ARZU KUREYŞİ YAZDI: YURDUM

Yurdum, sen söyle o sokağın çocuklarına, umutsuz olmasınlar. Çünkü Allah büyüktür.

ARZU KUREYŞİ YAZDI: YURDUM
28 Nisan 2024 - 14:42 - Güncelleme: 28 Nisan 2024 - 15:37
YURDUM

Yürüyorum sokağında.
Her tarafımda yıkılmış evlerin, görünüyor ki o günleri anlatan, simsiyah izler kalmış duvarlarında.
Ve solmuş bahçendeki çiçeklerin...
Yapraksız olmuş bu ağaçların. Gövdelerindeki yara izlerinden kan akıp kanla örtüyor toprağını.

Birde toprağın neler neler anlatıyor bana, ona baktığımda.
Bilir misin?
O günler aklıma gelsin diye bakmak istiyorum bir kere daha toprağına. Ama yıllardır beni her şeyden nefret ettiren bir ses duyuyorum ki beni korkutuyor.
Toprağını koklamamı izin vermiyor bu ses.
Başımı döndürüyor.
Her yer görünmez oluyor sesler duyulunca.

Ama ben biliyorum.
Ne olursa olsun bir gün toprağına bakmaya gidecektir gözlerim.
Ve birden  titretmeye başlatır içimi gördüklerim.
Keşke bir rüya olsaydı diye mırıldanırım içimden.
Ama gerçek...

Yurdum, ne olmuş toprağına böyle?
Bu toprağa iyi bak diyen olmadı mı sana?
Neden güllerin solmuş?
Neden ağaçların yapraksız olmuş?
Bu yara izleri de ne için?
Neden sokağında çocuklar oynamıyor?
Neden kızlarının saçları rüzgârda dalgalanmıyor?
Neden söyledikleri şarkıları kimse duymuyor?
Neden bu sokağın insanları hayallerine ulaşamıyorlar?
Neden güneşin görünmüyor?

Yurdum, toprağını kim kırmızıya boyamış?

Bu toprak ki benim ilk ayaklarımı bastığım yerdi. İlk doğayı bana sevdiren, dünyayı bana tanıştıran yerdi. İlk kelimelerimi söylediğim yer, ilk yürüdüğüm yerdi bu toprak. Koşmayı ilk onunla gerçekleştirdim ben. Düştüğümde nasıl ağladığımı hatırlıyordur.
Gözyaşlarımla ıslatmıştım üzerini.
Şimdi de ıslak toprağın yurdum.
Ama bu sefer kendim için değil sen düştüğün için ağlıyor gözlerim.
Sadece ben değil kırmızı güllerin de ağlıyor bugünlerde.

Yurdum, bu yüzden kırmızı olmuş olabilir mi toprağın?
Kırmızı güllerin ağlıyor diye...

Birde başımı her çevirdiğimde toprağın üzerinde ayak izleri görünüyor.
Kimindir bu ayak izleri?

Yurdum, bu ayak izleri ne kadar da zalim, değil mi?
Nerede bir kırmızı gül görmüşse üzerine basmıştır bu ayak izleri.
Ve belki de bu yüzden kırmızı olmuş toprağın.

Yurdum gökyüzünü görmek istiyorum. Ama kara bulutlar kaplamış gökyüzünü.
Ve güneşin görünmez olmuş yıllardır.
Artık özgürce kanat çarpmıyor kuşların, gökyüzünde yurdum.
Birden kilitleniyorum durduğum yerde.
Bir bir zihnimde canlanıyor beni uyutmak için annemin anlattığı hikâyeler.
Ve bu sesler döndürüyor başımı.
Bir siyah perde alıyor gözlerimin önünü.
Bir şey göremiyor gözlerim.

Yalnız sesler duyuluyor.
Ne sesi?
İlk başta güzeldi duyduklarım.
Bir kız çocuğun sesini oyun oynarken duyuyordum.
Çocukla eşlik ediyordu diğer çocukların sesi.
Kız çocuk koşuyordu sokağında. Uzun saçlarına rüzgâr çarpınca dalgalanıyordu saçları. Ve arkasında muhteşem bir sahne bırakıyordu. Bu mutluluktan çekilmiş bir sahneydi, yurdum.

Ve yaklaşıyordu öğle saatleri. Ve namaz...
Duyuyor musun yurdum, ezan sesini?
Allah ü Ekber, Allah ü Ekber...
Evet, Allah büyüktür diyordu, herkes bu ses duyulunca. Onun adaleti içindir ki sabır ediyoruz diyorlardı. Ve herkes o güne bekliyordu. Zalimlerin cezasının verileceği güne bekliyorlardı.
Ezanın sesi çok şey anlatıyordu.

Ve sesler şiddetleniyordu.
Ama artık ezan sesi duyulmuyordu.
Artık herkesi korkutan o sesler duyulmaya başlandı.

Görüyor musun bu insanları?
Sokağında koşuyorlar, ta ki sevdiği insanı bulana kadar...

Görüyor musun bu çocukları? Okuldan dönmek üzereydiler hepsi. Ama şimdi kim bilir nerede olduklarını. Duyuyor musun? Biri ANNE diye bağırıyor.

Görüyor musun anneleri, babaları? Nasıl da çarpıyor kalpleri, duyuyor musun?
Görüyor musun? Her yer kırmızı.
Ve bu tarih de ekleniyor kötü tarihlere. Bu tarihte bir nesil yok edilmeye çalışılmış diye yazılacaktır. Bin bir hayal, yok edilmeye çalışılmış diye yazılacaktır. Yüzlerce insanın mutluluğu alınmaya çalışılmış diye yazılacaktır.
Bu tarihte bir okulun bombalandığını yazacaklardır.
Ve bu zalimleri kimse unutmayacak.

Yürüyünce, yerde kanla boyanmış kitaplar görülüyor bu sokakta.
Nice insanlar bir gün okuyordu bu kitapları.

Yürüyünce, yerde kanla boyanmış kalemler görülüyor bu sokakta.
Nice insanların eli değdiği kalemlerdir bu kalemler.

Bu gün bu sokağın çok şehidi olmuştur.

Ve zaman geçtikçe sesler daha da şiddetleniyordu.
Eline silah almış bu sokağın gençleri ve zalimlerle mücadele ediyorlardı.

Bilir misin, yurdum?
Bu sokakta mermiler kalplere doğruydu.
Bu sokakta kimse kimseye acımadı o gün.
Bu sokakta, insana benzeyen insan dışı zalimler yürüdü.
Kalpleri yoktu bu zalimlerin.
O gün bu sokağın çok şehidi olmuştu, yurdum.

Ve saatler sonra sesler bir bir bitiyordu.
Ama artık hiçbir ses duyulmuyordu bu sokakta.
Bir daha o kız çocuğun saçları rüzgârda dalgalanmadı.
Bir daha sokakta çocuklar oynayamadı.
Bir daha bu sokağın güllerini kimse sulayamadı.
Bir daha bu sokağın kızları şarkı söyleyemedi.
Bir daha yağmur yağmadı bu sokakta.
Güneş görünmedi.
Hep kış yaşandı.
Bu sokakta okumak yasak oldu.
Ve bu sokağın çocukları hayallerine ulaşmak için çabalıyor, yok edilmiş hayalleri var etmeye çalışıyorlardı.

Hiçbiri de vazgeçmedi.

Şu anda ise tek başımda yürümekteyim sokağında yurdum.
Önümde bombalanan okul görünüyor.
Ona doğru atıyorum adımlarımı.
Görüyor musun yurdum?  Kırık camlarından nehir misali kan akıp kırmızı bir deniz meydana getiriyor bu yıkılmış dört duvarın içinde.
Ve duvarların üzerinde fotoğraflar asılmıştır, yurdum.
Baktıkça fotoğraflara, içimdeki yangın sönüyor.
Görüyor musun yurdum?
Şehit olmuş çocukların fotoğraflarıdır, bu fotoğraflar.
Dakikalar sonra bu kırmızı deniz her şeyi içine alacak ama artık önemli değil. Artık sokağında bir tek ben kalmışım ve gözlerimin önündeki duvarda, asılı olan bu fotoğraflar.
Ömrümün bitmesine dakikalar kalmış yurdum. Ve ben kalan bu dakikalar içerisinde sadece fot0ğraflara bakmak isterim.
Ve o zamandaki çiçeklerinin mutluluğunu hissetmek istiyor kalbim.
Kızlarının söylediği şarkıları duymak istiyorum.
Kuşlarının sesini, sokağında oynayan çocuklarının sesini duymak istiyorum.
Koşayım istiyorum özgürce sokağında yurdum.
Tüm çocuklar, hayallerine ulaşsın istiyorum.
Hiçbir yerde, o sesler duyulmasın istiyorum yurdum.
Artık mazlumların beklediği gün gelsin istiyorum yurdum.

Yurdum, sen söyle o sokağın çocuklarına, umutsuz olmasınlar.
Çünkü Allah büyüktür.

Allah adaletlidir.

Arzu KUREYŞİ 27.04.2024
                          
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 3 Yorum
  • Arzu
    1 hafta önce
    Teşekkür ederim arkadaşlarım. Her zaman olduğu gibi bu sefer de yazılarımı okuyup yorum yapmanız beni çok sevindirdi.
  • Beyza
    1 hafta önce
    Bu yurt ve yabancilasmis olan sokakların aslı bizlere ait. Umarım sokağın çocukları sesini duyar. Tebrik ederim Arzuu
  • AYŞE NAZ
    1 hafta önce
    Her zaman olduğu gibi çok etkilendim. yazılarının devamını canı gönülden dilerim Arzu.