Prof. Dr. Namık AÇIKGÖZ

Prof. Dr. Namık AÇIKGÖZ

[email protected]

ÇAYIN TÜRKLERLE İLGİLİ SEMBOL ÖZELLİĞİ

07 Ağustos 2023 - 09:40 - Güncelleme: 07 Ağustos 2023 - 15:17

                       ÇAYIN TÜRKLERLE İLGİLİ SEMBOL ÖZELLİĞİ
                                                                                                    Namık Açıkgöz

Elbette “çay” dendiği zaman Çinliler ve Japonlar ilk akla gelen iki millettir. Çayı dünyaya yayan millet Çinlilerdir ama Japonlarında çay kültürü ile ilgili ürettikleri de az değildir.
Çinlilerin çay ile ilgili yazıp-ettikleri neler var bilmiyoruz. En azından varsa da ben bilmiyorum. Cehlimi mazur görün. Japonların çay kültürünü Okakura Kakuzo (1860-1913) yazmış ve bereket kitap Türkçe’ye tercüme edilmiş de vaktiyle okumuştum. Mütercimi Ali Süha Delilbaşı (1888-1960) idi. Çok güzel bir tercüme idi ve ilk gençlik çağımızda derneklerimizde sıkı çaylar içerken okumuş da vurulmuştum kitaba. Şimdi başka tercümeleri var piyasada. Kontrol edemedim. İnşallah iyi tercümelerdir. Kakuzo, çay ile ilgili teknik bilgi vermiyor; çayın Japon kültürüne etkileri ve bu etkinin doğurduğu kültürü yazıyor. İyi de ediyor. Zevkle okunan bir kitap olmuş.
İşte taa o zamanlardan kalma bir sevdadır bende “çay”ı yazmak. Tabii ki, çayın tarihi, ekimi ve üretimi gibi konulara girmek benim işim değil. Bendeniz fakir, çayın Türk kültüründe doğurganlığına işaret etmek ve birkaç husussa dikkat çekmek istiyorum.
GELİN DE Bİ ÇAY İÇELİM
Çay, Türklerde sıradan bir ikram içeceği değildir. Evet… Misafirliklerde çay-kahve, meyve ve hamur işi yiyecekler ikram edilir ama “Bi çayını içmeye geleyim.” veya “Gel de bi çayımı iç.” davetleri basit bir çay daveti değildir. Bu kibar ve nazik bir “Seninle konuşacaklarım var.” demektir. Bu tür davetleri günlük hayatımızda çok alıyor ve çok yapıyoruz.
Bir kere başıma ne geldi?
Anlatayım…
2004-2006 yıllarında, Datça dağlarında eski yazılı mezar taşı ve kitabeler peşinde koşuyoruz. Yağmurlu bir Nisan günü. Eski Süleymaniye (Şimdiki Cumalı mahallesi) nahiyesi civarındaki kabristanda 5 kişi çalışıyoruz. Bir bendeniz, rehberimiz Fulya Bayık ve 3 tane de yardımcı işçi… 16:30 civarı bir Jandarma astsubay, ekibiyle geldi ve ne yaptığımızı sordu. Eski yazılı mezar taşlarını okuyup yeni harflere aktardığımızı söyledik. İznimizin olup olmadığını sordu. Tabii ki iznimiz yoktu. “Burada bunların olduğundan bakanlığın haberi yok. Ben yayın yapınca haberi olacak. O yüzden izin falan almadık.” dedim. “Haklısınız hocam.” dedi ve ekledi: “Mesai bitmeden karakola gelin de bi çay içelim.” dedi. Ben de kabul ettim. Komutan gitti. Ben de okumakta olduğumuz mezar taşlarını okumayı bitirip karakola gitmemizi söyledim. Arkadaşlar “Hocam birazdan karanlık basacak. Bitirsek…” dediler. Ben de “Komutan çaya çağırdıysa, gidilir.” dedim ve toplanıp karakola gittik. Komutan biz gelmeden çayı demlemiş ve odada 2 tane elektrik ocağını hazırlamış ki ıslak üstümüzü kurutalım. Askerler çay servisi yaptılar; bir yandan da üstümüzü-başımızı kurutuyoruz. Çay ve kuruma faslı bitti. Komutan “Değerli hocam, kusura bakmayım, bir zabıt tutmamız lazım.” dedi. Tahmin ettiğim gibi, çay davetinin sebebi ifade almaktı. Muhtemelen bizi kabristanda göre birileri hazine aradığımızı falan sanıp Jandarmaya şikâyet etmiş; onlar da yasanın gereğini yapıyorlardı.
Paşa paşa ifadeyi verdik tabii.
Karakoldan çıkarken komutan: “Hocam yarın falanca tepeye gideceğiz. Orada da mezar taşı var mı baktırayım. Varsa bi gelişinizde beraber gideriz.” dedi.
Çıkarken ekibe: “Devlet çaya davet ediyorsa, ifade alacaktır arkadaşlar.” dedim.
ÇAY  MOLASI VE ÇAYLAR ŞİRKETTEN
Otobüslerde mola vermek âdettendir.  Uzun yolculuklarda molalar ayrı bir nimettir. İşte bu molaların genel adı “çay molası”dır. Sordum-soruşturdum başka kültürlerde şehirlerarası yollarda “çay molası” diye bir şey yokmuş. Çaya “çay molası” deyimi ile biz bir Türk mührü vurmuşuz.
Otobüs mola yerine varıp park ederken muavin içeri seslenir. “Yarım saat mola!... Çaylar şirketten!...”
Halkımızın ikram anlayışının en güzel örneklerinden biridir bu “çaylar şirketten”. Mola yerinde içilen çaylar için yolcular ücret ödemez; otobüs şirketi öder. Bir nebze de olsa ikram ve cömertliğin göstergesi olan bu jest, bizim güzel geleneklerimizden “cömertlikte endaze olmaz” deyiminin güzel bir nümûnesidir.
İŞARET DİLİ İLE ÇAY İSTEMEK
Başka kültürlerde var mı yok mu diye derin araştırmalar yapamadım ama komşu kültürlerde sordum; işaret dili ile çay istemek yok. Belki çay, işaret dili ile istenen tek içecek. İşaret parmağını aşağı uzatıp çay kaşığı gibi dolaştırıp arkasından da kaç çay isteniyorsa o kadar parmakla garsona sipariş verilen tek içecek çaydır ve bunu yapan tek kültür de Türk kültürüdür. Kahvehanenin, çayhanenin veya kıraathanenin o gürültüsünde en kestirme çay siparişi işaret dili ile verilir. Dünyanın başka bir ülkesindeyseniz ve orada birisi işaret parmağı ile çayı anlatıp arkasından çay bardağı adedini gösteren işaret yapıyorsa, bilin ki o Türk’tür.
İşte böyle… Çay, bardakta durduğu gibi durmuyor; yeni bir kültür doğurtmak üzere de günlük hayatımızda dolaşıyor.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum