KIRIM’DA KIRIM, SÜRGÜN VE ZULÜM
18 Mayıs 1944 sadece Kırım için değil insanlık tarihinin kara lekelerinden biridir.
Kırım Türklerinin tamamının Kırım’dan sürgün edilmesi, 1783 yılında Çarlık Rusyasının Kırım’ı işgal ve ilhak etmesiyle başlayan 1500 yıllık tarihi Türk yurdunu Türksüzleştirme eyleminin son ve dehşetli eylemidir.
Niçin sürgün edildiler?
Stalin, Sovyet rejimi II. Dünya savaşının sonlarında savaşa katılmayan Türkiye’ni cezaandırılması bahanesiyle, Boğazları, Ayasofya’yı ele geçirmek için Türkiye’ye saldırmayı planlıyordu. Yalta konferansında bu niyetini açıkça ortaya koydu, Boğazlar meselesini gündeme getirdi, Çarlık Rusyasının uzun yıllar işgal altında tuttuğu Kars ve Ardahan’ı istedi. Bu konu Dışişleri arşivlerinde de yer almaktadır. Stalin Türkiye’ye saldırdığında sınır boylarında Türkiye’ye yardım etmesi muhtemel olan halkları sınır boylarından yok etmeye girişti. Kırım Tatarları,1943-44 yıllarında vatanlarından sürgün edilen Stalin ve totaliter Sovyet rejiminin insanlık dışı uygulamalarına maruz kalan tek halk değildi. Stalin, aynı gerekçeyle, Volga Almanlarını, Almanlara yardım eder diye 28 Ağustos 1941’de Orta Asya’ya sürgün ettirmişti.
Sovyet rejmi savaş açtığı takdirde Türkiye’ye yardım eder diye 2 Kasım 1943’de Karaçay Türklerini, 27 Aralık 1943’de Kalmukları, 23-24 Şubat 1944’de Çeçenler ve İnguşları, 8 Mart 1944’de Malkar Türklerini ve nihayet 14-15 Kasım 1944’de, Ardahan’ın hemen yakınlarında sınır ötesinde yaşayan ve Alman işgaline uğramayan Ahıska Türklerini de Kırım Tatarları gibi yurtlarından sürgün ettirdi.
Stalin’in II.Dünya Savaşı sonlarında Türkiye’ye saldırma ve tarihi emelleri olana İstanbul’u işgal etme planları gerçekleşmedi. O dönemde bunu engellemek için Birleşik Krallık başbakanı Winston Churchill’in büyük gayret gösterdiği bilinmektedir.
Kalmuklar, Kafkas halkları, Çeçenler, İnguşlar, Karaçay ve Malkar Türkleri, Stalin öldükten sonra 9 Ocak 1957’de affedildi ve onlara vatanlarına dönme izni verildi. Fakat Kırım Tatarları, Volga Almanları ve Ahıska Türkleri bu affın dışında bırakıldılar.
Sovyet rejimi sürgün edilen Kırım Tatarlarının sayısını hep düşük göstermiştir. Rejim kaynaklarının rakamları da birbirini tutmamaktadır. Bir Sovyet rejimi kaynağı 196 000 kadar Kırım Tatarının sürgün edildiğini belirtirken bir başka kaynak 220 bin civarında bir rakam vermektedir. Sürgünden sonra Kırım Tatarları köy köy kasaba kasaba araştırarak sürgün edilen rakamın 423 000 civarında olduğunu ve nüfuslarının %46,2’sini sürgün esnasında ve sürgün sonrası ağır şartlarda kaybettiklerini tespit etmişlerdir.
Buna ilişkin belgeleri gazeteci Zera Bekirova, Kırım’da Rusya işgali öncesinde Rakamlar Şaatlıq Ete adıyla neşretmiştir.
Bugün Rusyanın işgali altındaki Kırım’da ve Şubat 2023’te Ukrayna’yı tamamen işgali için başlayan Rusya saldırısı sebebiyle yeni göçlere, yeni sürgünlere, yeni zulümlere maruz kalmıştır.
Kırım Türkleri Rusya işgalinden beri bu sürgün faciasında kaybettiklerini bile özgürce anamamaktadırlar. Ukrayna döneminde her yıl 18 Mayıs’ta 30-40 bin Kırım Türkü Akmescit meydanını doldururken, artık bu meydanlar Kırım Türklerine yasaktır.
İnşallah Rusya bu savaşta yenilecek ve Kırım yeniden özgür olacak, insanlarımız bu acı günün anmasını da özgürce yapabileceklerdir.
18 Mayıs 1944 sadece Kırım için değil insanlık tarihinin kara lekelerinden biridir.
Kırım Türklerinin tamamının Kırım’dan sürgün edilmesi, 1783 yılında Çarlık Rusyasının Kırım’ı işgal ve ilhak etmesiyle başlayan 1500 yıllık tarihi Türk yurdunu Türksüzleştirme eyleminin son ve dehşetli eylemidir.
Niçin sürgün edildiler?
Stalin, Sovyet rejimi II. Dünya savaşının sonlarında savaşa katılmayan Türkiye’ni cezaandırılması bahanesiyle, Boğazları, Ayasofya’yı ele geçirmek için Türkiye’ye saldırmayı planlıyordu. Yalta konferansında bu niyetini açıkça ortaya koydu, Boğazlar meselesini gündeme getirdi, Çarlık Rusyasının uzun yıllar işgal altında tuttuğu Kars ve Ardahan’ı istedi. Bu konu Dışişleri arşivlerinde de yer almaktadır. Stalin Türkiye’ye saldırdığında sınır boylarında Türkiye’ye yardım etmesi muhtemel olan halkları sınır boylarından yok etmeye girişti. Kırım Tatarları,1943-44 yıllarında vatanlarından sürgün edilen Stalin ve totaliter Sovyet rejiminin insanlık dışı uygulamalarına maruz kalan tek halk değildi. Stalin, aynı gerekçeyle, Volga Almanlarını, Almanlara yardım eder diye 28 Ağustos 1941’de Orta Asya’ya sürgün ettirmişti.
Sovyet rejmi savaş açtığı takdirde Türkiye’ye yardım eder diye 2 Kasım 1943’de Karaçay Türklerini, 27 Aralık 1943’de Kalmukları, 23-24 Şubat 1944’de Çeçenler ve İnguşları, 8 Mart 1944’de Malkar Türklerini ve nihayet 14-15 Kasım 1944’de, Ardahan’ın hemen yakınlarında sınır ötesinde yaşayan ve Alman işgaline uğramayan Ahıska Türklerini de Kırım Tatarları gibi yurtlarından sürgün ettirdi.
Stalin’in II.Dünya Savaşı sonlarında Türkiye’ye saldırma ve tarihi emelleri olana İstanbul’u işgal etme planları gerçekleşmedi. O dönemde bunu engellemek için Birleşik Krallık başbakanı Winston Churchill’in büyük gayret gösterdiği bilinmektedir.
Kalmuklar, Kafkas halkları, Çeçenler, İnguşlar, Karaçay ve Malkar Türkleri, Stalin öldükten sonra 9 Ocak 1957’de affedildi ve onlara vatanlarına dönme izni verildi. Fakat Kırım Tatarları, Volga Almanları ve Ahıska Türkleri bu affın dışında bırakıldılar.
Sovyet rejimi sürgün edilen Kırım Tatarlarının sayısını hep düşük göstermiştir. Rejim kaynaklarının rakamları da birbirini tutmamaktadır. Bir Sovyet rejimi kaynağı 196 000 kadar Kırım Tatarının sürgün edildiğini belirtirken bir başka kaynak 220 bin civarında bir rakam vermektedir. Sürgünden sonra Kırım Tatarları köy köy kasaba kasaba araştırarak sürgün edilen rakamın 423 000 civarında olduğunu ve nüfuslarının %46,2’sini sürgün esnasında ve sürgün sonrası ağır şartlarda kaybettiklerini tespit etmişlerdir.
Buna ilişkin belgeleri gazeteci Zera Bekirova, Kırım’da Rusya işgali öncesinde Rakamlar Şaatlıq Ete adıyla neşretmiştir.
Bugün Rusyanın işgali altındaki Kırım’da ve Şubat 2023’te Ukrayna’yı tamamen işgali için başlayan Rusya saldırısı sebebiyle yeni göçlere, yeni sürgünlere, yeni zulümlere maruz kalmıştır.
Kırım Türkleri Rusya işgalinden beri bu sürgün faciasında kaybettiklerini bile özgürce anamamaktadırlar. Ukrayna döneminde her yıl 18 Mayıs’ta 30-40 bin Kırım Türkü Akmescit meydanını doldururken, artık bu meydanlar Kırım Türklerine yasaktır.
İnşallah Rusya bu savaşta yenilecek ve Kırım yeniden özgür olacak, insanlarımız bu acı günün anmasını da özgürce yapabileceklerdir.
FACEBOOK YORUMLAR