Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

TÜRK DÜNYASININ GELECEĞİNE İNANMAK

16 Ekim 2023 - 09:54

TÜRK DÜNYASININ GELECEĞİNE İNANMAK
 
Türkiye'de bazı köşelerin başını tutanların vizyonları üzerine bir araştırma yapılsa şöyle bir tablonun çıkması muhtemeldir: Entelektüel, aydın, okuyan, ümmi, cahil, çok cahil ve zırcahil... Bir de söz konusu vatan olduğunda özellikle yüksek öğrenimini tamamlamış bazı kesimler arasında her nedense bir alerji ve bir histeri nöbeti dikkat çekerdi!
Vatan, millet, bayrak denildi mi bazı kesimler histeri nöbetine tutulmaya başlıyor! En son Atatürk filminin özel bir kanalda yayından kaldırılmasına karşı sözde aydın ve sanatçıların sessiz kalması başka türlü açıklanamaz!
Milletin milli tepkilerini “Aşırı milliyetçilik, faşist, gerici… Turancı” olarak da görmeleri sıradanlaşmıştır!
Hâlbuki meselenin iç yüzü farklı!  Bu tür çevrelerin karın ağrılarının başka sebepleri var.  Şimdilerde her ne kadar kısmen azalmış ve sesleri kısılmış gibi görünse de bakmayın siz onların sessizliğine! İlk fırsatta başlarını gömdükleri çukurlarından çıkarıp yüz yıllık teranelerine yeniden başlayacaklarından kuşku yok!
Milletler milli değerlerini çağın gereklerine uygun olarak nesillerine veremiyorsa o ülkenin insanından, özellikle sözde aydınlarından, kültürüne, milletine şaşı bakan batıdan fazla batıcı insanından korkmak gerekir!
İki yüz yıldan fazladır devam eden milletine, devletine, kültürüne şaşı bakan kesimlerin ülkenin kaderindeki hâkim gücü son dönemde azalmış görünüyorsa da bu durumun bir yanılsama olduğu kanaatindeyiz!  Zira söz konusu zihniyetin kendilerini gizleme yetenekleri son derece profesyoneldir!
Örneğin kırk yıl devlete ve vatana düşmanlık üreten terör örgütlerinin üst aklının emrinde nasıl çalıştılarsa ve bunu suret-i haktan görünerek yaptılarsa iki yüz yıldan fazladır bazen dindar, İslamcı, milliyetçi, vatansever, liberal, tarikatçı, cemaatçi, laik, demokrat, cumhuriyetçi… Sünni, Alevi… Görünümleriyle devletin içinde önemli mevzilerini koruyanlar az değildir.
Söz konusu çevrelerin ortak özelliği vatan, millet, devlet ve milletiyle aynı kaderi paylaşmamaları, aynı ülküler beslememeleri ve her daim Batı, ABD, NATO, Siyonizm… Çevrelerinin ülkemizdeki temsilciliğini yaparak taşeronluk görevini sürdürmeleridir.
Türkiye başta olmak üzere son iki asırdır entelektüeliyle, düşünce ve bilim alanında dünyada var olma mücadelesi veren, kültürel dinamiklerini bilimle buluşturan kaç devlet, kaç kurum ve kaç insan var Türk-İslam dünyasında?
Devletin gemisi milletin gücünden aldığı milli rüzgârını bulup öz benliği ile hareket etmeye başladığında önemli bir eşik aşılmış demektir! İlk adım en riskli ve en kararlı olan adımdır. İlk adım atıldıktan sonra gerisi gelecek ve millet bu adımı takip edecektir.
Tıpkı Arif Nihat Asya’nın “Fetih Marşı” şiirinde ifade ettiği gibi: “Delikanlım, işaret aldığın gün atandan/Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !”
Türkiye ve Türk dünyası Türk Devletleri Teşkilatıyla en önemli adımını atmıştır. Sancılı, sıkıntılı ve kaos dolu geçen yüz yılın eşiğinden geçip XXI. yüzyıla ulaşmak önemlidir.
Türk dünyası binlerce yıllık devlet, millet, tarih ve kültür mirasının izinde kutlu yürüyüşünü bundan böyle daha emin adımlarla devam ettirecek ve sesimiz daha gür çıkar hale gelecektir.
Türk Devletleri Teşkilatı  ortak duygu ve düşüncelerle yüzyıllardır önü kesilen ve ortadan kaldırılmak istenen Türklük vizyonunu yeni yüzyılda tersine çevirecek planları uygulamaya koymalıdır.
İki yüzyıldır önüne konulan uluslararası projeleri uygulayan jandarma olma, talimatla yönetilme; vazifesini harfiyen yerine getiren emir eri olarak yaşamaya devam etme dönemi sona ermiştir.
Milletini mangurtlaştıran eğitim, siyaset, kültür ve hayat felsefelerinin aksine insanına özgüven, milli gurur ve onur, şahsiyet aşılayan Türk Devletlerinin ortak politikalarla geleceğe daha kararlı ve emin adımlarla yürümek isteyen bir milletin varlığına inanmak hepimizin ortak hülyası ve beklentisidir! www.tarihistan.org, 15 Ekim 2023/NACİ YENGİN


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum