Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar
“Özetle, insanları istediği gibi kullanan kuvvet; düşünceler ve bu düşünceleri kişiliğe büründüren ve genelleştiren kimselerdir.” (s. 2)
“Düşüncenin özelliği de, hiçbir itirazın bozamayacağı bir kesin biçimle kendini kabul ettirmektir. Bu ise, düşüncenin yavaş yavaş seziş biçiminde değişerek inanışa dönüşmesiyle mümkündür. Ve öyle olduktan sonradır ki onu sarsmak için bütün başka mantıkların, başka usavurmaların hükmü olamaz.” (s. 2)
İçinden geçmekte olduğumuz zaman dilimi Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yılını ihtiva eder. Şimdiki zamandan 100 yıl öncesine bakmak için ve hatta 1923 öncesi dünyayı anlama ve algılama açısından son 300 yılımızı oluşturan siyasi, fikri, kültürel, entelektüel hareketleri bilmek ve dünya çapında çağa damgasını vuran aydınları, eserleri bilmek, okumak, anlamak ve yorumlamak gerekiyor.
Bunları bilmek hem devletimizin kuruluş sürecini daha iyi anlamamızı ve kavramamızı sağlayacak hem de devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü daha iyi idrak edebilmemizi sağlayacaktır.
Her yazar, her düşünür, her devlet adamı yaşadığı çağın tanığıdır. Buradan yola çıkarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak adına Atatürk’ün hangi olayların, düşüncelerin, akımların etkisinde kaldığını; hangi düşünürleri okuduğunu ve bunları tenkit, tahlil ettiğini bilmemiz gerekiyor.
Bu cihetle Şerafettin Turan’ın hazırlamış olduğu “Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar” adlı kitabı bize yol gösterici olması yönünden önemlidir.
Şerafettin Turan’ın ilgili kitabı Türk Tarih Kurumu yayınları arasından çıkmıştır. Toplamda 88 sayfadan oluşan hacimce küçük bir kitaptır. Kitap birinci baskısını 1982 yılında yapmış olup elimizdeki nüshası kitabın 2018 tarihli yedinci baskısıdır.
Kitabın başlıklarına göz atacak olursak; Düşünce ve İnanış, Tarihsel Dönemeç, Öğrenim Yıllarının Etkisi, Fransa Etkisi, Meşrutiyet Dönemi Düşünürleri, Tarihsel Dayanak, Türkçenin Özleşmesi, Düşüncede Çağdaşlık, Genel Dizin gibi başlık ve alt başlıklardan oluşmaktadır. Ayrıca kitabın sonunda Atatürk’ün el yazısıyla yazdığı yazılardan ve Atatürk’ün şahsi kütüphanesinde bulunan kitapların içinden örnek metinler vardır.
Kitabın içeriğine bakacak olursak bizlere Atatürk’ün düşünce dünyasını oluşturan şunun gibi verileri vermektedir: Hiç şüphesiz ki ilk başta Atatürk’ün “değişik görüş ve düşüncelerden kendine özgü bir bileşkeye ulaşmış olması dikkati çeker.” (s. 1) Bu da Atatürk gibi 20. yüzyılın tartışmasız en büyük siyasi, askeri dehası ve devlet adamı olan bir kişinin tek bir olaydan, gelişmeden ya da tek bir yazardan, kitaptan beslenmeyeceğini bizlere göstermektedir. Atatürk’e baktığımızda istifade ettiği bütün kaynakları adeta arının yeni bir bal yapması için farklı çiçeklerden alması gereken özü alıp kendi balını yapması gibi Atatürk de kendi özünü oluşturmuştur. Atatürk’ün “4289 bibliyografik künyeden oluşan” (s. 10) zengin bir kütüphanesi olduğu ve ilgili kitapları tenkitli bir şekilde okuduğu bilinmektedir. Hatta bu noktada okuduğu kitaplarda katılmadığı bölümleri neden katılmadığını ifade etmesi ya da önemli gördüğü bölümleri renkleri farklı kalemlerle işaretleyerek notlar düşmesi nasıl bir okuma sürecinden geçtiğini anlamamız adına mühimdir.
