Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

KİTAP EHLİ, GÖNÜL EHLİ: KİTAP MEDENİYETİ

07 Ekim 2017 - 19:49 - Güncelleme: 08 Ekim 2017 - 09:01

KİTAP EHLİ, GÖNÜL EHLİ

Naci YENGİN

Daralan nefesimi genişletmek, düşünce dünyamda yeni ufuklar açmak; kitap ve yazarlarla tanışmak adına fırsat niteliği taşıyan kitap fuarlarını iple çekerim.

Hatırladığım kadarıyla ilk kitap fuarına katılmam 1986’da Tepebaşında Tüyap Kitap Fuarıyladır. Anadolu’dan İstanbul’a gitmiş okuma, yazma heveslisi yeni yetme birisi için bulunmaz nimet ve devasa sayılabilecek bir fuardı. Hele hele lise yıllarımda kitaplarından tanıdığım pek çok yazarı da karşımda görüp, kitaplarını okşayarak alıp kendilerinden imzalı birer hatıra olsun diye en değerli hazinem olarak saklayışım vardı ki pek çok insana garip gelebilir bu durum! Ama olsun. Garip gelse de bu duygu yaşatır düşünceleri, bu duygu ve umut biriktirir kelebeklerin, arıların çiçek sevdasını; bu duygudur yeni limanlar gibi gördüğü kitaplara, satırlara, cümlelere yelken açma hevesini körükleyen, besleyen.

Hele bir de yazmayı hevesin ötesinde bir görev olarak kabul etmişseniz kitap fuarlarına giderken dini bir törene hazırlanır gibi gider yeni kitaplar, yeni yayımlar ve yeni yazarlarla hasbıhal ederek töreni tamamlarsınız.

Bir de Cemil Meriç gibi bir üstadın dizinin dibinde aldıysanız görevi, Samiha Ayverdi gibi gönül insanından nasihatler dinlediyseniz, Erol Güngör, Mümtaz, Muharrem Ergin… Yazma konusunda yolunuzu açtıysa okumak ve yazmaktan başka çareniz yoktur. Millet sevdasına gönül verdiyseniz, vatan sevgisinin imandan olduğunu bellemişseniz bir de o zaman kimin ne dediğine aldırmadan yalnız, çileli de olsa yollar yürünecek, kitaplar okunacak gönül coğrafyamızdan, Piri Türkistan Hoca Ahmet Yesevi’ den aldığımız kutlu mesajı geleceğe taşımak adına son nefesimize kadar yolculuğa devam edeceğiz.

Kitap medeniyetine iman edenleriz. Şehirlerimizi kurarken beşikten mezara kitap medeniyeti yolunda yürümek için var edildiğimize inanırız. Kitap ehli olmak gerek.

Rumi 1320 doğumlu Dedemin en çok köstekli saatini sevdim. Bir de okuma yazması olmasa da bulduğu her yazılı metni alıp öpmek ve başına koyarken besmele çekmekti. Dedem cahil değildi. Olsa olsa ümmiydi. Okuma yazması yoktu ama kitap ehliydi.

Köktürk yazıtlarından bu yana yazıya, kitaba aşinayız. Kitap medeniyetine iman etmişiz. Okumanın erdemine, bilginin ve hikmetin gücüne, büyülü esrarına inanmışız.

Kadim medeniyetin ilk harcını “Oku” ile atan bir medeniyetin kılıç artığı bizler yeniden bu medeniyete bir tuğla koymak istiyorsak kitapla, okumayla, bilimle, irfanla aramızı açanları faş etmek zorundayız. Kitapla, kitap ehliyle barışmak zorundayız. Kendimizle barışır gibi, hayatla barışır gibi kitapla, kalemle, ilimle, irfanla, okuyanla, yazanla barışmak zorundayız. Yoksa halimiz harap, işimiz pek yaman olacak. www.tarihistan.org