Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

KALEM İLE KAĞIT

28 Aralık 2021 - 20:49

KALEM İLE KÂĞIT
                              E. KUŞÇU’YA*
Kalemin kâğıda değdiği an… Özlenen vuslattır bir bakıma. Bir bakıma da gaflettir. Sanki biri yaradır, diğeri merhem. O denli iyi gelirler birbirine. İyi eden ile iyileşen ayrı görülmeyince...

Kalem söyleyemediklerini, dillendiremediklerini bir bir kâğıda anlatır, içini döker, onunla paylaşır. Peki, ya kâğıt kiminle paylaşacak, o kime anlatacak dertlerini, içerisinde eylendirdiklerini…

Kâğıt, kalemi anlarda anlamasına kalem nasıl anlayacak kâğıdı. İşte, hayatta da böyledir dostlar, bazı insanlar kalem olur, bazıları ise kâğıt. Bazen kâğıt bazen kalem olmalı makbul olanı…

Kendi dertlerini anlatırlar lakin sizi bir türlü anlayamazlar. Bu yöneliş biteviye sürüp giderse kâğıt olarak kullanılırsınız, hayatınız boyunca ki doğru olmasa da...

Üzerinde bir miktar düşünüldüğünde bazı insanların ömür boyu kendilerini kâğıt olmaya mahkûm ettiklerini görmek de mümkün olmaktadır. Kaderimse çekerim rızasıyla…

Bu tip kişilerin hep yazılan, çizilen ve karalanan -tekraren silinip yazılan- olmaktan kurtulmanın gayretine girmediklerine şahit olunduğunda kalem olmaktan çekilmenin zamanı gelmiyor mu?

Sorunun cevabını beklemeden akıllardan geçecek diğer sualleri dinlendirirken biz bir başka sorgulama yapalım. Siz kalemin hayfını duyumsarken kâğıt olmanın gamını duymayanlara bir diyecek sözünüz yok mu?

Oysa olmalı, kapı önüne serilen bir paspas bile eskiyip ömrünü tamamlarken kâğıt olup gailesiz bir hal ile yazılmayı beklemesi, karşılıksız sevgiden başka bir şey değildir zannımca. Bedel ödeme noktasında kalakalanların şikâyetlerinin haklılığı da bu noktada sorgulanmalıdır…

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok, darbımeselindeki anlatı manidardır. Tavşandaki yangın gözle görünür olmayınca ona hayıflanmak ne kadar doğruyu ifade eder ki münakaşası olmasın…

Hayatın kâğıt ve kalem bağlamında sıkıştırılmayacak kadar bir genişliğe ve renkliliğe hâkimiyeti vardır. Canlar canını bulması istemiyle…

Bu vakitte olması gerekenin derin bir fikir işçiliği ile ortaya konulması gerekir ki o da hayıflanmanın ötesinde örnek teşkil edecek işlere vesile olabilecek yolların aranılmasından geçmesi gerekir…

Kalemsen iyi yazılar yazmalısın hem de kağıtın hakkını-hukukunu gözeterek. Ben yazarım, sen ise yazılansın ayrımlamasını yapmadan yazabildiklerinin en mükemmelini sergileyerek kendin adına yücelikleri göstermelisin…

Kâğıtsan ömür boyu hüküm almış, ümitleri tükenmiş, gelecek kaygısı olmayan bir kimliğe girmek, bürünmek yerine yazılanların en iyi örneklemeler olmasının sancısını çekmelisin, uyarıların çokça farkında olmalısın ki yüceltilmenin hedefine konulasın…

Hâsılı kelam; olduğun halde değil olman gereken hale yönelirsen ki bu yolda çaba harcarsan sen olursun. Sen olursan ben olurum, Sen ve Ben olursak Biz oluruz. Biz olunca da aşılmayacak engel, yıkılmayacak duvar, çözülmeyecek problem kalmaz zihinlerimizde ve yaşadığımız hayatta.

İyi kalemlerin iyi kâğıtlarla buluşması dileğini yenilerken salt kalem ve kâğıttan fazlası olmak yolu çabalarımızla genişlesin ve renklensin…

Muammer AZMAK 15/12/2021

*Başarılarının yenilenerek artması ve çabalarının karşılığını alabilmen temennisiyle…

 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 4 Yorum
  • Muhammet AKTAŞ
    2 yıl önce
    Kaleminize sağlık hocam
  • Serkan gülbahar
    2 yıl önce
    Muradullaha uygun bir hayat dileğiyle...
  • Kâmil ERSİN
    2 yıl önce
    Öğrencimizi tebrik eder, başarılarının artarak devamını dilerim.
  • SITKI ASAN
    2 yıl önce
    Çok güzel bir yazı......yerine göre bir kalem yerine göre bir kağıt olmak temennisiyle ...ithaf edilen Esma Nur KUŞÇU kızımızın başarılarının devamı dileğimle ....