İsmail ZORBA

İsmail ZORBA

[email protected]

OKUMAK VE YAZMAKTAN ÖTESİ

20 Mart 2023 - 09:28

“Kelimelerden, cümlelerden uzak kaldığımız an düşünme tüm tazeliğini kaybeder. Okuma ve yazma da böyle her zaman tazelenmeli, yenilenmeli. Yeri geldi yaşadığı zorluklar karşısında kışa inat her daim açan kardelenler gibi baharı ve umudu müjdelemelidir.”

İsmail ZORBA
([email protected])
                OKUMAK VE YAZMAKTAN ÖTESİ

Son iki yıldır rüyada gibiyim. Öğrencilerimle öyle bir okuma serüvenine giriştik ki. Bir kitap bitiyor arkasından başka bir kitapla devam ediyor okuma serüvenimiz. Bununla da kalmıyor her okuma sonunda bir araya gelip kitap üzerine yorum ve değerlendirmelerimizi yapıyoruz.
Dahası.. Bu yetmez diyoruz. Bu kitabın yazarıyla bir araya gelme şansımız olur mu? Pekala oluyor. Öğrencilerim ve ben bir okur olarak bize ait okumalarımızı yazarla buluşmalarımızı farklı boyutlara taşıyoruz. Gençler okuma yolculuğunda farklı bir sahaya eviriliyorlar.
İlk okumaları ne kadar duygusaldı. Sevdim, sevmedim, beğendim, beğendim. Ya da onların tabiriyle muhteşemdi, tam bir fiyaskoydu, korkunçtu. Sonra beğenileri ölçütleri giriyor devreye. Okumalarına eleştirel bir gözle bakmaya başladıkları için artık “enler, çoklar” devreden çıkıyor. Nedenler, niçinler, nasıllar başlıyor. Onlarla okudukça bizler de değişiyoruz. Genç dimağlarından farkına bile varamayacağımız ayrıntılara tanıklık ediyoruz.
Özellikle yazar buluşmalarından sonra gençler okumanın yanında “yazma”nın asıl tamamlamayı sağladığını fark ediyorlar. “Okuma halkaları”, “Yazarlık atölyeleri”nde farklı bir yolculuğa taşıyor bizleri.
Ve yazıyla kendilerini ifade etmede nerelere ulaşabileceklerini görmenin tarif edilemez mutluluğunu yaşıyoruz. Onların sözcüklerinde, cümlelerinde, metinlerinde baharın uyanışını yaşıyoruz.
Mesleğe ilk başladığım yılları hatırlıyorum. Dersimizin içinde “Kompozisyon” dersleri vardı. Sık sık yazılar yazdırırdık. Ne kadar güzel zamanlardı bizimle paylaştıkları yazıları okuduğumuz zamanlar. Sonra müfredat değişti. Kompozisyon kelimesi uçup gitti uzaklara. Yine yazmalarımız, okumalarımız oldu ama eski özgünlüğümüz ve özgürlüğümüz yoktu.
Okuma ve yazma aşamaları ders saatlerinin yetmeyeceği bir zamanlamayı beraberinde getirir. Ders saatlerinde yapılacak her çalışma sınırlıdır oysa. Okumanın ve yazmanın bireyin gelişimine katkısı ve birey üzerindeki gelişim etkisi tamamen geniş zamanlarda gerçekleşir.
Buna istek, sabır, mücadele ve her şeyden önce aşkı katmalıyız ki bu yolda yürüyüşümüz hiç sona ermesin. Kelimelerden, cümlelerden uzak kaldığımız an düşünme tüm tazeliğini kaybeder. Okuma ve yazma da böyle her zaman tazelenmeli, yenilenmeli. Yeri geldi yaşadığı zorluklar karşısında kışa inat her daim açan kardelenler gibi baharı ve umudu müjdelemelidir.
Ve geldiğimiz noktada artık eser verme zamanlarını yaşıyoruz. Öğrencilerimizin yazıları yerel gazetelerimizin köşelerinde yer buluyor, dergilerde, internette dijital dergi bloglarında ve kendilerinin çıkaracakları dergilerde. Taptaze bir isim, taptaze düşünceler, taptaze yazılar. Dünyayı yeniden keşfe çıkacağız onların yazılarında. Onlar dünyaya bizden daha güzel bakışlarla donatacaklar. Sözcüklerine, cümlelerine insanın özne olduğu nice güzel bağlamları olan yazılar yazacaklar.
Hepsi bu kadar mı? Gençler istedikleri sürece bizim yolculuğumuz bitmez. Aynı yolculuğa siz okurlarımı da davet ediyorum. Göreceksiniz durağanlıktan, dünyanın yüklediği tüm sıkıntılardan bir anda kurtulacaksınız. Okuyarak, belki de yazarak nice taze nefesler alıp vereceksiniz.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum