Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

DÜNYA DÜZENİ

08 Nisan 2024 - 09:43

DÜNYA DÜZENİ

Evrenin gizemli Samanyolu Galaksisinde kendi halinde sessizce dönen dünya gezegeni ile ilgili olarak uluslararası basının sıcak gündeminde sürekli olarak yer tutan haber başlıkları, makaleler, denemeler, söyleşiler, araştırmalar, analizler, değerlendirmeler, yorumlar ve diğer yazı türleri küresel  kamuoyunun dikkatini fazla çekmiyor sanki.

.

Gelişmiş bir ülkede yaşayan ve ünlü bir üniversitede akademisyen olarak görev yapan bir  arkadaşımdan dün bir mesaj aldım.

Şöyle diyor:

“Uluslararası yazılı, sözel ve görsel haber medyası, dünya ülkelerinde ortaya çıkan günlük dramatik ve trajik haberleri (Doğanın tahribatı - küresel ısınma ve iklim değişikliği - salgın hastalıklar - bölgesel savaşlar - terör - çok kutupluluk - kültür çatışmaları - depremler -  toplumsal, kültürel ve ekonomik karmaşa - yaygınlaşan stres olgusu - sanat, edebiyat ve felsefede duraklama vb.) gözler önüne serip bütün yön ve boyutlarıyla aktarıyor.

Ama dünyadaki  insanlar, genellikle, bu kötü haberleri yakından izlemeyi ve dinlemeyi bırakmış gibi bir görüntü veriyor...

Çünkü: Mevcut 208 ülkenin çoğunda günlük hayat iyi değil. Çok sayıda  ülkedeki insanların toplumsal, ekonomik ve siyasi krizlerden rahatsız olduğu anlaşılıyor.

Öte yandan ülkelerin çoğunda küresel işsizlik ve yoksulluk dikkati çekiyor. Genç kuşak insanları kolayca iş bulamadığından ailelerin geçimini bazen anne ve babalar sağlıyor.

Dünya insanında, “Bu oynanan tehlikeli bir oyunun  başlangıcı mı?” şeklinde olumsuz bir düşünce oluşuyor.

Dünya insanlığı, genellikle, bir takım kötü şeylerin yaşandığının farkında;  hüsrana uğramış  hissediyor ve üzgün.

Dünyadaki insanlar, bu kötü olayları durdurmak için herhangi bir güce sahip değil, yani çaresiz.

Ama hayat güzel. Hayat, nadide ve güzel bir çiçek olarak kabul edilir;  ona iyi bakım gerekir.

Bu nedenle, dünya insanları, genellikle, uluslararası basında çıkan günlük haberleri bir kenara bırakmak, unutmak ve  olumsuz etkilenmemek  için;  fırsat buldukça,   boş zamanlarında şehirlerden uzaklaşıyor; aileleri, yakınları ve sevdiği insanların yanında,  dağlarda, ormanlarda, deniz, göl ve ırmak kenarlarında, doğanın sevgi dolu kucağında vakit geçiriyor.

Bazı insanlar da içinde bulundukları ülkeleri, bozulan  ekonomik koşullar nedeniyle terkedip, gelişmiş ve zengin ülkelere göç etmek istiyor.

Ama gelişmiş ve zengin ülke ekonomilerinde durgunluk halinde enflasyon var. Devletler, kuruluşlar ve şirketler zorlanıyor. Dünya nüfusu da giderek artıyor.

Ülkelerarası onbinlerce göçmen, mülteci ve sığınmacı önemli bir dünya sorunu haline geldi.

Dünya toplumlarında, genellkle,

yaşam koşulları zorlaşıyor; kaygı, endişe ve mutsuzluklar yükseliyor.

Bu durumda; yakın çevremizde yaşayan insanları hayata bağlamamız, neşelendirmemiz; onlara böylece psikolojik moral desteği vermemiz;  günleri huzurlu, sağlıklı ve iyi yaşamamız; güzel şeyler düşünmemiz ve güzel şeyler konuşmamız; olumlu duygu ve düşüncelere sahip olmamız; yarınlara umut, özlem, saygı ve sevgi ile bakmamız gerekmektedir.

Bilindiği üzere, dünya insanlığı, tarihsel süreçteki böyle zamanları hep atlatmıştır. İnanıyorum ki dünyada son beş yılda yaşanan geçici kritik dönem de yakın bir gelecekte düzelecek; değerli insanlık için yarınlar yine harikulade olacaktır.”

*

Arkadaşıma şu yanıtı gönderdim:

Evet, bütün insanlık için gelecek dönemler harikulade olacak...

Toplum ve tarih bilimcilerinin deyişiyle “Bu zor dönem de geçmiş dönemler misali tarihsel sürecin kıyısından geri dönüşü olmayan bir nehir gibi akıp gidecektir.’

Bilge kişiler zaman kavramı için  “Öyle  bir geçer zaman ki...” derler.

Ne var ki, dünya yaşamını bu duruma getiren kronikleşmiş  sorunlara yol açan  dinamiklerin, Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın eşgüdümünde yapılacak bilimsel ve etkin bir ön çalışma kapsamında kodlanması;   bulunacak radikal çözüm   önerilerinin bir an önce küresel hayata geçirilmesinin uygun olacağı  düşünülmektedir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum