İsmail ZORBA

İsmail ZORBA

[email protected]

KELİMELER, LİDERLER VE DAVALAR...

14 Kasım 2021 - 16:53

“Herhalde “Biz”den bir yüreğe tesadüf ettiğim, tanıdıkça dost yüreğinin demini arttıran bir insanın hayatıma girmesiyle başladı hikâyem. Mesleğe başladığım yıllarda çeşitli sendikalardan birlikte olma teklifi gelse de uzak durdum. Nasıl oldu bilmiyorum, kehribar gözlü kavli bıyıkları ve duruşu ile farklı bir insan daha ilk konuşmasında yüreğimden yakaladı. Güzel konuşuyordu konuşmasına ama her güzel konuşana da teslim olacak hâlimiz yoktu.”


İsmail ZORBA
([email protected])

KELİMELER, LİDERLER VE DAVALAR...
 

“Kamusen’e bağlı Türk Eğitim-Sen Muğla Şubesi’nin 7.Olağan Genel Kurulu 13 Kasım 2021’de Muğla Büyükşehir Belediyesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi Salonu’nda yapıldı.” Bu cümleler resmi prosedürde bir bilgi paylaşımını öngörebilir. Ama benim için bu cümlede geçen “sendika” kelimesi; ilk duyduğu andan itibaren hep bir çekince duyduğum mânâ ve hüküm ifade ettiğinde uzak durduğum bir kelimeydi. Sendika deyince hep örgüt, siyaset, grev, kavga, çatışma kelimeleri birlikte belleğimi kaplıyordu. 12 Eylül İhtilâlinin çocukları olarak benliğimize işlemiş hatta mührü vurulup açılmasını hiç istemediğimiz kelimelerdi. Hakikaten aradan ne kadar zaman geçti, kaç yaşına geldim de sakıncalar, çekinceler ve özellikle yasaklar mânâsını ve hükmünü yitirmeye başladı bilmiyorum.

Herhalde “Biz”den bir yüreğe tesadüf ettiğim, tanıdıkça dost yüreğinin demini arttıran bir insanın hayatıma girmesiyle başladı hikâyem. Mesleğe başladığım yıllarda çeşitli sendikalardan birlikte olma teklifi gelse de uzak durdum. Nasıl oldu bilmiyorum, kehribar gözlü kavli bıyıkları ve duruşu ile farklı bir insan daha ilk konuşmasında yüreğimden yakaladı. Güzel konuşuyordu konuşmasına ama her güzel konuşana da teslim olacak hâlimiz yoktu. Ama bakıyordum konuştukça bakışları, bıyıkları ve tavrı onu başkalaştırmaya ve bir davaya iman etmiş gönlünden nice mantık köprüleri kurduğunu fark etmeye başladım.

Her konuşulan sözü muhakeme etmeden eşiğimden geçirmeyen benliğim bu mantık köprülerini kabulleniyor ve bu dava adamına hayatımda bir yer vermeye hazır hâle geliyordum. O yıllardan bugüne her daim başkan ama asla reis, kaptan, şef değil; her koltuğun sahibi gibi orada yatandaş değil her daim bir vatandaş ve her daim bizimle “Biz”den bir yüreğe tanıklık etmek dostluğunun verdiği güçle bizi de güçlendirdi. Davalara, ilkelere hep ters düşen bir hayâl kırıklığını mutlaka yaşadığımız bu dünya kutbunda bizi hiçbir zaman sükütu hayâle uğratmadı.

Onunla ne zaman bir araya gelsek, nereye gitsek, sohbet etsek telefonunun kulağıyla ikili yaşam ilişkisini yadsımaz olduk. Kulağı hem bizde hem de telefonunda. Sadece Muğla’daki üyelerine değil, sevenlerine, dostlarına sahip olduğu tüm ülkeye adanmış bir insan vardı karşımızda. Bu kadar yoğunluk bu kadar çoklu iletişim her babayiğidin harcı değildi. Hele bizim gibi normal standardı zorlayan insanlar için imkansız geliyordu. Ne diyordu şarkının sözleri… ”Bir kere sevdaya tutulmaya gör, ateşlere yandığının resmidir.” Bu öyle bir davaya iman etmişlikti ki ne zaman arasak iki eli kanda olsa dava arkadaşlarına gönül rehberliğinde yardım etmeye hazırdı.  Sevdiği insanların kaybını yaşadığı günler, evladının mutluluk haberlerini yaşadığı anlar hatta önemli bir kaza geçirip atlatmanın şokunda bile size gönlünü açacak zamanı vardır.

Bütün bunların yanında her anınızda, acınızda doğum, sünnet, evlilik, cenaze ve ne aklınıza gelirse yanınızdadır. Hatta bu yoğunluğu arasında unuttuğu olur da siz sitem ettiğinizde de şefkatiyle gönül almasını bilir. Bütün insanî hasletlerinin yanında ben sendika başkanıyım sadece bu görevimi yapayım demez. Okul müdürlüğü de yapar, branşına hakim hatta genç yaşında() doktora bile yapmaya gayret gösterir, hele öğrencilerle ilişkisi bir eğitimci olarak yerindedir, kararındadır.

“Sendika” sözcüğüne duyduğum bütün uzaklığı yakın eden başkanımız her toplantısında davasına sevdalı olduğunu hissettiririr. Türk beylerindeki gözü karalık, inanmışlık, cesaret yanında adalet, edep, sevgi, merhamet, edep ve imanla bir tamamlamışlığa erer. Ne zaman bir toplantı yapsak, görüşlerimizi almaktan, farklılıkların zenginliğini ortaya koymaktan mutlu olur. Üyelerinin ortak kararı neyse ona sonuna kadar uyar. İlkesi tepeden inme şiarlara biat değil gönüllerin birlikteliğinden doğan gücün egemenliğidir.

İşte bu yüzden “Kamusen’e bağlı Türk Eğitim-Sen Muğla Şubesi’nin 7.Olağan Genel Kurulu 13 Kasım 2021’de Muğla Büyükşehir Belediyesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi Salonu’nda yapıldı.” cümlesi benim için önemli ve hayatî bir cümledir. Bu cümlenin ardında sadece başkana duyulan sevgi ve inanç yoktur. Onun liderliğinde bir araya gelen güzel yüreklerin yaşattığı umut ve inanç da vardır. Teşkilat sadece lideriyle değil kadrosuyla denk olmalıdır ki inandığı davada baş eğmeden dimdik yürüsün. Biz de bu inanç ve gururla onların yürüdüğü yolda onları takip edelim.

Bu güzel duyguları yaşatan önce gönül dostum ve sendikamızı 8. Olağan Kuruluna kadar teslim ettiğimiz hatta 9.Olağan Kurul’da bayrağı devralacak arkadaşlara teslim edecek () Mürsel ÖZATA’ya ve ekibine yenilendiği yönetiminde yapacağı hizmetlerinin hayırlara vesile olmasını dilerim.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum