Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

ÇAYIMIZ

03 Şubat 2017 - 10:29 - Güncelleme: 03 Şubat 2017 - 11:10

ÇAYIMIZ

Sıradan bir içme aracı olarak görmekten hicap duyduğumuz, zaman ve mekânların alt üst olmasına vesile al yanaklı dilber. Bakışlarınızın delişmenliğinden değil renginin şuhluğundan olduğu kadar gözlerimizin karşı yakayı görmesine izin verecek kadar berrak mai. Sıcaklığının sıcaklığına sığındığımız, efkârımızı alıp alıp etrafa dağıtan efsunlu güzel. Kaşıklı raksın uyumlu lakin delişmen yosması…

Olmazsa olmazımız olmuş mai. Kutsallığın sınırlarının çok dışına taşmış sıvı, dünyada eşitlik sevdasını taşıyanların arkasına sığınıp işte medarı iftiharımız diyecekleri yegâne içki. Sınıfların katılaşmamış sınırlarını darmadağın edip ihlal üstüne ihlal gerçekleştiren sınıfsız içeceğimiz…

Kutsallığı nerelerden neşet etmiştir bilinmezliği varken nasılda milli bir dava haline gelmiştir anlaşılmazlığı çıkıvermiştir ortaya ansızın. Ahalinin en geniş tabanından yükseklerdeki en dar zirvesine kadar kim varsa ona itibar etmekte bir yarış halindedir. Sınırlar, statüler, hatlar her ne varsa bu minval üzre tarumar olmuştur kanaatimce, evvela itibar aracı iken şimdilerde muhabbet vesilesi sayılır olmuş dilber...

Öğün tanımazgillerden yaptığımızın resmi belgesidir sanki bulduğumuz her an onu yudumlamamız. Günün ilk ışımasından, aydınlanmanın ardından, akşamın alaca karanlığında ve sonrasında, gecenin kör karanlığında, acıda tatlıda, muhabbette hararette, yarenlikte seyranlıkta, zamanlı zamansız her daim eşlik etmesinden şikâyet edilmeyen içeceğimiz.

Gönül ne çay ister ne çayhane, gönül muhabbet ister çay da çayhane de bahane latif söyleyişinin sarıp sarmaladığı bu mübarek şurup içtikçe sohbete, muhabbete dem aldırma becerisinin mahir bir aktörü gibi figür üzerine figür inşa ettirir. Kelamın kelama sarmaşık bir hal alıp lafın harmanı kurulacakmış zannının baş mimarı olup çıkıverir. Söylenecek lafızların zenginliği karşısında akıl fukaralığı çekmenin ironik tablosuna bakakalırız öylece.

Vakitsizliğine evet diyeceğimiz fakat nakitsiz asla elde edilemezlik iddiası olmayan şanlı içeceğin bazı hazirun tarafından şek ve şüpheyle karşılanmasının makul ve mantıklı izahlarını dinlemek yerine sıcak suyun gurbete faydası varmış ön kabulünü takip etmenin daha eftal bir zemin oluşturacağı bilinciyle hareket etmenin makbuliyetinin de farkındayız.

İkrama hürmet gerektir, geri çevrilmez düsturunu bilmezlerden olmak hafifletici sebep sayılsa bile Çaya hayır deme lüksü elimizden alınmıştır bu diyarlarda. Çay içmemek veya sevmediğini beyan etmek şüpheli bir durum oluşturur bu kutsal içecek nezdinde ve dahi hediyeleşmek isteyenler arasında dikilitaş gibi dikelip kalacaktır, her dem. Marazi bir durum değilse özür de pek makbul kabul edilmez bu durumda.

Boşaltım sisteminizi zorlamadığı haldeyken, ince belli nazenin bir bardağın tamamını kaplamışken, siz, siz olun, hayır demeyin, bu mübareğe.  Karanfilin rayihasıyla kendisininkini yarıştırırken, nane-limon ile desti izdivaç eylerken, ayazın karşısına yıkılmaz set kurarken, yanılıp da almayayım demeyesiniz.

Damarlarda karabiber ile delişmen seyahat ederken, sınıf farkı gözetmeksizin uzanan her dudak ile buseleşirken;  soğuğu, sütlüsü, açığı, demlisi, üççeyreği, arzı endam ederken, başka neyiniz var suali ile karşılayanlara tavrımız gayet net olduğu kadar muhabbetimizde kesik olacaktır bileseniz.

Coğrafyamızın gül gibi mis kokulusu, içimizi en derin noktasına kadar ısıtanı, her derde deva kavlinden zengininin fukarasının baş tacı, kahvaltımızın bireyi, yemek arkası keyif aracımız, uykusuzluğumuzun merhemi, dostluğumuzun pekiştireci, muhabbetlerin kopmayan halkası, can ciğerimiz, arkadaşımız, yol kardaşımız, bir tek sen varsın gönüllü içtiğimiz, tavşankanı misal çayımız…

30.01.2017 Muammer AZMAK