Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

Erol Güngör -II-

14 Nisan 2021 - 09:40 - Güncelleme: 14 Nisan 2021 - 18:51

Erol Güngör -II-

Erol Güngör üzerine yazdığımız 5 Mart 2021 tarihli yazımıza birçok çevreden farklı tepkiler aldık.
Bazı çevreler eleştirdi, yerdi, bazı çevrelerse sahiplendi. Amacımız Erol Güngör’ün düşünce dünyasını ortaya koymak ve Türkiye’nin her zamankinden daha fazla O ve onun gibilere ihtiyaç duyduğunu hatırlatmaktır.

Erol Güngör ideolojilerin dar kalıpları içine hapsolacak kadar sığ birisi değildir.
İktidara yakın her düşünce köken arayışını tarihe, geçmişe yaptığı atıflarla güçlendirmeye çalışır.
İdeolojilerin kökenleri her ne kadar aynı olsa da Türk tarihinden aldıkları bazı örnek olay ve şahsiyetlere kaynaklık göstererek kendilerini,  kabullendirme, taraftar bulma gayretine giren bazı çevrelerin son dönemde Erol Güngör gibi Türklüğü şiar edinmiş ancak bunu hiçbir zaman İslam’ın sınırları dışına taşımamış düşünce ve devlet adamlarına sarılmaları onların ideolojilerinin kökten yoksun olduklarını da ortaya koymaktadır.
Erol Güngör gibi Türklüğün ve Türkiye’nin yol haritasını belirleyen düşünürlere sahip çıkmak Türkiye adına sevindiricidir.
Erol Güngör gibi şahsiyetleri kamplaştırmaya çalışan bazı çevrelerin Erol Güngör gibi millet, devlet ve vatan anlayışına iman etmiş entelektüel şahsiyetlere sığınmaya çalışmalarını anlayışla karşılamak gerekir mi bunu bilemem. Bizi düşündüren ve bir yandan da mutlu eden şey Erol Güngör, Cemil Meriç, Ziya Gökalp, Enver Paşa… gibi kendilerini Türk milleti ve İslam’ın evrensel değerleri uğruna feda edecek denli “Türk milletindenim, İslam ümmetinden” diyenlere sarılmaları ve yakından tanıma gayreti içinde bulunmalarıdır.
Açıkça anlaşılmaktadır ki Türkiye ve Türk dünyasında milleti ileriye taşıyacak akıl ve ilim ehli arasında batının etkisiyle ortaya çıkan ve batıya karşı yeni tezler ortaya çıkarmaya çalışan ideoloji çevreleri arasında yetişmiş evrensel eser ve değer üretenler çok fazla yoktur! Mesele anti tez olma değil on bin yıl tez ortaya koyan Türk tarihini, milletini ve ortaya koyduğu medeniyeti anlamaya yorumlamaya çalışmaktır.
Türk düşüncesi içinde mecz olan İslam’ın Kur’an ve Sünnet değerlerini bırakıp Türk’ü dışlayarak oluşturulmaya çalışılan ve  yeniden palazlanmaya çalışan siyasal akımlar bilmelidir ki Selefi ve Vahabi anlayışıyla,  Batının Neo liberal anlayışıyla ülkede yol almak, ekonomik, siyasi ve toplumsal çözümler ortaya koyup hayata geçirmek, kök salmak güç ve güç olduğu kadar sonuca varmayacak çabalar olarak tarihin çöplüğündeki yerlerini alacaklardır.
Türkleri Zülkarneyn olarak görmek istemeyen İsrailiyat anlayışı Emevilerden bu yana hâkim olmaya çalışmış ve baskı oluşturmaya devam etmiştir.
Zülkarneyn’in Oğuz Kağanla başladığını bilmek Hz. Nuh’tan başlayan tek tanrı inancıyla bu günlere gelen Türkleri bilmektir.
Türkleri hala Selefi anlayışıyla görmek isteyen zihniyet ve çevrelerle, Türkleri Haçlı zihniyetinin kör karanlığında gördükleri gibi görmeye çalışan Batılı düşüncenin yaklaşımları sorunlu, bakış açıları Türk milletini tarihten silme anlayışından farklı değildir.
Erol Güngör, Oğuz Kağan yolunun yolcusu,  Hoca Ahmet Yesevi’nin 20. yüzyıldaki çığlığı, Yunus’un dili, Hacı Bektaş-ı Veli’nin derinliğini kavramış ve Türk tarihi, Türk milletinin en önemli mütefekkirlerindendir.
Türkiye’de saflar derinleştikçe hangi düşüncenin, yolun daha emin olduğu netleşmeye başlıyor. İnsanlar içindeki kusmukları faş ediyor. Veyl olsun Türk düşmanlarına!
Erol Güngör üzerine yazımız devam edecek…


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum