Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

HANKÂH NEDİR?

02 Nisan 2017 - 08:44 - Güncelleme: 02 Nisan 2017 - 12:19

HANKÂH[1]

Büyük tekke, merkez dergâh, tarikatlarda pir makamı, misafirleri minnet altında bırakmamak şartı ile fakir, derviş ve öğrencilere yemek verilen ve misafir edilen yer.
Tasavvuf literatüründe hankâh tabiri, "henekâh", "hangâh" veya "hanegâh" şeklinde de geçer. Hangâh, Farsça hângâh veya hâneğâh’tan gelmiştir. Tasavvufa, tarikat terimlerinde "Pîr makamı" denilen en büyük tekkeyi ifade etmek için kullanılır. Hangâhlarda o tarikata mensup tekke ve zaviyelerin kayıtları tutulduğu gibi; bu kurumların maddî ve manevî ihtiyaçları da hangâhlar tarafından karşılanırdı. Bu bakımdan hangâhlar tasavvufî birer müessese olmalarının yanında, sosyal yardımlaşma, hayır ve şefkat kaynağı da idiler.

Tekke manasına da gelen farsça hankâh kelimesi, Arapça’ya hankah şeklinde geçmiştir. Bu tabir ıstılâhî olarak tarîkat müesseselerinin merkezi yerinde kullanılmıştır. Bunlara özellikle Bektaşîlerde görüldüğü gibi, "Pir evi" "Pir makamı’ da denilirdi. Hankâha bağlı olanların büyüklerine "tekke" küçüklerine de "zâviye" adı verilirdi. Tekkeler, bulundukları hankahlar vasıtasıyla zaviyelerin maddî ve manevî ihtiyaçlarım sağlarlardı. Bu şekilde hankah postuna oturan şeyh, tarikatın en önemli kişisi sayılırdı. Mevlevilikte olduğu gibi tarikatların bir kısmında tekke ve zaviyelerin şeyhleri de bu şeyh tarafından seçilirdi. Ayrıca şeyh hankâhta uzlete çekilir uzun bir zaman insanlardan uzak yaşardı. Hatta hankâhta kazdırılan bir yeraltı dehlizine kapanıp kaldıkları olurdu. Hankâh ve benzeri tarikat kurumları zamanla gerçek hüviyetlerinden uzaklaşıp, hırs ve nefsin araya girmesiyle, kişisel çıkar aracına dönüşmüş; İslâm’la bağdaştırılamayacak bid’âtler, sanki İslâm dininin birer rüknü gibi gösterilerek insanımızın gerçek İslâm’ın özünden uzaklaşıp, şeyh ve dervişlerin güdümündeki bir İslâm anlayışına sürüklenmesine sebep olmuşlardır.

Hankah şeyh tarafından yönetilir. Ancak şeyh bu iş için başka bir kişiyi de görevlendirebilir. Bu kişiye “pîşrev, emîr” veya “mukaddem” denir. Hankahta üç günden fazla kalan dervişlerin de ibadet dışında belli görevleri vardır. Hankahlara yapılan vakıflar, bağışlar, fütuh ve nezirler dervişlerin ihtiyaçları için kullanılır. Bazan borç para alındığı da olur. Ancak mecbur kalınmadıkça dilenme yoluna gidilmez. Bazan da dervişler, hankahın çevresindeki bağ ve bahçede yetiştirdikleri ürünlerle ihtiyaçlarını giderirler.

Hankahlar genellikle erkekler tarafından erkekler için kurulmakla beraber kadınlar da hankahlar kurmuştur.

Tasavvuf eğitiminin yanı sıra başta tefsir, hadis, fıkıh, akaid, Arapça olmak üzere hankahlarda çeşitli konularda dersler verilir, kitap yazılır, yazılan eserler çoğaltılırdı; bu arada dinî mûsikiye önem verilir, şiir ve ilâhiler okunur, semâ yapılırdı. Hankahın ve çevresinin bakımlı olması ve temiz tutulması için iş bölümü yapılır, her derviş üzerine düşen görevi titizlikle yerine getirir, görevini aksatanlar çeşitli şekillerde cezalandırılırdı. Buralarda dervişlerden ve tarikat ehlinden başka yabancılara, yolculara, hastalara da hizmet verilirdi.[2]

 İslâm dünyasında tarikat yapılarına verilen adlardan biri olan hankah, bölge ve zaman faktörlerine bağlı olarak farklı nitelikte tesisleri tanımlamaktadır. Tasavvuf tarihinde zühd hayatının tasavvufa dönüştüğü, fakat henüz tarikat şeklinde teşkilâtlanmamış bulunduğu VIII. yüzyılın ikinci yarısında, İslâm mimarisi tarihinde ilk tarikat yapılarının öncüleri olan tesisler arasında hankah adıyla anılanlara rastlanır (yk. bk.). Bu devirde özellikle İran-Türk kültür mirasının hâkim olduğu Batı Türkistan ve Horasan yörelerinde, çoğunun hayatlarının önemli kısmı yolculuklarda geçen ilk sûfîlerin konaklaması için kurulmuş bazı hankahların varlığı tesbit edilmektedir.[3]

Bazı müellifler, Osmanlı devrinde tarikat merkezi (âsitâne) konumunda ve çok defa tarikat pîrinin türbesini de barındırdığı için pîr evi niteliğinde olan önemli tesislerin hankah olarak adlandırıldığını ileri sürmüşlerdir.[4]

Türk-islam dünyaasında külliyelerin bünyesinde ya da müstakil olarak hizmet veren hankahlar cumhuriyet sonrası tekke ve zaviyelerin kaldırılmasıyla gözden düşmüş, hatta bazı hankahlar il yöneticileri tarafından yıktırılmıştır.

Not:Her hakkı mahfuzdur.

www.tarihistan.org

 

 

[1] Naci Yengin, Hankah, Ş.İslam Ansiklopedisi

[2] Süleyman Uludağ, Hankah, TDV İA, c.16; s.43

[3] M. Baha Tanman,Hankah, DİA, c.16,  s.44

[4] M. Baha Tanman,Hankah, DİA, c. 16,s. 46