Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

SAHİPSİZ ŞEHİR!

05 Ağustos 2015 - 11:45

SAHİPSİZ  ŞEHİR!

NACİ YENGİN

Geçen yazımda Ramazan ayı boyunca İstanbul’da bulunduğumu belirtmiş ve değişik yörelere ait derneklerin İstanbul’da yaşayan hemşerilerini memleketlerini aratmadığını ifade etmiştim. Bunun yanı sıra Manisa gibi bazı Batı Anadolu illerinden İstanbul’a yerleşmiş olanların memleket özlemine hasret yaşadıklarını ifade etmiştim!

Manisa gibi göç alan ancak çok fazla göç vermeyen illerin sayısı pek yoktur.  Yüzyıllardan beri devam eden Manisa’nın bu özelliği pek çok yönden olumlu olmakla birlikte halen bazı mahsurlu yönleri de bulunmaktadır.

Mesela Manisa’da yaşayanların kaçta kaçının Manisalı olduğu da tartışılabilir.

Manisa’da merkezde bile ilçelere ait hemşeri dernekleri varsa bunda birleştirme ve Manisalılığa hizmet etme düşüncesi aramak beyhude bir çabadır. Birleştirmek ve Manisalılık bilinci vermek dururken atomize ederek parçalara ayırmak Manisa’nın içinde bulunduğu ekonomik, sosyolojik ve liberalizmin üst sınırlarında dolaşan insanların durumu ile açıklanabilir! Hâlbuki Manisa hiç de zengin, liberalleşmiş ve ileri sanayi şehri; insanların bireysel yaşamayı tercih ettiği bir şehir değildir! Aksine yalnız kalmışlığın, sığınmacılık içgüdüsünün bir sonucu olarak Manisa’da ilçe köy ve kasabalarına ait dernekler kurulmaktadırlar. Köylerinden, kasabalarından toprağını, işini aşını bırakarak fabrikaların çarkları arasına koşup gelen insanların yalnızlaştırdığı bir şehir olmuştur Manisa!

Yaşadıkları şehre karşı aidiyet duygusu beslemeyen, şehirden ayrıldıklarında şehrin tanıtım, kalkınma ve daha yaşanabilir bir şehir olması için kıllarını kıpırdatmayanların istilası altında kalmış bir şehirdir Manisa!

Ya Manisa özlemiyle yanıp tutuşan, yaşadıkları büyük şehirlerde özlemlerini bir nebze olsun atabilecekleri ortam, dostluk ve birlikteliği arzulayanlar ne yapacaktır?

Modern çağda nerede yaşarsanız yaşayınız yalnız yaşamaktasınız! Özellikle büyük şehirlere gelmiş ancak doğdukları şehirden uzakta yaşamak istemeyen Manisalıların durumunu anlamak, anlatmak gerçekten zordur. Bu nedenle büyük şehirlerde yaşayan aklıselim sahibi Manisalıların kaç kişi olup olmadıklarına bakmaksızın sivil toplum kuruluşları çatısı altında toplanmaları gerekmektedir.

Görüştüğüm bazı sivil toplum kuruluşlarının bu konuda her türlü desteği vereceklerini biliyorum. Ancak bunun organizasyonu ekonomik sıkıntılar içinde var olma mücadelesi veren sivil toplum kuruluşlarından ziyade valilik, belediye ve kültür müdürlükleri ve sanayici- iş adamlarına düşmektedir. Siyasi parti, fikir ve kişisel ihtirasların bir kenara bırakılıp şehirlerinden uzakta yaşayan Manisalıların şehirleriyle kopan bağları güçlendirilmelidir. Manisa’nın tarihi, kültürel, turistik ve ekonomik kaynaklarının tanıtılması sadece Mesir haftasına bırakılmamalıdır.

Kültür ve tanıtım amacıyla yapılacak çalışmaların markaların ortaya çıkmasında tetikleyici unsur olduğu görülmektedir. Ancak Manisa’nın “Şehzadeler şehri” özelliğini bile başka şehirler sahip çıkıp kullanıyorsa varın gerisini siz düşünün!