Önder GÜZELARSLAN

Önder GÜZELARSLAN

[email protected]

TARİHE DAMGA VURAN İSİM “MÜKRİMİN HALİL YİNANÇ”

31 Mayıs 2020 - 19:46 - Güncelleme: 01 Haziran 2020 - 00:28

TARİHE DAMGA VURAN İSİM “MÜKRİMİN HALİL YİNANÇ”

Bütün dünyanın yaşadığı Covid-19, Koronavirüs vakıası nedeniyle devletimizin almış olduğu tedbirler çerçevesinde evlerde kaldık. Evde kaldığımız bu zaman dilimi benim için okumaya dönük bir fırsat oluşturdu. Yaklaşık 3 aylık zaman zarfında neredeyse 100’e yakın kitap okuma imkanım oldu. Okuduğum kitaplar üzerine tahlillerden bulunarak siz değerli okuyucularım ile okuduklarımı ve edindiğim bilgileri paylaşmaya gayret gösterdim ve göstermeye de devam ediyorum.

Bu yazımızda da hayatını okuduğum ve çok etkilendiğim ülkemizin önemli bir değeri olan ve belki de bir çoğumuzun ismini ilk defa duyacağı bir kişiyi tanıtmaya gayret edeceğim. Bu isim kültür dünyamızı aydınlatan, zekası ile bütün herkesi şaşırtan, büyük tarih uzmanı, bildiği doğruları hiç çekinmeden ifade eden ve bilimsel gezilerde aldığı haz sonucu ortaya koyduğu çalışmaları ile herkesi hayrete düşüren, hayatının büyük çoğunluğunu kütüphanelerde geçiren ilim adamımız, Kahramanmaraşlı Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç.

1 Temmuz 1900 yılında Kahramanaraş’ın Elbistan ilçesinde dünyaya gelen Mükrimin Halil Yinaç 61 yıllık hayat serüvenine çok şeyler sığdırmıştır. Babası dönemin önemli kadılarından birisi olan Halil Kamil Efendi’dir. Babasının kadılık görevi nedeniyle Elbistan’da başladığı tahsilini, Malatya, Mardin ve Diyarbakır’da sürdürmüştür. 

1913’te İstanbul’a giderek idâdînin son iki sınıfını Gelenbevî Sultânîsi’nde okumuş, 1916 yılında İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi Tarih Şubesi’ne kaydolmuştur. 1919’da başladığı Mekteb-i Mülkiyye’yi, 1921 yılında tamamlayarak eğitim sürecini tamamlamıştır.  Aynı yıl (1921) Dâvud Paşa Orta Mektebi’nde tarih muallimi olarak iş hayatına başlamıştır. 1923’te bu görevinin yanında Târîh-i Osmânî Encümeni’nde kütüphane memurluğu ile görevlendirilmiştir. 1925 yılında Paris kütüphanelerinde araştırma yapmak üzere Fransa’ya gönderilmiş ve bu kütüphanelerde yaptığı çalışmalar ile göz doldurmuştur.

Paris’te bulunduğu zaman diliminde Fransızcasını da geliştirme imkanı bulan Mükrimin Halil Yinanç hoca burada Bibliotek National kütüphanesinde çalıştığı süre zarfında da çok ciddi uzmanlık elde edecek derecede Selçuklu Tarihi üzerine çalışmalar yapmıştır. Ömrünü çalışmaya ve tarihe adayan Mükrimin Halil Yinanç Paris’te olduğu süre içinde sabahları 06.00’da kalkıp kütüphanenin açılış saati olan 07.00’a kadar Fransızca dil kursuna giderek Fransızcasını geliştirmiş. Ve kütüphanede de kapanış saati olan saat 17.00’a kadar araştırmalarını sürdürmüştür. Kendisi çok güçlü bir hafızaya sahip imiş. Adeta bu güçlü hafızasını test edercesine Paris’te Bibliotek National Kütüphanesi’nde bulunduğu bir anda şöyle bir olay yaşanmıştır.

Mükrimin Halil Yinaç kütüphanede Selçuklu tarihiyle ilgili çok önemli bir kaynağa ulaşır. Bu kaynak eser, Enverî’nin “Düsturname”sidir. Bu kitabı kopya etmek ister ancak kitabın kopyasını almasına müsaade edilmez. İşte tam bu noktada meşhur hafızası devreye girer. Kitaptan her gün 5-10 sayfa ezberlemek ve kaldığı otelde kağıda dökmek suretiyle kitabın kopyasını çıkartır. Türkiye’ye döndüğünde de kopya ettiği kitabı yayımlar. Aradan belirli bir zaman sonra bu kitabın İzmir Milli Kütüphane’sinde çıkan yeni nüshası ile karşılaştırıldığında en küçük bir farklılık bile olmadığı anlaşılır. Ancak kitabın kütüphane dışında yayımlandığını öğrenen kütüphane yönetimi bütün memurları görevinden uzaklaştırılır. Olayı Paris’te iken öğrenen Mükrimin Halil Yinanç kurulan komisyon karşısında keskin hafızasını konuşturarak durumu ispatlar. Bunun üzerine herkes hayretler içinde kalır ve görevinden alınan kütüphane personeli tekrar görevine iade edilir. Bu olay sonunda da Mükrimin Halil Yinanç’a kütüphane görevinin yanı sıra üniversitede bir kürsü verilir böylece üniversite hocalığı görevi de başlamış olur. 

Paris’teki görevini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönen Mükrimin Halil Yinanç bir süre, Kabataş ve Galatasaray liselerinde öğretmenlik yapmıştır. 1930 yılında Türk Tarihi Tedkik Heyeti üyeliğine getirilmiş ve Dârülfünun üniversiteye dönüştürülmesi üzerine de Edebiyat Fakültesi’ne tarih doçenti olarak tayin edilmiştir. 1941 yılında profesörlüğe yükseltilmiş, 1946 yılında çıkan üniversiteler kanununun ardından Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Tarihi Kürsüsü’nün ilk başkanı olmuştur. 1949-1953 yılları arasında Şarkiyat Enstitüsü’nün faaliyetlerini yürütmüş ve 1957 yılında ordinaryüs pâyesini almaya hak kazanmıştır.

Mükrimin Halil Yinaç onca meşgalesi ve çalışma ortamına rağmen fırsat buldukça memleketini ve akrabalarını da hiç ihmal etmemiş, onları sık sık ziyaret etmiştir. Bu yönüyle de oldukça kendisinden söz ettirmiştir. Elbistan’a her gelişinde aydınlar ve akrabaları ile derin muhabbet ortamı oluşturarak edindiği bilgi ve tecrübelerini hemşerileri ile de paylaşmıştır. Memleketine olan sevgisi nedeniyle İslâm Ansiklopedisi’nin “Elbistan” maddesinin kaleme aldığı gibi, eserleri kısmında görüleceği gibi “Maraş ve Elbistan Tarihi” projesini de gerçekleştirdiği görülmektedir. Ajandası incelendiğinde de Elbistan’da gezilip görülecek yerleri tek tek not aldığı görülmüştür. Bunlardan da anlaşılacağı üzerine memleketi Elbistan’a karşı ayrı bir ilgisi varmış. Yine 1958 yılında geldiği bir memleket ziyaretinde dönemin Kahramanmaraş Valisi İbrahim Öztürk ile birlikte Cela ve Nurhak köylerini ziyaret etmiş, bu ziyareti de uzun bir süre gündemde kalmıştır.

Çok güçlü bir hafıza gücü olan Mükrimin Halil Yinanç hoca, giyim kuşamına çok fazla önem vermez, müthiş derece de hayırsever ve iyilik sever bir yapıya sahipti. İlmini hiçbir kimseden asla esirgemezdi. Prensip sahibi olmakla beraber doğru bildiğini söylemekten de asla çekinmezdi. Kendisi hakkında Cavid Baysun şunları ifade etmiştir:

“Memleketinin insanlarını, geleneklerini, tarihini, her şeyini, taşını ve toprağını bütün varlığı ile seven, milletine hizmet etmek ateşiyle yanıp tutuşan bu hoca, ömrü boyunca kanaatlerine ve imanına sadık kalmasını bilmiştir.”

Ömrü kütüphanelerde, evi ve okul arasında geçen Mükrimin Halil Yinaç, derin bir tarih bilgisi ile etrafındaki insanlar tarafından gıpta ile takip edilirdi. Özellikle de  Anadolu’nun Türkler tarafından yurt edinilmesi safhaları ve Selçuklu tarihine olan hakimiyeti ile engin tarih bilgisine vukufuyeti hayranlıkla takip edilmiş bunun yanı sıra akademik faaliyetleri ile de zirveye çıkmıştır. Milli tarihimizin az sayıda tedkik edilmiş, sahasında emsalsiz birisi olarak döneminin en büyük üstadı sayılmıştır.

Mükrimin Halil Yinaç 22 Aralık 1961 yılında Haseki Hastanesi’nde vefat etmiş ve cenazesi ertesi günü Süleymaniye Camii’nde kılınmış akabinde İstanbul Üniversitesi merkez binasında yapılan tören sonrasında Topkapı Merkez Efendi Kabristanlığı’na defnedilmiştir.

Mükrimin Halil Yinaç hayatta iki şeyi çok severmiş; “kitapları ve talebeleri”. Kitapları ilmin muhafazası olarak görür, kitap almak için hiçbir şeyden çekinmezmiş. Onun görüşüne göre, kitaplar şahısların değil milletin malıdır. Bundan dolayı da kitapların iyi korunmasını ve gelecek nesillerin istifadesine sunulmasını istermiş.

Mükrimin Halil Yinanç hoca muhteşem birikimine rağmen geride az sayıda eser bırakmıştır. Bıraktığı eserler, 15 civarında yazdığı kitap ve risaleler. Kitap hacminde 60 kadar makale, 30 ansiklopedi maddesi, 5 takriz ve 10’larca cilt tutarında notlar ve tercümeler.

Böylesine önemli bir şahsiyet olan Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinaç hoca kanaatimce hemşerileri tarafından da çok fazla tanınıp bilinmemektedir. Gizemli ve çok özel olan hayatı mutlaka okunmalıdır. Kahramanmaraş Belediyesi ve Elbistan Belediyesi muhteşem tarihi derinliğe sahip bu şahsiyeti gelecek nesillere tanıtmakla borçludur. Unutulmamalı ki böylesi değerler kolay yetişmiyor ve kolay kazanılmıyor. Gelecek nesillere doğru şekilde kendisi tanıtılabilirse, umulur ki içlerinden kendisini rol model edinecek ve takip ettiği yoldan gidecek birileri çıkabilir. Bu nedenle böylesi değerler yitik olarak kalmamalıdır.

Mükrimin Halil Yinanç hocayı daha yakından tanımak isteyenler, “Tarihe Adanmış Bir Ömür  Ord. Prof. Dr. Mükrimin Halil Yinaç”  isimli eseri kaleme alan Ömer Hakan Özalp’ın kitabını okuyabilir. Bu satırlar vesilesi ile bize Türkiye’nin ilk Selçuklu tarihi uzmanı olan hocamızı tanıtmaya gayret gösterdiği, böylesi anlamlı eser ortaya koyduğu için Ömer Hakan Özalp beyefendiye ve kitabı yayımlayan Elbistan Mükrimin Halil Yinanç Aile Vakfı’na şükranlarımı iletiyorum.