Burcu BOLAKAN

Burcu BOLAKAN

[email protected]

Hayvanlaşan insan / Émile Zola

04 Mayıs 2024 - 08:37 - Güncelleme: 04 Mayıs 2024 - 11:24

Hayvanlaşan insan / Émile Zola
 
Roubaud ile Séverine bir otel odasında keyifle yedikleri öğle yemeğinin ardından bir yalanın içinde saklanan gerçeğin ortaya çıkmasıyla hayatlarının çekilmez bir hâle döneceğini bilseler o otel odasında bulunurlar mıydı? Séverine bir felâketle sonlanacak olayları başlatacak öyle bir itirafta bulunur muydu? Roubaud karısına gerçeği öğrenmek için işkence eder miydi? Séverine’nin kendisini reddetmesi ardından karısının parmağındaki yüzükle oynayan Roubaud’ın aklına durup dururken bu yüzüğün kim tarafından verildiği sorusu takılmıştır ve karısının da daha önceden hep dile getirdiği bir gerçeği yeniden itiraf etsin diye, cevabını çok iyi bildiği bir soruyu tekrar sormuştur. Bu yüzüğü kim hediye etmişti? Séverine, Roubaud’a söylediği yalanı çok iyi anımsıyor olduğu hâlde onunla oyun oynamak ya da belki yalan söylemenin verdiği tatmin edici duygulardan o gün uzaklaşmak, gerçeği söylediğinde kocasının vereceği tepkiyi ölçmek için yüzüğü annesinin değil Başkan Grandmorin’in verdiğini masum hâlini takınarak belirtmiştir. Karısının ısrarla kendisine daha önceden böyle bir şey demediğini yüzüğü verenin Grandmorin olduğunu söylediğini hatırlatması Roubaud’u çılgına çevirmeye yetmiştir. Roubaud kendinden on beş yaş küçük olan Séverine’ye o dakikada duyduğu tüm aşkını yitirmiş ve çılgınca bir öç alma tutkusuna bürünmüştür. Genç kadına daha önce hiç uygulamadığı hâlde şiddet uygulayarak gerçeği tüm detaylarına varana kadar öğrenmiştir. Séverine’nin verdiği bıçakla genç kadını öldürmek istese de bunu yapamamıştır.

Hikâyenin başında yalan üzerine bina edilmiş bir evlilik söz konusudur. Séverine tecavüze uğradığını en baştan söylese ve dürüst bir insan gibi davransa kötülüğe açılan kapıyı aralamamış olacaktır. Séverine gerçeği saklayarak yaşlı adamın elinden kurtulmayı ve bir evlilik yaparak başka bir erkeğin kanatları altına girmeyi istemiş olabilir. Grandmorin’in aynı zamanda Séverine’nin babası olma ihtimali vurgulanıyor olsa da roman içinde bunun doğruluğunu ispat edecek herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Séverine de zaman zaman Grandmorin’in babası olabileceğini düşünmektedir. Bu noktada da olayların giderek çirkinleşmesi söz konusudur. Küçük bir kız çocuğuyken Grandmorin tarafından evlat edinilen Séverine on altı yaşındayken tren yolunun bahçesini ikiye ayırdığı küçük evde tecavüze uğramıştır. Séverine ve Grandmorin arasındaki ilişkiye roman içinde fazla değinilmez yalnız Grandmorin’in küçük kızlarla ilgileniyor olduğu gerçeği bir başka olayda daha vurgulanacaktır.


Romandaki karakterlerin her birinin zaafları, kötü huyları, çelişkileri ve içlerine düştükleri bir karanlık söz konusudur. İnsanlar kötülük ettikçe de çok daha fazla bu kötülüğün içinde boğulmakta ve yeni kötülükler yapmaya çalışmaktadır. Ben sizlere romandaki karakterlerden bahsedeceğim.

Séverine: Küçük bir kızken Grandmorin tarafından evlat edinilmiştir. Garndmorin onu kendi kızı gibi görmüş ve öz kızıyla birlikte aynı okulda eğitim almasını sağlamıştır. On altı yaşında Grandmorin’in tecavüzüne uğrar. Başlangıçta yaşadıkları ona dehşet veriyor olsa da sonradan bu dehşeti kullanmayı seçer. Grandmorin onun hamisi olur ve büyük bir ihtimalle hem Grandmorin’in varsıllığından faydalanmak ve hem de yaşlı adamdan kurtulmak için Roubaud’la evlenir. Kocası kendinden on beş yaş büyüktür ve onu sevmemektedir. Grandmorin’den pek çok kızın hayâlini kurduğu bir çeyiz alır, kocası Roubaud’a da terfi verilir. Roubaud’un tren istasyonunda saygın bir işi, iyi bir geliri vardır. Séverine; iyi, tatlı ve masum görünüşü altında kendi haz ve mutluluğu için yaşamaktadır. Büyük bir ihtimalle evlendikten sonra da Grandmorin’le birkaç kez görüşmüş ve onun isteklerine rıza göstermiştir. Aklı fazla çalışmayan, uysal bir kadın olarak gösterilen Séverine rahat bir hayat yaşayabilmek için dürüstlükten ayrılmıştır.

