Dr. Ceyhun DEMİRKOLLU

Dr. Ceyhun DEMİRKOLLU

[email protected]

AĞRI BÖLGESİNİN ASKERİ STRATEJİK DEĞERLEMESİ

22 Eylül 2020 - 07:39

                  AĞRI BÖLGESİNİN ASKERİ STRATEJİK DEĞERLEMESİ
Dr. Ceyhun DEMİRKOLLU,
Milli Savunma Üniversitesi
[email protected]

 
ÖZ
Genel anlamda coğrafi gerekircilik salt yeryüzü arızalarının siyasi ve askeri açıdan yorumuna temel veri sağlamaya yaramaktadır. Yeryüzü arızaları insan nüfusunun kaderini tayin etmekle birlikte ekonomik açıdan da üstünlük veya zayıflık sebebi olabilmektedir.
Milli güç bakımından ise salt coğrafi arızalar askeri harekât biçimlerini tayin etmeye olanak vermektedir.  Bu görüşe göre coğrafi unsurlar (Jeopolitik bakımdan da) doğrudan veya dolaylı biçimde siyasetin birincil olarak önemli bir aygıtı olmaktadır
Daha basit bir yaklaşımla; doğaldır ki salt coğrafi unsurlar askeri stratejiye birincil derecede elbette etki etmektedirler. Bu tanım askeri jeostratejinin değişmez gibi görünen diğer başka dar bir anlamına da işaret etmektedir.
Ne var ki coğrafyanın devingen ve boyutlandırılabilecek serbest bir alanı daha bulunmaktadır. Bu alanlara; o bölge-coğrafyasına nüfusun nitelik ve niceliği- teknoloji ve sanayi-toplumsal siyasal ve psikolojik ögeler de eklemlenmelidir.  Bu unsurlar coğrafyanın devingen ve dinamik yanına değin üç boyutlu bir tanımı ortaya çıkarır. Buna kısaca jeopolitik diyoruz.
Dolayısıyla coğrafi üstünlük ve zayıflık askeri stratejiye, jeopolitik dönüşüm oranında etki edebilmektedir. Milli güce dönüşen tüm faaliyetler ise karar vericilerin siyaset tutumlarına olumlu-olumsuz doğrudan ederek birincil bir yapıyı da içlerinde gerilim olarak barındırmaktadır.
Doğaldır ki buraya kadar yapılan tanımların genel stratejik anlamına bakıldığında; yerel stratejik durumların genel stratejiye sıkı sıkı bağlılık göstermesi kaçınılmaz olabilmektedir.
Bu çalışma ile Ağrı coğrafyasının nüfus, ekonomik, toplumsal siyasal ve psikolojik unsurlar bağlamında ne tür bir etkileşime sahip olduğuna bakılmaya çalışılacaktır. Ağrı bölgesi özelindeki coğrafi unsurların jeopolitik olarak aldığı/alacağı mesafenin askeri stratejik önemi yeniden güncellenmeye çalışılacaktır.
Tüm bu verilerin ülke bazında doğrudan veya dolaylı bir yapıyı da içinde barındırdığı bilinmektedir. Yine bu yapının da sürekli olarak üç boyutlu dış gelişmelere de açık olduğunu hatırlatmakta yarar buluyoruz.
Bu çalışmanın Ağrı bölgesi coğrafyası üzerine yapılacak diğer araştırmalara yardımcı olacağı ümidini taşımaktayız. Bu çalışma şüphesiz daha başka ayrıntılı veriler ile beslenip, güncellenebilecektir.
Anahtar Kelimeler: Ağrı, coğrafya, jeopolitik, Milli güç
ABSTRACT
In general terms, geographical necessity serves only as a basis for the political and military interpretation of terra faults. Earth faults determine the fate of the human population, but can also be a cause of economic superiority or weakness.
Also in terms of national power, mere geographical failures allow the determination of the forms of military operations. According to this view, geographic elements (also in terms of geopolitics) are directly or indirectly a primary instrument of politics.
With a simpler approach; naturally, mere geographical elements have surely a primary effect on military strategy. This definition also points another narrow meaning of military geostrategy which seems unchanging.
However, there is another area of the geography that is dynamic and can be scaled. To these areas; the quality and quantity of the population-technology and industrial-social political and psychological elements should be articulated to that region-geography. These elements reveal a three-dimensional definition up to the dynamic side of geography. We call this briefly geopolitical.
Therefore, geographical superiority and weakness can affect the military strategy at the rate of geopolitical mutation. On the other hand, all activities that turn into national power contain a primary structure as tension by directing positive-negative to the political attitudes of the decision-makers.
Naturally, considering the general strategic meaning of the definitions made so far; it can be inevitable that local strategic situations adhere closely to the overall strategy. This study aims to examine the interaction of Ağrı region in terms of population, economic, social-political and psychological factors. The martial strategic importance of the geographical distance of the Ağrı region will be practiced to be updated. It is known that all these data include a direct or indirect structure on a country basis. Again, we find it useful to remind that this structure is constantly open to three-dimensional external developments.
We hope that this study will help other research on the geography of Ağrı region. This study can, of course, be fed and updated with further detailed data.
Keywords: Ağrı, geography, geopolitics, national power
 
GİRİŞ
Günümüzdeki uluslarası gelişmeler saçaklı ve karmaşık görünse de temel yaklaşım ve kuralların yok sayılabileceği bir aşamaya henüz ulaşmamış görünmektedir.
Baş döndürücü gelişmelere tanıklık ettiğimiz dış ve iç gelişmeler doğum sancısı niteliğindedir. Uluslararası gelişmeler; enerji, yapay zeka, genetik ve uzay çalışmalarının son süratle evrildiği bir aşamayı işaret etmektedir. Öte yandan olumsuz bir aşama ise, gerçek ve sayısal/siber terörizm, göç patlaması, uyuşturucu, insan kaçakçılığı, yoksulluk ve yoksunluk, çevre felaketleri, iklim değişikliği vb. şeklinde gözlemlenmektedir. Kilit ülkeler bu durumdan en çok etkilenen topluluklar olarak hazırlıksız durumda çare üretmeye yönelmişlerdir. Türkiye yukarıdaki gelişmelerin olumsuz sonuçları ile çok yönlü bir sarmal içerisine itilmiş görünmektedir. Türkiye özelinde Ağrı bölgesi bu türden etkilerin yoğun gözlemlendiği bir bölge niteliğindedir.
Ağrı’nın siyasal coğrafyasını incelemeden önce bu tanıma kısaca bir göz atmakta yarar vardır.
Siyasal coğrafya, tanımı siyasi yaklaşımların arazi ile veya sınırların avantaj-dezavantajlarını coğrafi bakımdan ele alır. Jeopolitik tanımı siyasal coğrafyanın daha dinamik ve pratik sonuçları ile ilgilenir.[1]
Esasen siyasal coğrafya, devletlerin sınırları içindeki doğal arızalarının getirileri ile ilgilenir. Jeopolitik, ülke sınırları içerisindeki insan potansiyelinin yetkinliklerine değin değerlendirmeleri ele alır. Bir anlamda jeopolitik, siyasal coğrafya verilerinin üzerine insan faktörünü de eklemler.
Jeopolitik ile siyasal coğrafya dış politikanın en doğal aktörleridir. Coğrafi etmenler siyasetin elinde yüksek seviyede birincil koz olarak kullanılır. Siyasi coğrafyanın teorisyenleri insan faktörünün bu statik hale ilave edilmesinden yanadırlar.[2]
Siyasi coğrafyanın jeopolitiğe dönüşümü son dönemdeki uluslararası ilişkiler ve yüksek teknolojideki baş döndüren gelişmeler sebebiyle hız kazanmıştır.[3]
Bu yüzden Ağrı bölgesinin özel jeopolitik konumu Türkiye siyasal coğrafyasından bağımsız olmayacaktır.

Ağrı’nın  YERİ  VE  ÖNEMİ

Ağrı bölgesi, Anadolu’nun geçit kapısı olarak klasik tanımlamaların ötesine taşacak bir yeni tanımlamayı hak etmektedir.[4] Ağrı’nın siyasal coğrafyası jeopolitik kimliğinin gerisine (sanılanın aksine) hızla düşmektedir. Buradan şunu anlıyoruz; siyasal coğrafi merkezler jeopolitik kazanımlar sayesinde hızla alan kazanmaktadır. Ağrı bölgesi Urartu döneminin ihtişamını tekrarlamaya başlamış olabilir.

Doğubeyazıt, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay ve Tutak uzanımı hattı savunana büyük kolaylık sağlamakla birlikte kural dışı savaş konseptine elverir.
Ağrı; Kars ve Iğdır, Erzurum, Muş, Bitlis ve Van, İran sınırı ile çevrelenmiş şekilde siyasal-idari taksimata sahiptir. Bu yapılanma dağların “sıradağ” tanımlamasına denk düşer.
Karasal iklim toprağı tarıma karşı sınırlar. Öte yandan hayvancılık için zemin oluşturur.
AĞRI’NIN JEOPOLİTİK GELİŞİMİ
Ağrı bölgesi, 1921 yılında yapılan Kars Antlaşması’na kadar çeşitli kavimlerin geçişi sebebiyle zengin bir toplumsal yapıyı içselleştirme şansı bulmuştur. Bu durum mutfağa ve el sanatlarına da yansımıştır.
Yukarıdaki “şerh” doğrusal bir yaklaşımla küçük ve özgün yanılsamaları da içinde barındırmakla birlikte ana hatları bakımından tutarlı bulunmaktadır.

Bölge göç ile değişime uğrasa da uzunca bir sure tekdüze olmayan nüfus birikimine her zaman maruz kalacak gibi görünmektedir.[5]

Küresel ölçekte sayısal ve ekonomik değişimin Ağrı özelindeki yansıması; toplumsal ölçekteki iyileşmeye dönüşmesi zaman alacak gibi görünmektedir. Ağrı bölgesinin toplumsal siyasal psikolojik çapta homojen duruşu Türkiye ortalamasının üzerindedir.

Askeri Değerlendirme

Kırım Savaşı deneyimini de göz önüne alırsak, Kafkaslar ve İran[6] üzerinden Türkiye’ye yürütülecek operatif taarruzi bir harekat; Murat Havzası’nda Eleşkirt-Ağrı mihverine çatacaktır.[7]
Askeri uzmanlar: “Kars yaylası belkemiğimizdir. Kırdırtmayız!” Derler. Ağrı için ise; “Ağrı yumuşak karnımızdır. Tekmeletmeyiz!” Demek uygun düşecektir.
Bu sonuçlara özellikle 1828-1921 tarihleri arasındaki Türk-Kafkas sınırındaki savaşlar ile ulaşmaktayız.[8]
SONUÇ
Yukarıdaki çalışma kuramsal boyuttaki kavramların Ağrı özelindeki iz düşümüne ilişkindir. Doğaldır ki farklı türden bakış açılaı bu çalışmanın ana retoriğine katkı sağlayacaktır. Bu çalışma ile siyasal coğrafi tanımlamaların jeopolitik derinlikteki bağlantısı Ağrı özelinde ortaya konulmak istenmiştir.
Vardığımız sonuç Siyasal coğrafi sıkışmışlıkların olumsuzluğunun jeopolitik ögelerin iktifa ettirilmesi ile aşılabileceğine değindir. Ne varki bu bakış açısı insan faktörünün elinde yön bulacağından pratik bulamayabilir. Bu sebeple nüfusun niteliksel gelişimi teknoloji ile harmanlandığında, siyasal ve psiklojik ögelerin mecrasına yüksek oranda katkı sağlayabilmektedir.
Esasen bu bakış evrensel ölçekte anlam kazanmaya her zaman taraftar bulabilir.
KAYNAKLAR
Allen, W.E.D. ve Muratoff, P.  1828-1921 Türk-Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Genelkurmay ATASE Yayımları, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1966
Demir, F. A. “Jeopolitiğe Günümüzden Bir Bakış”, (ed. A.F. Demir), Harp Akademileri Bülteni, İstanbul, 2000, 109-132
Erendil, M. Tarihte Strateji (Askeri Stratejiden Milli Stratejiye) Genelkurmay ATASE Yayımları, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1998
Genelkurmay Yayımları, Tarihte Türk-İran İlişkileri, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1976
İlhan, S. Jeopolitik Duyarlılık, TTK Yayınları, VII dizi, Ankara, 1998
Ögel, B. ve diğerleri. Türk Milli Bütünlüğü İçinde Doğu Anadolu, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları: 56,4-A17, Ankara, 1986
Turan, S. Türkiye’nin Coğrafi Konumunun Dış Politikasına Etkisi, Yayınlanmamış doktora tezi, İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Uls. İlş. Böl. İstanbul, 1992
Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi, Osmanlı Devri, Osmanlı-Rus Kırım Harbi, Kafkas Cephesi, (1853-1856), ATASE Yayınları, Ankara, 1986
 
 

[1] Sibel Turan, (1992): Türkiye’nin Coğrafi Konumunun Dış Politikasına Etkisi, Yayınlanmamış doktora tezi, İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Uls. İlş. Böl. İstanbul: s. 3-7
[2] Suat İlhan, (1998): Jeopolitik Duyarlılık, TTK Yayınları, VII dizi, Ankara: s.7-11
[3] Ali Faik Demir, (2000): “Jeopolitiğe Günümüzden Bir Bakış”, (ed. A.F. Demir), Harp Akademileri Bülteni, İstanbul: s. 109-120
[4] Bahattin Ögel ve diğerleri, (1986): Türk Milli Bütünlüğü İçinde Doğu Anadolu, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları: 56,4-A17, Ankara, s. 58-62
[5] Muzaffer Erendil, (1998): Tarihte Strateji (Askeri Stratejiden Milli Stratejiye) Genelkurmay ATASE Yayımları, Genelkurmay Basımevi, Ankara, s. 147-161
[6] Genelkurmay Yayımları, (1976): Tarihte Türk-İran İlişkileri, Genelkurmay Basımevi, Ankara, s. 4-7
[7] Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi, (1986): Osmanlı Devri, Osmanlı-Rus Kırım Harbi, Ankara, s. 24-29
[8] W.E.D. Allen, ve Paul Muratoff, (1966): 1828-1921 Türk-Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Genelkurmay ATASE Yayımları, Genelkurmay Basımevi, Ankara, s. 40-44

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum