Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

KÖRLEŞTİRİLENLER

18 Aralık 2014 - 08:28

KÖRLEŞTİRİLENLER

Naci YENGİN

Türkiye garip bir ülke vesselam.

Çoğu zaman farkında olmasak da yaptıklarımızı, yüceltiklerimizi tapmaya, erişilmez adledip kutsi birer varlıkmış gibi görmeye başlıyoruz! İnsanoğlu, güce, otoriteye, para, makam-mevkiye meyyal yaradılmış.

Kıskançlık, kendisinden daha başarılı, zengin, hizmet ehli, takvalı, yardımsever, işinin ehli, demokrat, çalışkan, popüler, mü’min...gördüğü insanlara karşı kardeşi bile olsa kıskanmaya, çekememeye, kuyusunu kazmaya başlıyor zaman içerisinde! Halbuki daha düne kadar can ciğer diyebileceğimiz; aralarından su sızmayan, yiyip içtikleri ayrı gitmeyen bu insanların arasına giren çok büyük bir sorun olmalı diye düşünürken bir de bakıyorsunuz çoğumuzun gülüp geçebileceği türden, eften füften şeyler!

 Dünya hırsı taşımayan, makamla mevkiyle işi olmayan ahlaklı, efendi, demokrat, mesleğine ve ülkesine aşık, insanların içinde olmayı seven, içiyle dışı bir olan insanlara karşı arkadaş, dost, sırdaş, gönüldaş, partidaş, fikirdaş, cemaatdaş, mezhepdaş...aynı hadefte koştuğunuzu düşündüğünüz bazı insan ve çevreler bir de bakıyorsunuz cephe alıp kuynuzu kazmaya başlıyor! 

Kendilerinden daha yüksek makam ve mevki sahibi olmasını, ön plana çıkmasını önlemek; yerinde gözü olanlara da sus payı vermek amacıyla bu işe layık olduğunu bile bile  arkadaşlarını ötekileştirmeye, çamur atmaya, kuyusunu kazmaya, yolunu değiştirmeye, partisine, mezhep ve meşrebini sorgulamaya...gönülleri karartmaya başlıyorlar!

 Malik b. Nebi’nin “ Sömürge Ülkelerinde Fikir Savaşı” kitabında anlatılır bu tür olaylar. Hem de yaşanmış gerçeklikler. Sömürge, yalnız topla tüfekle gerçekleşmez. Aksine sömürgeciliğin en kolay ve emin yolu çoğu zaman düşüncelere gem vurmak, hayal dünyalarına engel olmak ve ülkeyi, insanları peşinde sürükleyen dava adamlarını, işin ehli insanları ele geçirmekten geçer! Bu amaçlarını gerçekleştirmek için yolunu, yönünü değiştirmek istedikleri hedef  kitle ve insanların makam, mevki, para, yasak aşk ve çarpık ilişkiler, kasetler, dosyalar, siyaset, şöhret...gibi yollarla gözlerine ayna tutularak geleceği görmeleri engellenir. Yola çıkarken hedefledikleri gerçek amaçlarından saptırılan ülkenin çoğu insan ve aydını, siyasetçi ve sanayicisi, medya patronu veya akademisyeni bu yolla sömürgeci zihniyetin tuzağına düşmüş olur! Ancak yine de asıl amaçlarının sömürge düşüncesine karşı savaş verdiklerini iddia ederler!

            Bir de her türlü yıldırma, makam, mevki, siyaset, şan, şöhret gibi değişik tuzaklarla engel olamadıkları, yoluna taş koyamadıkları insanlar vardır! Gözlerine tutulan tuzak amaçlı, makam mevki ve her türlü dünya nimetleriyle sınanma amaçlı ışığın, hedeften saptırma ve yıldırma olduğunu bilen insanlar! Onlar  kendilerine gösterilen ışığın hedefe varılacak ışıkla aynı ışık olmadığını, beraber yürüye geldikleri insanlarla aslında aynı yolculukta olmadıklarını, günün birinde bazı duraklarda arkadaş, dost, sırdaş, partidaşların ineceğini....insanların gerçek kimlik, tiynet ve zihniyetlerini bilen, gören insanlar vardır! Bu tür insanlar hangi makamda olurlarsa olsunlar fark etmez. Makamların geçici olduğunu, para, şan şöhret ve sermayenin, siyaset, kadın, macera, kariyer...geçici olduğunu bilerek hareket ederler. Hiçlik makamının gerçek makamlık olduğunu bilenlerdir onlar!

Gözlerine tutulan ışıkla hedefe yönlendirilen insanlar rehber edindikleri düşünce,  yönetim, aydın, alim kadrosonun peşinde basın-yayın organlaryla sömürgeci marşlar eşliğinde “kutsal hedeflerine” doğru uygun adım yürütülmeye devam ederler! Ancak hedefin kime hizmet edeceğine dair en küçük bir soru sormazlar! Kaygı taşımazlar!

Biir de insanların nereye götürüldüğünü, kimin hedefi ve kutsalı için çalıştırıldıklarını bilen ve görenler vardır. Sorgulamadan “kutsallaştırılmış dava yolcularını” gören, azınlıkta kalmış ve her türlü tuzağa rağmen hedefe yürümeye devam eden “er” kişiler! Asıl onlar kurtaracaktır nereye götürüldüğünü bilme öngörüsünde bulunma melekeleri ellerinden alınmış inasanları! Asıl onlardan sorulacaktır ülkenin geleceği! Sorulmalıdır! Asıl onlar kuracak yıkılan, su alan medeniyetin haşmetli çatısını! Ancak dost, sırdaş gördüğü, ekonomi, kulüp...dernek, siyaset, düşünce,  koltuk...arkadaş geride kalacaktır gerektiğinde! Kalmalıdır da!

İnsanlığı yeniden kurtarmak, kucaklamak isteyenlerle insanların omuzlarında yükselen ancak amuzlarına basarak çıktığı milletini, arkadaşlarını, partisini, cemaatini, derneğini, fikrini...inancını ezmeye çalışanların mücadelesi başlayacak sonra! Başlamıştır belki de! www.tarihistan.org