılında ise Academy of Arts & Sciences (Sanat ve Bilim Akademisi) üyeliği izlemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı Oktay Sinanoğlu’na özel çıkartılan bir kanunla verilmiş olup, bu unvanı alan ilk ve tek kişi Oktay Sinanoğlu’dur.

Hayatı boyunca kuantum mekaniğine birçok katkıda bulunan Oktay Sinanoğlu 19 Nisan 2015 tarihinde Amerika'nın Florida Eyaleti'nde hayatını kaybetmiştir. Karacaahmet Mezarlığı'nda annesi Rüveyde Sinanoğlu ve kız kardeşi Esin Afşar Aral'ın yanına defnedilmiştir.

Oktay Sinanoğlu yaşadığı süre içerisinde kaleme aldığı eserleri; Dünyanın 105 Yıllık Tarihi, İlerisi için, 2050’ye 5 kala, Türkçe Giderse Türkiye Gider, Bye Bye Türkçe, Bir New-York Rüyası, Büyük Uyanış, Hedef Türkiye, Ne Yapmalı, Yeniden Diriliş ve Kurtuluş İçin, Yeni Bilim Ufukları I, Yeni Bilim Ufukları 2, Yeni Bilim Ufukları 3, Yeni bir matematik kuramı ve onunla bazı fizik-kimya ilkelerinin bulunması, Hayatın Örgüsü, Elli Yıllık Biyolojinin Temellerini Sarsan Sorular, Açıklamalı Fizik, Kimya, Matematik Ana Terimleri Sözlüğü.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum