Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

AFORİZMALAR

26 Ağustos 2018 - 07:04

AFORİZMALAR


Önder Gürcan
[email protected]

Aforizma (aforisma) , Fransızcadan Türkçeye girmiş sözcüklerden biri. Özdeyiş, vecize, eğitici ve yol gösterici özlü söz demek.Batılı ve Doğulu gelişmiş ülkelerde bu isim altında yayımlanmış çok sayıda kitap var. Bu kitaplar devamlı baskı yapar ama nedense bir türlü başucu kitabı olmaz.
*
Aforizma denilince bir zamanlar öğrenci iken Manisa Lisesi’ndeki tarih öğretmenim aklıma gelir. 
Tarih öğretmenim, derslerde aforizma kavramını çok kullanırdı; dünyaya gelmiş geçmiş bütün ilim, bilim ve irfan sahibi  bilge-entelektüel insanların özdeyişlerini sürekli bir titizlikle özel bir defterde tutardı.
Dünya tarihinde önemli yer tutan bütün olayları bilimsel yaklaşımla araştırır ve analiz ederdi; dersleri sanki temel bilim dalları olan fizik, kimya, biyoloji ve matematik anlatır gibi somut  metaforlar yoluyla verirdi; konu başlıklarının sonuç cümlelerine de mutlaka bir felsefi görüş katardı.
Bu yüzden bizim sınıfın öğrencileri tarih dersinden hep yüksek not alırdı.
Ona göre dünyada olağanüstü bir “çok çeşitlilik” hakimdi. Ne kadar farklı insan yüzü varsa  – nasıl derseniz deyin- belki de bir o kadar  farklı düşünce,  farklı fikir, farklı değer yargısı ve farklı bakış açısı vardı.
Tarihsel süreç içinde dünya toplumlarındaki kültürlerde ve uygarlıklarda da sürekli bir şekilde  daima çok çeşitlilik var olmuştu.
Bu farklılıklar ve çeşitlilikler dünya yaşamının olağanüstü bir kültürel zenginliği idi.
Buna karşın, dünyanın yazılı tarihinde  insanlığa acı veren savaşlar çoktu. Bu savaşların başlıca kaynakları nelerdi? Hırs mı? Irkçılık mı? Ekonomik mi?Bu savaş denilen insanlık suçunun nedenleri üzerine  bilim insanları tarafından gerekli araştırmalar yapılmıştı. Bu araştırma sonuçları aforizmalarla dile getirilmiş ve dünya kamuoyuna ışık tutulmuştu.
Bununla birllikte tarih öğretmenim, dünya savaşlarının ülkelerdeki  kültürel farklılık ve çeşilitliklerin toplumlar arasında küresel bir yaklaşımla kültürel bir zenginliğe dönüştürülememesinden ileri geldiğini ileri sürerdi. 
Bu nedenle, Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın, dünya barışının, güvenliğinin korunması, ülkeler arasında toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturulması amacıyla    kurulduğunu söylerdi.
Bu sayede Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarıyla Soğuk Savaş Dönemi sona ermiş, bazı bölgesel ihtilaflar dışında yeryüzü postmodern bir barış sürecine kavuşmuştu.
*
Bu bağlamda ülkeler arası ekonomi, ticaret, sosyoloji, hukuk, dilbilim,   kültür gibi sosyal bilim alanları günümüzde küreselleşmişti.
Sanat, edebiyat, müzik, spor gibi sosyal alanlar, dünya kamuoyu üzerinde insancıl duygu ve düşüncelerin kök, dal ve budak  salmasında etkin rol oynamıştı.
Futbol takımları bile ulusal sınırları aşıp küresel dünya ile uyumlu hale gelmişti.
*
Ne var ki Birleşmiş Milletşer teşkilatı tarafından dönemsel olarak yayımlanan “Dünya İnsanının  Ortalama Gelişmişlik İndeksi” raporları bugün pek iç açıcı görülmemekteydi.
Bir insanın yapısı, oturup kalkmasından ve konuştuğu biriki kelimeden kolayca anlaşılabilirdi.
*
Gelecek yüzyıllarda – hiç şüphesiz- dünya toplumları arasında sağlanacak iş birliğine bağlı olarak kültürel entegrasyon gelişmeleri daha da ivme kazanacak; gelenekleşmiş aforizmaların yanı sıra yeni aforizmalara  ihtiyaç duyulacak ve dünya hayatı bu yeni uluslararası aforizmaların somut yansımalarıyla güzel günlere konsolide olacaktı.
*
Tarih öğretmenime geçmiş yıllarda Ankara, Kızılay Meydanı’nda rastlardım. Benimle birlikte sınıf arkadaşlarımı da hatırlar ve gözlerinden gözyaşı damlaları düşerdi. Son görüştüğümüzde dünya tarihi ve edebiyatı üzerine  bir kahve sohbeti yapmıştık.Mutlu, huzurlu  ve sağlıklı görünüyordu.“Aforizmalar” adlı  bir kitap kaleme aldığını söylüyordu.
Ancak o günden sonra kendisinden bir haber alamadım; yazdığı kitabı  da kitapçı dükkanlarında göremedim.
*
Yazıyı sevgili öğretmenimin bir özdeyişi ile bitirelim:
 “Her sabah, dünya yeniden kurulur; her gün, yeni bir başlangıçtır ve her şey daha güzel olacaktır.”