Roubaud: Uzaktan izlediği ve hayran olduğu Séverine ile tanışabileceğini dahi hayâl edemezken bir anda kendinden on beş yaş küçük sevimli, güzel, uysal ve üstelik hamisi Grandmorin olan bir kızla evlenmiştir. Kaba, saba, cahil bir adam olan Roubaud karısı sayesinde terfi almış maaşı artmıştır. Grandmorin tarafından korunduğundan diğer memurlardan ayrıcalıklı bir yerde bulunduğunun farkındadır. Séverine’ye tecavüz eden Grandmorin’i öldürmüştür. Séverine de ona isteyerek yardım etmiştir.

Başkan Grandmorin: Zengin, siyasi çevresi olan ve aynı zamanda siyasetin içinde yer alan bir adamdır. Küçük kızlarla ve yanında çalıştırdığı kadınlarla gönül ilişkileri yaşamakla suçlanmaktadır.

Şef Kondüktör Henri: Séverine’nin Jacques’le birlikte olduğunu anlayınca bundan istifade etmeye çalışmış ve o da Séverine’ye göz dikmiştir.

Jacques: Sürekli olarak bir kadını öldürmeyi arzulamaktadır. Özellikle kadınların açıkta duran boyun ve göğüs kısmı genç adamı tahrik etmekte ve kim olursa olsun o ân o kadını öldürmek istemektedir. Öldürme arzusuyla bir sabah yanıp tutuşurken dışarıya fırlamış ve bir kadını takip etmeye başlamıştır. Sonra o kadını takibi kaçırınca bir başkasını, sonra bir başkasını daha. Yanında oturan masum, genç kadına bıçağı saplamak üzereyken tanıdık birine denk gelmiştir. (Yakın zamanda ülkemizde işlenen bir cinayeti sanırım herkes hatırlayacak. Bir genç kız işyerinden ayrılıyor ve evine yürüyerek gitmeyi tercih ettiği için o akşam da takip edildiğini bilmeden evine doğru yola çıkıyor. Bu genç kız hiç tanımadığı bir adam tarafından evinin kapısı önünde kalbinden bıçaklanarak öldürülmüştür.) Jacques karakteriyle bir kötülüğün önüne sevginin çıktığında belli bir süre kötülüğe engel olduğunu görürüz. Ama bu da çok uzun süreli değildir. Jacques, Séverine’yi hem sevmekte ve hem de onu öldürmek istemektedir. Séverine’nin açıkta kalan boynu ona içindeki öldürme isteğini hatırlatır. Jacques’in öldürme isteği yazar tarafından kadının ilk ihanetine bağlanır. Nesiller boyunca erkeklerin kanlarında dolaşan ihanetin acısı bugünlere kadar ulaşmıştır. Jacques’in öldürme isteği atalarından ona kalan bir mirastır.

Séverine sevgilisi Jacgues’e kocası Roubaud’u öldürtmek istemiştir. Bu noktada iki sevgilin de rahata kavuşmak için bir cana kıyma arzusu duyduğu görülmektedir.

Séverine ile Roubaud, Grandmorin’i öldürdükten sonra olaya hırsızlık suçuymuş gibi bir görüntü vermek için üzerindeki paraları ve altınları almışlardır. Uzun bir zaman o paraya ve altınlara hiç dokunmamaları hâlâ içlerinde taşıdıkları onurlu insanı gösterir. Roubaud işlediği cinayetin verdiği huzursuzluğu bir nebze olsun atabilmek için kumar oynamaya başlar. Unutmak için kumar oynamak onu rahatlatmıştır ama bu sefer de bir cinayet işleyecek kadar namusuna düşkün bir adam olan Roubaud borç batağına saplanıp sefil bir yaşamın içine düşer. Karısını başkasının kollarında gördüğü hâlde hiç tepki vermeyen ruhu çürümüş bir adam olup çıkmıştır.

Phaise Hala ve Misard: Phaise Hala, Jacques’i büyüten kadındır, küçüklüğünden beridir onu büyüttüğü ve ona emek verdiği için Jacques’i çok sever. Çocukluğunda Jacques korkulu rüyalar görmektedir Pahise Hala da bunu bilir. Misard’la evlidir, küçük bir tren istasyonunda kızı ve kocasıyla yaşamaktadır. Misard’ın bin frangı için onu zehirlediğini söyler ama buna inandıramaz kimseyi, insanlar inansa bile Phaise Hala’ya yardım etmede bir kayıtsızlık içindedir, özellikle de Jacques’e bunu defalarca söylemiştir. Misard gerçekten de karısına yavaş yavaş zehir vererek öldürmeye çalışmaktadır: bin frank için.

Flore: İri yarı ve bir erkekten daha güçlü kollara sahip olan Flore yabanıl bir kızdır. İnsanlardan uzakta yaşamayı tercih eder, kendini elde etmeye çalışanlarla tıpkı bir erkek gibi dövüşür. Beklediği bir tek kişi vardır o da Jacques. Sevdiği adamdan istediği gibi bir ilgi göremeyince onu ve sevgilisi Séverine’yi öldürmek için planlar yapar. Sırf Jacques ve Séverine ölsün diye içi yolcu dolu bir trene sabotaj düzenler. Bu felaket sonunda on iki kişi ölmüş otuz kişi yaralanmıştır ama ne Jacques ölmüştür ne de Séverine. Bunun üzerine suçlanacağından korkarak kaçar. Vicdanında onca ölüme sebep olmuş bir insanın vermiş olduğu hüzün ya da pişmanlık duygusu yoktur. Onun tek düşüncesi Jacques tarafından sevilmiyor olduğudur.

Jacgues de Séverine’yi öldürdüğünde pişmanlık ya da vicdan azabı duymamış aksine derin bir rahatlama hissetmiştir. Hatta aylar sonra mahkeme salonunda otururken ve iki adam onun işlediği bir cinayet için suçlanıyorken o sadece ağlamakla yetinmiştir. Üstelik o ânda Séverine’yi sevmektedir. Séverine’yi seviyor olsa bile onu yok ettiği için pişmanlık duymaz, acı hissetmez.

Camy Lamotte: Genel sekreter görevindeki bu adam olayın başlangıcında Séverine’nin Başkan Grandmorin’e yazdığı mektubu ele geçirmiştir. Ancak kadının güzelliğinden etkilendiği ve Grandmorin’in adının temiz kalması için mektubu adalete teslim etmez. Başlangıçta mektubu teslim etmeyen Lamotte adaletin uygulanabilir olduğuna inanmayanlardan biridir. Alaycı bir kibirle dolan kalbi mahkemeye sunulacak olan önemli bir delili yok etmesini sağlar.

Cobuche: karakterlerin en masumu diyebiliriz ona. Hiçbir suçu yokken Séverine’nin ölümüyle suçlanmış ve ömür boyu kürek cezası almıştır. Bu karakteri incelediğimizde iyi, faydalı bir insan olduğunu görürüz. Cobuche dağda bir başına yaşayan yalnız bir adamdır pek çok kişi gibi o da sevgiye muhtaçtır. Bu yüzden de belki de fazla fedakâr ya da iyilikseverdir. Jacques hasta olduğu zamanlarda Séverine’ye yardım eder. Zamanla yalnızlığın vermiş olduğu sevilme ihtiyacını karşılamak için Séverine’nin bazı eşyalarını çalmaya başlar. Ümitsizce onları kulübesine götürür, eşyaları koklar. Séverine’nin camının altında geceleri bekler. Cobuche yanlış yerde yanlış zamanda bulunan insanlardandır. Séverine’nin evini gözetliyor olması, asla karşılık göremeyeceği bir kadını sevmesi Cobuche’nin Séverine’nin katili olarak suçlanmasına neden olur.

Hayvanlaşan İnsan adlı kitapta endüstrileşmeyle birlikte insanların yeterliliklerinin artması için eğitim seviyelerinin yükseldiği anlatılır. İnsanlar eğitim alıyor olsalar bile içlerindeki karanlığa teslim olabilmektedir. İlk günah ortaya çıkmış ama yokmuş gibi sayılmıştır, gizlenmiş ve üstü örtülmüştür. Ancak vicdanlarda oluşan baskı zamanla giderek artmış ve bu durum da başka kötülükleri doğurmuştur. İşini asla ihmâl etmeyen demiryolu çalışanlarının özel yaşamlarında pek çok sır bulunmaktadır. İnsanın ne denli kötü işlere bulaşabileceği kalbinin giderek karanlıklaşmasına bağlanır. Kötülük eden karakterlerin hepsi bir saplantı içindedir. Bu saplantılar da onları ölüme götürür. Kitapta adalet duygusu da sorgulanır. Adaletin sadece bazı kişiler için tek bir ilahi güç olan Tanrı tarafından veriliyor olması ilginçtir. Yazar Cobuche’yi hapse göndererek adaletin yanılabilir olduğunu gösterir. Oysa Cobuche belki sadece bir kınama cezası alabilecek olan ve kitap içinde en masum olan bir karakterdir. Jacques, Séverine, Grandmorin ölmüş, Roubaud hapse girmiş, Flore intihar etmiştir. Karısını öldürmüş Misard yaşamaktadır, adaleti yanıltmış olan Camy-lamotte de saygınlığını korumaktadır.




 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum