Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

ÖĞRETME Mİ ACABA?

11 Ağustos 2014 - 11:55

ÖĞRETME Mİ ACABA?

 

Eğitim ve öğretim yaşam boyunca devam eden bir süreçtir. Toplumların gelişmesi, insanlığın refah düzeyine ulaşması, o toplumdaki insanların görecekleri eğitimle yakından ilgilidir. Ahlâk, ruh ve görev bilinci yönünden çökmüş olan bir dünya, ancak eğitimle, insanı yetiştirmekle, insanlara erdemi öğretmekle kurtulur. Öğretiyor muyuz acaba?

 

Eğitimin, ilk ve en iyi merkezi ailedir. Anne ve babanın yaşamı çocuğun örnek kitabıdır. Bir çocuğun küçükken aldığı ilk izlenim bütün ömrü boyunca devam eder. Çocuğun yetişmesinde ve gelişmesinde aile ve sonrasında öğretmenlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Sorumluluğun farkında mıyız acaba?

 

Öğretme işi yalnızca, okumayı öğretme, işlem yaptırma, sınıf geçirme ya da bırakma işi değildir. Öğretmenlik, insana şekil veren, yeteneklerini ortaya çıkaran ve onu yetiştiren çok önemli bir meslektir. Öğrencinin yapısının ne olduğunu keşfedip, o alanda başarısının temin edilmesi gerekir. Eğitimin amacı yetenekleri geliştirmektir. Bu bakımdan, öğretmen ebediyete hükmeden insandır ve tesirinin nerede biteceği asla bilinmez. Diğer mesleklerden ayrı olarak öğretmen ruh yaratır, verdiği eğitim ve bilgilerle geleceğin güvenli ve sağlam ellere teslim edilmesini sağlar. Bir neslin kaderini, bir evvelki nesil tayin eder. Bu bakımdan, istikbalimizi birer öğretmen olarak bizler inşa etmekteyiz. İnşa ediyor muyuz acaba?

 

Bir öğrenciyi avcumuza almak istiyorsak, onun kalbini kazanmak durumundayız. Öğrencilerin hatalı davranışları, sebep-sonuç ilişkileri gösterilerek ikna edilmeli, eğitimde uygulanacak ödül ve cezalar hem son derece az bir ölçüde olmalı, hem de öğrenciye gayet haklı gelmelidir. Ödül ve ceza her zaman gereklidir. Çünkü bunlar iradeyi zorlayan araçlardır. Öğrencilere verilecek ceza, bir ilaç sayılmalı ve öyle verilmelidir. Zira eğitim, eğriyi kırmadan doğrultma meselesidir. Yani, ceza olmalı, ama son çare olmalıdır. Gerçekten böyle mi acaba?

 

Hayatın her safhasında olduğu gibi, özellikle öğrenim hayatında sıkı disiplin başarının esasıdır. Yöneticiler ve öğretim kadroları disiplin sağlamaya, öğrenciler ise disipline uymaya mecburdurlar. “ Çocuğun eğitiminde teşvik, tehditten daha çok sonuç verir.” Tespiti İbni Sina’nın hatırdan çıkarılmamalıdır. Lakin ihmal de yapılmamalıdır. Yapıyor muyuz acaba?

 

Geleceğimizin binasının tuğlaları çocuklarımız, harcı ise onlara aktardığımız kültürümüz, ahlaki davranışlarımız, bilgi ve görgülerimizdir. Eğer geleceğimizin binasını, kuvvetli ve kudretli olmasını istiyorsak, bu harcımıza çok dikkat etmeliyiz. Katkı oranları, karıştırma şekilleri ve dinlendirilip kullanılması hayli önem arz etmektedir. Gereken önemi veriyor muyuz acaba?

 

Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir. Öğretmenler, yetiştirme ve eğitme görevlerini yapamazlarsa, ülke için yıkım olur… İnsanları gerektiği gibi eğitmeyen toplumlar, uşak olmaya mahkûmdur… Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaşta ne kadar parlak zafer elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı neticeler vermesi ancak eğitim ordusunun başarılarıyla sağlanabilir. Aksi durum hüsranla neticelenir. Bizler hüsranda mıyız acaba?

 

Eğitim sevgi ile başlar. Bu nedenle, görevin öğretilmesinden çok sevdirilmesi gerekir. İnsanın bir şeyi öğrenmesi için, her şeyden önce o şeyi sevmesi büyük önem taşır. Öğrencilerine öğrenme isteği aşılamayan bir öğretmen, soğuk demiri dövüyor gibidir. Eğitim yalnızca ders anlatmak değil, kişinin içindeki yeteneklerini keşfetmesini, geliştirmesini ve aklını kullanmayı sağlama aracıdır. Aklını kullanmayı sağlıyor muyuz acaba?

 

Öğrencilere yapılacak en büyük iyilik, onlara akıllarını kullanmayı öğretmektir. Düşünmeden öğrenmek, unutmaya davet çıkarmak ve vakit kaybetmektir. Bir şeyi ezberlemek, onu bilmek değildir. Bir şeyi bilmek için, onu anlamak, bünyeye gerçekten katmak lazımdır. Anlayamadığımız bilgiler bizim olamaz. İnsan ancak anladığını duyar. Zira papağan da, söylenenleri anlamaz ama aklında tutar. Amaç itibariyle öğrenim bir ezber işi değil, olaylar arasında bağlantı kurabilen, durumu değerlendirip muhakeme yapabilen, genç beyinlerde ilgi ve istek uyandırma işidir. Peki, ilgi ve istek uyandırabiliyor muyuz acaba?

 

Öğrencilerin bilmeleri gerektiği konularda, daha çok şey bilmeyen bir öğretmenden daha korkunç bir şey olamaz. Bu bakımdan öğretmen, derslerine hazırlıklı gelmeli, geniş bir kültüre sahip olmalı ve yenilikleri takip etmelidir. Öğretme için yeniden öğrenmek gerekir. Kendisini eğitmeyen başkasını asla eğitemez. Ne kadar bilirseniz bilin, bildiklerinizin bütünü,  karşınızdaki öğrencinin anladığı kadardır. Anlamayan değil, anlatamayan bu durumda sorumluluktan yakayı kurtaramaz. Anlatıp yakayı kurtarabiliyor muyuz acaba?

 

Öğretme çabalarının başarılı meyveler vermesi, geleceğin nesillerine gereken özen ve ihtimamı göstermekle mümkün olacaktır. Çabaların karşılık bulması dileğiyle… Buluyor mu acaba?  Öğretme mi acaba? Ezberletme mi acaba

 

04.07.2014 Muammer AZMAK