Mustafa ORAL

Mustafa ORAL

Yazı İşleri Müdürü
[email protected]

Manisa’da Kitap Şöleni

24 Eylül 2019 - 21:02 - Güncelleme: 24 Eylül 2019 - 21:50

Manisa’da Kitap Şöleni


Türkiye’mizin güzide illerinden, şehzadeler şehri, şifanın kaynağı mesirin diyarı, ihtişamıyla dumanlı dağından bizlere yaratanın bir lütfu olan yılkı atlarıyla, lalesini sunan Manisa’mızda bu yıl düzenlenecek olan kitap fuarına sayılı günler kaldı. 

27 Eylül - 06 Ekim 2019 tarihleri arasında Manisa fuar alanında düzenlenecek kitap fuarı; kitabı hayatının merkezine koyan, onu bir hobi olarak değil, bir hava gibi içine çeken, ab-ı hayat suyu gibi kana kana içen kitap kurtlarını bekliyor.

Kitap fuarları; vatanımızın dört bir yanında, hemen hemen bütün illerde, hatta bazı ilçelerde yılın belli dönemlerinde düzenlenmektedir. Burada birçok yayınevi stantlarını açıp eserlerini okuyucunun huzuruna sunuyor. Okuyucu da medeniyete açılan ilmin kapısındaki anahtar olan bu nadide kaşıkçı elmaslarından nasibine düşenleri alıp, nasipleri nispetinde kapıyı aralamakta ve sayfalardan süzülen ışık huzmelerini bedenlerinin, ruhlarının, kalplerinin ve beyinlerinin bütün hücrelerine çekmektedir. Bu okuyucu için adeta yeniden bir doğuş, yeniden bir diriliş muştusudur. 

Bir de okuyucu – yazar buluşması vardır ki kitap fuarlarının en heyecanlı anlarıdır. Kaç hafta önceden notlar alınmış, o güne başka bir program yapılmamıştır. Bazen imza kuyruğunda saatlerce beklemek gerekse de, bazen fuar alanına zamanında ulaşmak için trafikle cebelleşilse de hakiki bir okur için en vazgeçilmez andır kitabını okuduğu yazarla göz göze gelmek, bir tebessümle selam verip kendini tanıtmak ve karşıdan, kitabını ruhuna akıttığı yazarından bir selam almak, hal hatır sormak. Bir okur için o anın tarifi mümkün değildir. Zihinlerde bir ömür unutulmaz hatıralar arasında yerini alan ve gelecek kuşaklara aktarılacak olan bir andır. 

Bugün teknolojinin geldiği nokta ve imkânların artmasıyla artık istediğimiz bütün dergi veya kitaba, kitapçıya dahi lüzum kalmadan internet vasıtasıyla ulaşabilmekteyiz ve kısa bir süre zarfında temin edebilmekteyiz. Tabi bu sanal alışveriş işlerimizi hızlandırsa da fuara ve bir kitapevine gidip raflarında ya da stantlarında dolaşmak, kitaplara dokunmak, kitabın tozunu ve kokusunu hissetmenin verdiği heyecanı, aşkı vermemektedir. Elbette zamanımızdaki dünya bir hız çağıdır ve bu çağda günlük koşuşturmanın içinde bırakın kitapları kendimizi dahi maalesef unuttuğumuz zamanlar içinden geçmekteyiz. Bu zamanlarda kendimizi hatırlamak, kendimize dönmek, kendimizle baş başa kalmanın bir aracı, ruhumuzu ve dimağımızı tekrardan beslemenin bir vasıtası olarak da durmaktadır kitap fuarları. 

Hafta içi veya hafta sonu, okulumuzdaki öğrenciyi veya evimizdeki evlatlarımızı ellerinden tutup en azından yılda bir sefer bu kitap şöleniyle buluşturmalıyız. Geleceğimizin teminatı, yarınlarımızın varisleri, hayallerimizin gerçekleşmesindeki baş aktörler olacak olan şu anın küçükleri yarının büyüklerine kitapçının, kitap fuarının yollarını öğretip, heyecanını hissettirmeliyiz ve bunla kalmayıp rol model olarak onları küçükler ne anlar anlayışından çıkarıp, bir fert olarak görüp, fuara ayırdığımız o günü onlarla anlamlı kılmalıyız. Belki o gün fuarda eli kitaba değen bir çocuğumuz yarının Oktay Sinanoğlu’su, Aziz Sancar’ı olacaktır kim bilir? Ve yahut yarınların hür tefekkür hayatına kelamıyla mührünü vuracak yeni Ziya Gökalpler, Gaspıralılar, Akçuralılar, Atsızlar olacaktır kim bilir?

Yazımın başında fuarın Manisa’da düzenleneceğini söyledim. Peki, kaçıncı kez diye baktığımda bu yıl üçüncüsünün düzenleneceğini görmekteyim. Bu hem bir şehir için üzücü hem de yeni bir başlangıç olması hasebiyle sevindiricidir.

Türkiye’de kitap fuarı denilince akla İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir vb. gibi kurumsal olarak da kökleşmiş, geleneği oluşmuş illerin fuarları akla gelmektedir. Manisa ilimiz maalesef diğer illere göre bu konuda geç kalmıştır. Manisa gibi tarihte çok önemli bir merkez olan bağrından sadece kendi döneminde değil yaptığı eylemlerle asırları aşan, yaklaşık yedi dil bilen, döneminde sadece devlet ve asker adamlığıyla değil şairliği yönüyle de bir kutup yıldızı olan Fatih Sultan Mehmet’in Manisa’da şehzadelik yaptığını ve burada eğitim gördüğünü Manisalılar bir an düşünmeli ve şuan ilimde ve kültürel hayatta Manisa nerede sorusunu kendilerine sormalılardır. 

İlk gittiğim fuar neresi diye zihnimi yokladığımda Denizli Kitap Fuarına doğru Muğla’dan yola çıktığım saatler akla gelmektedir. Orada dostlarla buluşmamız, kitapların yanında bir yudum cayın sıcaklığında yaptığımız muhabbetler… Akabinde İzmir kitap fuarı sosyal medya üzerinden takip ettiğim eserlerine önem verdiğim Metin Savaş, Hasan Erdem gibi edebiyatçılar, Osman Karatay, Erkan Göksu gibi tarihçilerle göz göze kurduğumuz temas, gönülden gönüle yaptığımız muhabbet hafızamızın bir köşesinde unutulmaz anlar olarak yerini almıştır. Daha sonra tabiiki Manisa kitap fuarları… Kendi şehrimizde hasretini çektiğimiz, özlemle beklediğimiz muhabbet dolu, neşe dolu, tanıdık dolu o günler… Her gün fuarın yolunu arşınladığımız o zamanlar… Gündüzü yetmezmiş gibi ki evet yetmiyor akşamına kurulduğumuz günler. 

Ey Manisalılar! O kutlu günler geliyor. Şehrimizin üzerinde parlayacak olan ilmin, kelamın, hakikatin kapısına ulaşmada bir vasıta olan kitap fuarı sizleri bekliyor. 

Ey Manisalılar! Manisa’ya, yaşadığınız şehre, şehrin farkında olmadığınız derinliğine bir borcunuz, bir sorumluğunuz, bir mesuliyetiniz vardır.

Ey Manisalılar! Titreyin ve kendinize dönün. Uyuyan şehri uyandırmanın vakti gelmedi sizce?