Seyhan Çağlar EMEN

Seyhan Çağlar EMEN

[email protected]

DUA İLE LAİKLİK SONA ERMEZ

04 Haziran 2016 - 18:01 - Güncelleme: 04 Haziran 2016 - 22:30

                                                             DUA İLE LAİKLİK SONA ERMEZ 

       Bazı yöneticilerimiz ve devlet adamlarımız, milletimizin inançlarından köşe bucak kaçmakta adeta dini öcü gibi görüp korkmaktadırlar. Oysa dini inançlar, insanlar için sosyal ve zorunlu ihtiyaçtır. Laik olmak başkadır, dinsiz olmak başkadır, laiklik asla dinsizlik demek değildir. İnsanlarımızın dini inançlarından korkmaya gerek yoktur, camiye gitmeyi laikliğe aykırı görenler, paskalya töreni için kiliseye gitmekte, mum yakmakta ve adak adamakta bir beis görmemektedirler. Her şeyden  önce kendilerini kandırmaktadırlar.

       Emekli Büyükelçimiz Oğuz GÖKMEN bir hatırasını anlatmıştır: “ İran’da büyükelçi idim, Fahri KORUTÜRK Cumhurbaşkanı, İhsan Sabri ÇAĞLAYANGİL Dışişleri Bakanı idi. İran’a resmi bir ziyaret oldu. Resmi görüşmelerden sonra belli başlı yerleri ziyarete geçildi. Bu meyanda Hafız- ı Şirazi’nin kabrine de geldik. Burada ÇAĞLAYANGİL dedi ki: “ Sayın Cumhurbaşkanım, bir Fatiha okuyalım mı?” KORUTÜRK: “ Hayır, biz laik devletiz!” Bunun üzerine ÇAĞLAYANGİL: “ Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış,/ Yeniden açarmış her gün kanayan rengiyle,/ Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış,/ Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle. Mısralarını okudu. ÇAĞLAYANGİL, susunca KORUTÜRK, konuşur: “ Sayın ÇAĞLAYANGİL, Fatiha’yı ne güzel okudun!” Heyettekiler donup kalmışlar. Çünkü okunan Fatiha-ı Şerif değil, Yahya Kemal’in Rindlerin Ölümü şiirinin ilk kısmıdır.” Güler misiniz yoksa ağlar mısınız? Fatiha’dan bihaber olan koskoca emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral ve Cumhurbaşkanlığı makamına gelmiş bu muhterem en temel dini bilgilerden ve genel kültürden nasibini alamamıştır.

       Rahmetli Turgut ÖZAL Başbakanken Makedonya’nın OHRİD şehrinde mevcut bir Türbeyi  ziyaret ediyor, orada mevlüd okunuyor ve dua ediliyor, şehri ilk fetheden Osmanlı Akıncılarının tarihi sancağı Türbeye asılıyor, duygulanan ÖZAL gözyaşlarına hakim olamıyor, heyette ve törende bulunan herkes ağlıyorken Başbakana eşlik eden bizim bir General türbenin dışında bekliyor, bu durumu gören rahmetli ÖZAL, generali yanına çağırarak: “ Korkmayın, yanımızda oturup dua ederseniz, laiklik zarar görmez.” diyor. 28 Şubat günleri idi, GATA’da görevli bir Diş Tabip  Prof. Albay  televizyonda Milli Şair Mehmet Akif ERSOY ve İstiklal Marşımıza hakaretler yağdırmıştı. Bu askeri doktorun emrinde çalışan ve Diş Tabip Albay olarak halen görev yapan arkadaşım Prof. B.G.’e telefon ederek bu zatı sormuştum. Aldığım cevaba göre bu zat, bazı mihraklara yaranmak ve rütbesini yükseltmek için böyle davranmış oysa özel hayatında inanç sahibi imiş, rütbe ve makam için milletinin inançlarına hakaret etmişti.

      Yine 28 Şubat’ın ünlü ve kudretli Orgenerallerinden biri de Almanya’da bir spor salonunda toplanan Türk işçileri huzurunda mezheplere göre insanlarımızı ayırmış ve onlara hakaret etmişti. Daha sonra öğrendim ki bu anlı şanlı paşamız, genç yaşta vefat eden oğlu için her yıl ölüm yıldönümünde Kocatepe Camiinde mevlüd okutuyor. Bu ne perhiz,  bu ne lahana turşusu.  Batı’da devlet adamları her Pazar günü ibadet için kiliseye gidiyorlar, bizim devlet adamlarımız, parti başkanlarımız, politikacılarımız, komutanlarımız, yöneticilerimiz ve vatandaşlarımız şehit cenazelerinde omuz omuza saf tutup cenaze namazı kılıyorlar. Ne devlet yıkılıyor ne de laiklik elden gidiyor. Korkmaya gerek yok, devletimiz güçlüdür, Türkiye Cumhuriyeti muz cumhuriyeti değildir,  bir Fatiha okumakla devlet yıkılacaksa zaten devlet diye bir şey ortada kalmamış demektir. Ham hayallere kapılmayalım, kabus görmeyelim.