Atatürk’ü etkileyen olayların başında belki de en önemlisi Fransız İhtilalidir. 1789 yılında cereyan eden bu ihtilal hareketi sonuçları itibariyle imparatorluklar çağının kapanması, ulus devlet çağının başlamasına giden sürecin mihenk taşıdır. Osmanlı gibi çok uluslu bir yapı bu süreçten Balkan Savaşlarında nasibini almıştır. Fransız ihtilalinin aynı zamanda dünyaya yaydığı bazı fikirler vardır: Eşitlik, adalet, hürriyet gibi… Atatürk’ün öğrencilik yıllarından itibaren Fransız ihtilalini sebep ve sonuçlarıyla öğrendiği ve etkilendiği açıktır. Bir de Atatürk’ü etkileyen olayların başında “kavm-i necip olayı” gelmektedir. (s. 4)
Atatürk’ün fikirlerinin oluşumuna etki eden şahsiyetlerin başında hiç şüphesiz ilk başta öğretmenleri gelmektedir. Bunu “22 Eylül 1924 günü Samsun’da, ‘nereden esin ve kuvvet aldığı’ yolunda yöneltilen soruya verdiği cevapta, ‘uyanış’ı düne borçlu olduğunu” (s. 5) olduğunu belirtmiştir. Bu noktada Selanik Askeri rüştiyesinde Fransızca öğretmeni olan Yüzbaşı Nakiyüddin Yücekök, Manastır Askeri İdadisinde Tarih öğretmeni Topçu Kolağası Mehmet Tevfik Bilge ilgili kitapta Atatürk’ü etkileyen öğretmenler olarak ön plana çıkmaktadır.
Bunun haricinde döneme damgasını vuran şairlerden Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Emin Yurdakul’un eserlerini Atatürk’ün daha genç yaşta okuduğunu ve bunların fikirlerinden etkilendiği ifade edilmiştir. (s. 7)
Yine bakıldığında Ziya Gökalp ve Atatürk ilişki üzerine kitapta değinilmiştir. Atatürk’ün bir kişinin fikirlerini tamamen benimsek yerine kendi aklına yatan kısımları alıp üzerine kendi düşüncelerini inşa ettiği görülmektedir. Bu hususta da “kültür” kavramına bakışta Atatürk ve Ziya Gökalp arasında kesişen ve ayrılan yönlere ilgili eserde kısaca temas edilmiştir.
Atatürk’ün toplumsal ve devrimci görüşlerinin oluşmasında etkili olan yazarlardan birisi de ilgili eserde değinilen Şehbender-zade Filibeli Ahmet Hilmi’dir.
Aynı zamanda Atatürk’ün fikirlerinin oluşmasında Türk ve yabancı –özellikle Fransız- birçok aydının derin tesiri olduğu anlaşılmaktadır. Mesela yabancı aydınların başında kimler gelmektedir diye baktığımızda kitapta şu isimler ön plana çıkmaktadır: Leon Cahu, Deguigne, Leone Caetani, Herbert George Wells, A. Sanhoury, J. A. Gobineau, A. C. Haddon, Eugene Pittard, Albert Sorel, Sılberschimidt vb. gibi yazarların eserlerini okuduğu, bunlardan tarihe, kültüre bakış, dünya meseleleri ve dengelerini çözümleme noktasında istifade ettiği anlaşılmaktadır. Atatürk’ün çok iyi derecede Fransızca ve Almanca bildiği bilinmektedir. Bazı yazarların eserlerini de orijinalinden okuması bu noktada derinliğini göstermektedir.
Yine ilgili kitapta Atatürk’ün dil konusu hakkında düşüncelerini, bu düşüncelerin ilk oluşum sürecini ve zamanla nasıl kendi içinde geliştiği ifade edilmektedir.
Atatürk dönemin en çağdaş devlet adamların başında gelmektedir. Bundan dolayı çağdaş düşünceye, insana büyük önem vermektedir. Bu noktada şu sözleri önemlidir.
“Bunların hiçbiri bugünkü dünyamızın içinde kurulan yeni bir devletin arması olamaz. Devletin arması, sembolik bir insan başı olarak değiştirmeli.”
“Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar. Bir insan başının ifade etmeyeceği hiçbir şey düşünemiyorum.”
“İnsanın vücudu bir kürsüdür. Zekâ cevherinin mahfazası olan başı üzerinde taşımak için kurulmuş bir kürsü! Çünkü esas zekâdır.”
Şerafettin Turan ilgili kitabında bizlere Atatürk’ün düşünce dünyasını etkileyen olaylar, şahsiyetler ve eserler noktasında genel bir çerçeve çizmektedir. Kitapta mesela Atatürk’ü etkileyen şahsiyetlerden hangi noktalarda etkilendiği, hangi noktalara katılmadığını ilgili aydınların eserlerinden iktibas ile Atatürk’ün katılıp katılmadığı noktaları bize belirtmiştir. Bu şekilde zihnimizde genel bir çerçevenin oluşmasını sağlamıştır. Elbette Atatürk çöken bir imparatorluktan, küllerinden yeniden doğan ulus devlet inşa eden kabına sığmaz bir şahsiyettir. Bundan dolayı Atatürk’ü etkileyen olaylar, şahsiyetler, eserler bu küçük kitapla sınırlandırılamaz. Fakat Atatürk’ü anlamak için nereden başlamamız noktasında bize bir takım ipuçları verebilir. Dünya tarihini çok iyi bilen Türk Tarih Kurumunu kuran bir şahsiyet, şuurlu bir dil bilincine sahip ve Türk Dil Kurumunu kuran bir şahsiyetten bahsediyoruz. Atatürk’ü anlamak sadece onun eserlerini, sözlerini okumakla olmayacağı onun yaşadığı çağı anlayarak daha iyi idrak edileceği anlaşılmaktadır.
Elimizdeki bu kitap Atatürk’ü anlamak isteyenler için önemli bir kılavuzluk etmektedir.
Şerafettin TURAN, Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar. Türk Tarih Kurumu Yayınları XVI. Dizi – Sayı: 45, 7. Baskı, Ankara, 2018
Mustafa ORAL
Manisa
17.04.2023
“Özetle, insanları istediği gibi kullanan kuvvet; düşünceler ve bu düşünceleri kişiliğe büründüren ve genelleştiren kimselerdir.” (s. 2)
“Düşüncenin özelliği de, hiçbir itirazın bozamayacağı bir kesin biçimle kendini kabul ettirmektir. Bu ise, düşüncenin yavaş yavaş seziş biçiminde değişerek inanışa dönüşmesiyle mümkündür. Ve öyle olduktan sonradır ki onu sarsmak için bütün başka mantıkların, başka usavurmaların hükmü olamaz.” (s. 2)
İçinden geçmekte olduğumuz zaman dilimi Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yılını ihtiva eder. Şimdiki zamandan 100 yıl öncesine bakmak için ve hatta 1923 öncesi dünyayı anlama ve algılama açısından son 300 yılımızı oluşturan siyasi, fikri, kültürel, entelektüel hareketleri bilmek ve dünya çapında çağa damgasını vuran aydınları, eserleri bilmek, okumak, anlamak ve yorumlamak gerekiyor.
Bunları bilmek hem devletimizin kuruluş sürecini daha iyi anlamamızı ve kavramamızı sağlayacak hem de devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü daha iyi idrak edebilmemizi sağlayacaktır.
Her yazar, her düşünür, her devlet adamı yaşadığı çağın tanığıdır. Buradan yola çıkarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak adına Atatürk’ün hangi olayların, düşüncelerin, akımların etkisinde kaldığını; hangi düşünürleri okuduğunu ve bunları tenkit, tahlil ettiğini bilmemiz gerekiyor.
Bu cihetle Şerafettin Turan’ın hazırlamış olduğu “Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar” adlı kitabı bize yol gösterici olması yönünden önemlidir.
Şerafettin Turan’ın ilgili kitabı Türk Tarih Kurumu yayınları arasından çıkmıştır. Toplamda 88 sayfadan oluşan hacimce küçük bir kitaptır. Kitap birinci baskısını 1982 yılında yapmış olup elimizdeki nüshası kitabın 2018 tarihli yedinci baskısıdır.
