Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

BALKAN ŞAHİNİ/HASAN ERDEM'İN ROMANI

17 Ağustos 2020 - 18:00 - Güncelleme: 17 Ağustos 2020 - 18:21

Kıymetini yitirmeyen tarih merakı, geçmişin gücü ilk gençlik yıllarında çoğunlukla romanlarla şekillenir.
Bizim yetişme dönemlerinde ilk okuma evresinde etkisinde kaldığımız kitaplar genellikle romanlardı. 90 sonrası daha ziyade filmler ön plana çıkmış gibi görünüyorsa da romanın tahtan indirebilecek denli etkisinde kaldığımız, rol modellerimizi filmlerden aldığımız pek az film vardır. Ancak kitaplar öyle değildir. Hele bir de roman kurgusu mümkün olduğu kadar gerçeğin peşinde koşuyorsa, araştırma yapılarak kaleme alındıysa daha sonraki süreçte okuduğumuz bilimsel kitapları anlamakta zorlanmayız.
Birçoğumuz gibi bizde de tarihe olan sevgi, merak, hayranlığımızı okuma evresine ilk adımımızı attığımız yıllarda romanlarla başladı. O zamanlar okuduğumuz tarihi romanları hala unutamam. Ancak tarihi meslek olarak seçtikten sonra okuduğumuz bilimsel çalışmalardan fırsat bulduğumuzda okumak istediğimiz romanları seçerken daha titiz, daha gerçekçi ve sağduyulu bir seçki yapmaya başlarız.
Son yıllarda tarih alanında filmlerin de etkisiyle roman furyası başlamış gibi görünse de okuyucunun işi daha da zorlaşmış ve nitelikli romanları bulma, okuma güçlüğü doğmuştur.
Yıllardır tanıdığım ancak romanlarını okumak için sıraya koyduğum yazarların başında Hasan Erdem gelir. Hasan Erdem’in “Balkan Şahini” romanını okurken aklımın köşesinde her nedense Mustafa Necati Sepetçioğlu yaşadı, benimle konuştu! Onun sesini duydum, ruh dünyasında Hasan Erdem’in romanını okudum diyebilirim. Rahmetli Sepetçioğlu’nu tanıdığım için mi böyle bir ses vardı kulaklarımda bilemem. Ancak bu ses Hasan Erdem’in romancılığını gölgeleyen, örten bir ses değildi. Türk tarihini adeta romanla anlatan Sepetçioğlu’nun ne denli önemli çalışmalar yaptığını gönüllerde, zihinlerde ne denli önemli izler bıraktığını göstermesi bakımından bundan büyük keyif aldım Hasan Erdem’in romanlarını okurken. Mutluluk duydum.
“Balkan Şahini” bir dönem romanı. Ancak romanda geçen kahramanlar II. Murat döneminde Balkanlardaki mücadelenin asıl kahramanları. Osmanlı’nın asker, reaya örgütlenmesinin titizlikle işlendiği roman daha çok insan unsuru, Balkan halklarının Osmanlı’ya bakış açısını gözler önüne seriyor. Genç yaşta tahta çıkan Şehzade Sultan II. Mehmet, Manisa’ya çekilen II. Murat… Balkanlarda kaynayan kazan ve kilisenin Osmanlı’ya karşı antlaşmaları hiçe sayarak Haçlı örgütlenmesine girişi…
Bir avuç inanmış, adanmış insan… Oğuz Kağanla başlayan yüce ideal devlet-millet-vatan için her türlü çileyi göğüsleyenler…
Anadolu kadının hayata hazırlanması…
Cenk meydanlarında kılıç elde vuruşurken ölmeyi onur sayan, koç yiğitlerim! Bizleri Balkandan atabileceklerini zanneden Haçlılara buranın cehennem kapısının eşiği olduğunu gösterelim!” ... Haçlı süvarileri, saldırıyı bulundukları yerde hiç kımıldamadan bekleyen Türklerin ön saflarına ulaşınca, sanki kıyamet koptu….
Sultan Murad Han Gâzi, “İncil üzerine yemin ettikleri halde yeminlerini bozan, gururları büyük kendileri küçük adamlar günü geldiğinde öfkeli kılıçlarımızın gazabından kurtulamayacaklar.” demiş ve 10 Kasım 1444’de Varna’da, çiğnenen antlaşmanın metnini mızrağa takarak, Haçlılara yeminlerini bozmanın hesabını sormuştu.”
Hasan Erdem’in romandaki ustalığında Türk tarihini bir bütün olarak bakması ve geniş alan araştırmasına borçlu olmalıdır. www.tarihistan.org
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum