Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

SULTAN NEVRUZ

22 Mart 2015 - 08:29

SULTAN NEVRUZ

NACİ YENGİN

Küçükken baharı karşılamak için dağlara, kırlara çıkardık. Dağ bayır ve kırlarda yaşardık. Dedemden, babamdan da aynı şeyleri duyardım. Sultan Nevruz diye birisi yaşarmış. Baharı karşılamak için dua eden, çiçeğe, ağaca ve tabiata ilgi gösterenlerin dualarını kabul edermiş.

İlkokulda bu günleri iple çekerdik. Okul olarak ırmak kenarına bir yere gider, meşe, çam ağaçlarının altına serilir ve tabiatın yemyeşil renginin arasında kaybolurduk. Bizim için o sultandı, Nevruzdu. Anlamını, nereden geldiğini hiç araştırmadan bize kadar gelen bu geleneği yaşattığımızı bile fark etmeden eğlenmemize bakardık.

Zaman geçti, devran döndü. Birileri Newroz diye bir şey çıkardı. Ateşten atlamaya, vurup kırmaya, polis, askerle çatıştırılmaya ve masum çocukları öldürmeye başladı. Newrozun Sultanı da yoktu üstelik! Bizim Sultan Nevruzumuzla aynı olamazdı ya varsın olsundu.

Derken Sultan Nevruz’la Newroz’un aynı anlamlar yüklenerek kutlandığını öğrendim. Birkaç değişiklik olsa da baharı karşılamak, tabiatın canlılığına karşı kış ayının ataletinden kurtulmak amacıyla kutlanıyordu. Gerçi ateşin üzerinden falan da atlanıyordu ancak varsın olsundu!

***

İslamiyet öncesine dayanan ve atalar, yersular kültlerinin İslamiyet’le birlikte tabiata, insana ve hayata verdiği değerle devam ede gelen bir kültür mozaiğiydi Sultan Nevruz. 1340’tan beri Batı Anadolulun en ücra bir Türk köyünde kutlanıyordu.

Türkistan, Balkanlar, Anadolu, Suriye, Irak, Kafkasya, İran, halklarında başta olmak üzere birçok millet ve halk tarafından geleneksel olarak kutlanmaktadır.

Bu bayramın MÖ VIII. yüzyılda Hunlar tarafından kutlandığı ve daha sonraki yüzyıllarda bütün Türk kavimleri tarafından en büyük bayram olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. 

Kaşgarlı Mahmut “Dîvânü Lûgat-it Türk” adlı eserinde “Müslüman olmadan önceki Türkler, yılı dört eşit bölüme ayırırlar, her üç aya bir ad verirler. Yılın geçişini şu tarzda bildirirler. Nevruzdan sonraki ilk aya oğlak ayı derler ve o gün bayram yaparlar” diye yazmıştır.

***
Nevruz, Selçuklu, Anadolu Beylikleri, Osmanlı, Akkoyunlu, Safevi devletlerinde resmi bayram kutlanmaktaydı.  

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Karakeçili aşireti, II. Abdühamit dönemine kadar Nevruz Bayramını Söğüt’te, Ertuğrul Gazi’nin türbesinde kutlarlardı.

Nevruz İsmi, Türk, Kürt, İran, Boşnak, Arnavut, Tacik halkları arasında en az üç bin yıldan beri, birlik, kardeşlik, dostluk, özgürlük ve yeni yıl bayramı olarak kutlanıyor.

Nevruz Bayramı; (Azerice: Novruz,  Farsça: Noruz, Kürtçe: Newroz, Özbekçe: Navruz, Türkmence: Nowruz, Kazakça: Naurız, Kırgızca: Nooruz, Kırım Tatarcası: Navruz) Farslar, Kürtler, Başkurtlar, Zazalar,  Azeriler, Anadolu Türkleri, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar, Çuvaşlar, Karakalpaklar ve Kazaklar tarafından,   yeni yıl ya da doğanın uyanışı baharın gelişi 21 Mart günü, bayram olarak kutlanıyor.

***

1990’lardan sonra bazı toplulukların Türkiye, Suriye, İran ve Irak coğrafyasında Nevruz Bayramını siyasallaştırmasıyla Sultan Nevruz Bayramı sanki Kürt topluluklarına has bir gelenekmiş gibi bir bilinç oluşturmaya çalışılmıştır. Bunun doğru olmadığı ortadadır.

Köylerimizde binlerce yıldır kutlaya geldiğimiz Sultan Nevruz Bayramı son dönemde görülen ve siyasallaşan Nevruz ateşinden daha sevimliydi.

Yazımızı Bektaşi Babası Şükrü Baba’nın yazdığı Nevruz şiiriyle bitirelim:
“Akşamlar aşk olsun bayram gecesi
Bu ayın nurudur sultan-ı Nevruz
Fazl-ı şahın budur dilek gecesi
Ne mübarek gündür Sultan-Nevruz"