Kitabın başlıklarına göz atacak olursak; Düşünce ve İnanış, Tarihsel Dönemeç, Öğrenim Yıllarının Etkisi, Fransa Etkisi, Meşrutiyet Dönemi Düşünürleri, Tarihsel Dayanak, Türkçenin Özleşmesi, Düşüncede Çağdaşlık, Genel Dizin gibi başlık ve alt başlıklardan oluşmaktadır. Ayrıca kitabın sonunda Atatürk’ün el yazısıyla yazdığı yazılardan ve Atatürk’ün şahsi kütüphanesinde bulunan kitapların içinden örnek metinler vardır.
Kitabın içeriğine bakacak olursak bizlere Atatürk’ün düşünce dünyasını oluşturan şunun gibi verileri vermektedir: Hiç şüphesiz ki ilk başta Atatürk’ün “değişik görüş ve düşüncelerden kendine özgü bir bileşkeye ulaşmış olması dikkati çeker.” (s. 1) Bu da Atatürk gibi 20. yüzyılın tartışmasız en büyük siyasi, askeri dehası ve devlet adamı olan bir kişinin tek bir olaydan, gelişmeden ya da tek bir yazardan, kitaptan beslenmeyeceğini bizlere göstermektedir. Atatürk’e baktığımızda istifade ettiği bütün kaynakları adeta arının yeni bir bal yapması için farklı çiçeklerden alması gereken özü alıp kendi balını yapması gibi Atatürk de kendi özünü oluşturmuştur. Atatürk’ün “4289 bibliyografik künyeden oluşan” (s. 10) zengin bir kütüphanesi olduğu ve ilgili kitapları tenkitli bir şekilde okuduğu bilinmektedir. Hatta bu noktada okuduğu kitaplarda katılmadığı bölümleri neden katılmadığını ifade etmesi ya da önemli gördüğü bölümleri renkleri farklı kalemlerle işaretleyerek notlar düşmesi nasıl bir okuma sürecinden geçtiğini anlamamız adına mühimdir.
Atatürk’ü etkileyen olayların başında belki de en önemlisi Fransız İhtilalidir. 1789 yılında cereyan eden bu ihtilal hareketi sonuçları itibariyle imparatorluklar çağının kapanması, ulus devlet çağının başlamasına giden sürecin mihenk taşıdır. Osmanlı gibi çok uluslu bir yapı bu süreçten Balkan Savaşlarında nasibini almıştır. Fransız ihtilalinin aynı zamanda dünyaya yaydığı bazı fikirler vardır: Eşitlik, adalet, hürriyet gibi… Atatürk’ün öğrencilik yıllarından itibaren Fransız ihtilalini sebep ve sonuçlarıyla öğrendiği ve etkilendiği açıktır. Bir de Atatürk’ü etkileyen olayların başında “kavm-i necip olayı” gelmektedir. (s. 4)
Atatürk’ün fikirlerinin oluşumuna etki eden şahsiyetlerin başında hiç şüphesiz ilk başta öğretmenleri gelmektedir. Bunu “22 Eylül 1924 günü Samsun’da, ‘nereden esin ve kuvvet aldığı’ yolunda yöneltilen soruya verdiği cevapta, ‘uyanış’ı düne borçlu olduğunu” (s. 5) olduğunu belirtmiştir. Bu noktada Selanik Askeri rüştiyesinde Fransızca öğretmeni olan Yüzbaşı Nakiyüddin Yücekök, Manastır Askeri İdadisinde Tarih öğretmeni Topçu Kolağası Mehmet Tevfik Bilge ilgili kitapta Atatürk’ü etkileyen öğretmenler olarak ön plana çıkmaktadır.
Bunun haricinde döneme damgasını vuran şairlerden Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Emin Yurdakul’un eserlerini Atatürk’ün daha genç yaşta okuduğunu ve bunların fikirlerinden etkilendiği ifade edilmiştir. (s. 7)
Yine bakıldığında Ziya Gökalp ve Atatürk ilişki üzerine kitapta değinilmiştir. Atatürk’ün bir kişinin fikirlerini tamamen benimsek yerine kendi aklına yatan kısımları alıp üzerine kendi düşüncelerini inşa ettiği görülmektedir. Bu hususta da “kültür” kavramına bakışta Atatürk ve Ziya Gökalp arasında kesişen ve ayrılan yönlere ilgili eserde kısaca temas edilmiştir.
Atatürk’ün toplumsal ve devrimci görüşlerinin oluşmasında etkili olan yazarlardan birisi de ilgili eserde değinilen Şehbender-zade Filibeli Ahmet Hilmi’dir.
Aynı zamanda Atatürk’ün fikirlerinin oluşmasında Türk ve yabancı –özellikle Fransız- birçok aydının derin tesiri olduğu anlaşılmaktadır. Mesela yabancı aydınların başında kimler gelmektedir diye baktığımızda kitapta şu isimler ön plana çıkmaktadır: Leon Cahu, Deguigne, Leone Caetani, Herbert George Wells, A. Sanhoury, J. A. Gobineau, A. C. Haddon, Eugene Pittard, Albert Sorel, Sılberschimidt vb. gibi yazarların eserlerini okuduğu, bunlardan tarihe, kültüre bakış, dünya meseleleri ve dengelerini çözümleme noktasında istifade ettiği anlaşılmaktadır. Atatürk’ün çok iyi derecede Fransızca ve Almanca bildiği bilinmektedir. Bazı yazarların eserlerini de orijinalinden okuması bu noktada derinliğini göstermektedir.
Yine ilgili kitapta Atatürk’ün dil konusu hakkında düşüncelerini, bu düşüncelerin ilk oluşum sürecini ve zamanla nasıl kendi içinde geliştiği ifade edilmektedir.
Atatürk dönemin en çağdaş devlet adamların başında gelmektedir. Bundan dolayı çağdaş düşünceye, insana büyük önem vermektedir. Bu noktada şu sözleri önemlidir.
“Bunların hiçbiri bugünkü dünyamızın içinde kurulan yeni bir devletin arması olamaz. Devletin arması, sembolik bir insan başı olarak değiştirmeli.”
“Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar. Bir insan başının ifade etmeyeceği hiçbir şey düşünemiyorum.”
“İnsanın vücudu bir kürsüdür. Zekâ cevherinin mahfazası olan başı üzerinde taşımak için kurulmuş bir kürsü! Çünkü esas zekâdır.”
Şerafettin Turan ilgili kitabında bizlere Atatürk’ün düşünce dünyasını etkileyen olaylar, şahsiyetler ve eserler noktasında genel bir çerçeve çizmektedir. Kitapta mesela Atatürk’ü etkileyen şahsiyetlerden hangi noktalarda etkilendiği, hangi noktalara katılmadığını ilgili aydınların eserlerinden iktibas ile Atatürk’ün katılıp katılmadığı noktaları bize belirtmiştir. Bu şekilde zihnimizde genel bir çerçevenin oluşmasını sağlamıştır. Elbette Atatürk çöken bir imparatorluktan, küllerinden yeniden doğan ulus devlet inşa eden kabına sığmaz bir şahsiyettir. Bundan dolayı Atatürk’ü etkileyen olaylar, şahsiyetler, eserler bu küçük kitapla sınırlandırılamaz. Fakat Atatürk’ü anlamak için nereden başlamamız noktasında bize bir takım ipuçları verebilir. Dünya tarihini çok iyi bilen Türk Tarih Kurumunu kuran bir şahsiyet, şuurlu bir dil bilincine sahip ve Türk Dil Kurumunu kuran bir şahsiyetten bahsediyoruz. Atatürk’ü anlamak sadece onun eserlerini, sözlerini okumakla olmayacağı onun yaşadığı çağı anlayarak daha iyi idrak edileceği anlaşılmaktadır.
Elimizdeki bu kitap Atatürk’ü anlamak isteyenler için önemli bir kılavuzluk etmektedir.
Şerafettin TURAN, Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar. Türk Tarih Kurumu Yayınları XVI. Dizi – Sayı: 45, 7. Baskı, Ankara, 2018
Mustafa ORAL
Manisa
17.04.2023
FACEBOOK YORUMLAR