Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

DÜŞÜNCE DÜNYAMIZDAN IX

18 Ekim 2020 - 12:06 - Güncelleme: 18 Ekim 2020 - 16:31

DÜŞÜNCE DÜNYAMIZDAN IX

Öğretici metinler, bilgi vermek amacıyla yazılırlar. Bu metinlerle sağlanan iletişimin amacı bilinmeyeni açıklamak; herhangi bir yer ve olay hakkında bilgi vermek; bir düşünceyi, duyguyu kanaati bildirmek, günlük hayatın gerçeklerini, tarihî olayları, felsefi düşünceleri ve bilimsel gerçekleri anlatmaktır.  Yazılış amacı ile sezdirilen anlam arasında bir ilişki söz konusudur. Öğretici metinler genel olarak kelimelerin ilk anlamlarıyla oluşturulduklarından, bu metinlerin okuyucuda bıraktığı izlenim de gerçek anlamıyla oluşur.

Düşünce yazısı da denilen bu metinler; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden meydana gelir. Metinde cümleler ve paragraflar arasındaki ilgi kendi içinde anlam bütünlüğü sağlar. Anlam bütünlüğü olan birimlerin bir düzene bağlı olarak birleşmesi sonucu da metnin yapısı oluşur. İşte bu yapı incelenirken bakılması ve bilinmesi gereken ögeler şunlardır:

Metin ve zihniyet: Zihniyet denilen olgu, metnin yazıldığı dönemdeki siyasi, sosyal, dini, ekonomik askeri durumlardır. Bir metin ister edebiyat metni olsun ister öğretici metin olsun yazıldığı dönem ve şartlardan ayrı düşünülemez. Zihniyet değiştikçe metinlerin de değişmesi çok normaldir çünkü bir yazarı, ait olduğu toplumdan bağımsız düşünemezsiniz. Bu bakımdan yazarın ürettiği metnin de ait olduğu toplumdan bir takım izler taşıması pek doğaldır. Öğretici metni okurken mutlaka o dönemin zihniyetini bilmeli, bilmesek de en azından fikir sahibi olmalı ve ona göre yargıda bulunmalıyız.

Metin yapısı: Yazarın metnin kurgusunu nasıl yaptığını anlamımızı sağlar. Öğretici metinlerin planı çok karışık değildir, genelde metin; giriş, gelişme ve sonuç bölümünden oluşur. Giriş kısmında metnin konusu ve ana fikri verilir, bu metinde okuyucuyu neyin beklediğinden bahsedilir. Gelişme kısmında ise metne yan fikirler girer, düşünceyi geliştirme yolları dediğimiz yöntemlerle konuya çeşitli yönlerden bakılır, yazar örneklendirme, tartışma, açıklama gibi anlatım biçimleri ile konusunu savunur. Sonuç bölümünde ise konu toparlanır ve anlatılmak istenen ister maddeler halinde ister düz anlatım ile sıralanır veya açıklanır. Öğretici metinlerin genel yapısı özellikle tümden gelim veya tüme varım yöntemleri ile – ama en çok tüme varım ile – kurulur. Bunun dışında daha farklı metin kurma teknikleri de kullanılır.

Metnin dili ve anlatımı: Öğretici metinlerde amaç bir şey öğretmek ya da bir fikir aşılamak olduğu için dil sadece bir araçtır. Mümkün olduğunca basit ve yalın bir dil kullanılmaya çalışılır. Dil göndergesel işlevinde karşımıza daha çok çıkar. Sözcüklerle mecazlar yapılmaz ya da kinayeden, dolaylamadan kaçınılır. Sözcüklerin akla gelen ilk anlamları yani gerçek anlamı kullanılır. Bazılarında terim anlamı ile de karşılaşırız.

Metin ile kuşak ya da dönem ilişkisi: Gelenek, kuşaklar arası kültür birikimidir. Metin yazarı bu kültür birikimini mutlaka aktarır metne. Her ne kadar özgün metin yazma isteğinde bulunsa da kendisinden önce oluşan metin geleneğinin takipçisidir. Bu bakımdan da metin  - gelenek ilişkisine dikkat etmeli, her bilimsel metnin bir bilim metni olduğunu ve kendisinden önceki metinden destek aldığını hatırda tutmalıyız. Metinler arası bir bağ olduğunu görmezden gelemeyiz. Bu ilgi dikkatten kaçmamalı.

Metni anlama ve yorumlama: Öğretici metinler bir bilgi vermek üzere kurulduğu ya da okura bir fikri kabul ettirmek derdinde olduğu için metinler yoruma kapalıdır. Ya o fikir kabul edilir ya da o fikir ret edilir.  Öğretici metinler bu yönüyle herkes tarafından aynı mesajın alınmasını sağlar. Örneğin bir şiiri okurken o şiirden herkes farklı bir şey anlayabilir ama bu yazıdan ‘ki bu düzyazı/nesirdir’ herkes aynı şeyi anlar. “Öğretici Metinler” konusunu işlemektedir.

Metnin yazarı ve metin ile yazar ilişkisi: Metin yazardan, yazar da metinden kopuk düşünülemez. Yazar, özellikle metnin tarzı yönünde etkilidir. Bazı metinler ciddi ve sert bir tarzda giderken bazı metinler de mizahî bir tarzda gidebilir. Bu çok normaldir. Yazar, elbette kendi dünya görüşüne uygun olan alanda uzmanlaşır. Sevdiği bir alanda çalışan bir insanın bilgi birikimi ile o alanı bir iş olarak gören bir insandan aynı kalitede yazı beklemeyiz. Yazar ile metin mutlaka ilişkilidir.

Metnin ana fikri: Metnin ana fikri, yazarın metni neden yazdığının cevabıdır. Yani metnin amacı metnin ana fikridir. Tam tanım yapmak istersek ana fikir şudur: Öğretici metinlerde var olan, metnin oluşumunun temelinde olan, metnin bize vermek istediği mesajdır. Ana fikir ya da ana düşünce ile konu aynı şey değildir. Konu, metnin üstünde durduğu durum, olgu, fikir veya sorundur; ana fikir ise metnin bize vermek istediği mesajdır. Sanılanın aksine ana fikrin toplandığı tek bir yer olmayabilir. Belki sonuç kısmı, metinde süregelen fikirlerin toplandığı bir bölümdür ve ana düşünceden emin olma kısmıdır. Ama sonuç bölümüne kadar aklımızda bir ana fikir oluşur.

Metinde ana düşünceyi destekleyen yan fikirler mutlaka olmalı ama bu yan fikirleri ana düşünce sanmamalıyız. Yan fikir birden fazladır ve metnin geneline yayılmazlar. Genelde bir paragrafta toplanırlar ve diğer paragrafta başka bir yan fikre geçilir. Bu yan fikirlerin desteklediği şey, ana fikirdir. Bu temellendirmeler ile yapılan inceleme metnin iyi anlaşılmasını kolaylaştırır.

17.09.2020 Muammer AZMAK
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum