Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

MEHMET AKİF'İ ANMAK

27 Aralık 2021 - 09:35 - Güncelleme: 28 Aralık 2021 - 11:42

MEHMET AKİF’İ ANMAK

Mehmet Akif Ersoy'un ölüm  yıldönümü 27 Aralık.
Devletlerin, milletlerin de insanlar gibi hafızları vardır.
Hafızayı tazelemenin yolu millete hizmet eden şahsiyetleri sık sık hatırlamak ve toplumun da hatırlamasını sağlamaktan geçer.
Milli eğitim müfredatında, üniversitelerin ilgili bölümlerinde millete öncülük etmiş bazı yazarlar her ne kadar tanıtılsa da öğrencinin zorunlu olarak okuduğu ve tanıdığı şahsiyetlerin düşünce dünyaları bilinçaltında yer etmedikçe,  bireyin örnek şahsiyetleri içselleştirmesi mümkün olmaz.
Hafıza tazelemek bazen milletin önder şahsiyetlerinin ölümünü hatırlamakla mümkün olabilir!
Milli kahramanlarla ayakta kalan milletlerin hafıza tazelemek ve milli duyguları canlandırma noktasında şehitler, şairler, gaziler, önder şahsiyetler, komutanlar önemli değerleridir.
Mehmet Akif'i değerlendirmek onu yalnız 'İstiklal Marşı' şairi olarak hatırlayıp bir kenara atmak koymak değildir.
27 Aralık 1936’dan bu güne ölüm yıldönümünü birkaç şiiriyle geçiştirmek hiç değildir.
Millet için önder şahsiyetler, yüksek ülküler peşinde koşan insanlar gereklidir.  İnsanımızın yolundan yürüyeceği  değerleri ölümsüzleştirmek ve ebediyen yaşatmak milli bütünlüğümüzün milli harcıdır.
Onu anmak "Sen ben desin efrâd, aradan vahdeti kaldır; / / Milletler için işte kıyamet o zamandır. / / Post üstüne hem kavgaların hepsi nihayet; / / Hâlâ mı boğuşmak? Bu ne gaflet, ne rezalet! " Sözlerinin anlamını kavrayarak milleti ayrıştırma çabalarına sırt çevirmek olmalıdır.
Onu anmak, yasak savmak değil, anlama yolunda çalışmakla mümkündür. Ülkenin her bireyi üzerine düşen görevi yapacak ki devlet kalkınsın. Devlet kalkınsın ki insanlar mutlu ve gururlu olsun düşüncesine vakıf olmak demektir.
Mehmet Akif Ersoy, milletimizin içinde bulunduğu kaotik ortam ile ilgili sanırım 'Zulmü Alkışlayamam' şiirinde şunları söylemekten çekinmezdi.
“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!

...
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşığım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın Lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm, yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticaın şu sizin lehçede manası bu mu?”


Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Dilaver Cebeci, Ahmet Kabaklı, Mehmet Emin Yurdakul, Samiha Ayverdi, Bahaeddin Özkişi, Ahmet Hamdi Tanpınar, … Erol Güngör, Cemil Meriç, Dündar Taşer, Mustafa Necati Sepetçioğlu gibi Hakkın rahmetine kavuşmuş yazar ve şairleri anmak, örnek şahsiyetler olarak milletin huzuruna çıkarıp hafızaları tazelemek ne kadar zor ve ne kadar meşakkatli bir yolsa da o kadar da kutsi bir görevdir!
Sözü özü doğru olanlarla birlikte olmak ve böyle şahsiyetlerle milletin hafızasının tazelenmesinde rol model olarak ortaya koymak gerekmektedir.  
Akif’çe söylemek gerekirse; “Sözüm odun gibi olsun; Hakikat olsun tek." Diyebilen insanlar gereklidir.

NACİ YENGİN
www.tarihistan.org

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum