30 AĞUSTOS DUYURUSU
Daha dün gibi, Kara Fatmaların mermiyi sırtlanışı, Halide Edip'in meydanları dolduruşu, Gördesli Makbule'nin savaş meydanına destursuz dalışının üzerinden daha yüz yıl geçmedi.
Allah’ın(C.C.) Enbiyâ suresi 105. ayetinde biz iyilere yemini var “Andolsun ki, Biz Tevrat’tan sonra Zebur’da da şöyle yazmıştık: “Yeryüzüne iyi kullarımız mirasçı olacaktır.”
Biz bu toprakların mirasçılarıyız. Henüz bu toprak uğruna şehit olanların kanları toprakta, kurumadı, henüz canları bizden ıralmadı. Hasan Tahsinler kolay vurulmadı, Sütçü imamlar henüz Maraş kalesinden ayrılmadı.
Yine Allahü Zülcelal Âdiyet sûresi 1., 2., 3., 4., 5., ayetleri bizim savaş meydanlarındaki halimizi anlatır adeta. Ayetler şöyle “1. Andolsun soluk soluğa koşan, 2. Tırnaklarıyla yerden kıvılcımlar çıkaran, 3. Sabahın erken vaktinde baskın yapan, 4. Tozu dumana katan, 5. Ve düşmanın tam ortasına dalan atlara ki…” tıpkı kurtuluş savaşımızdaki gibi.
Başkomutanlık meydan muharebemizde olduğu gibi, bu benzerlerimiz öyle çok, öyle çok ki hangi birini sayalım. Türk olmak böyle bir şey herhalde ki adaletsizliğe, prangaya, esarete tahammülümüz yok bizim.
Bu topraklar dün nasıl büyük zaferlere yüreği mangal gibi eroğlu erler yetiştirmişse, bugün de aynı kudrettedir. Bütün dünyaca bu böyle biline.
Bugün Kara Fatma da biziz, Hasan Tahsin de biziz, Gördesli Makbule, Halide Edip ve adını sayamadığımız niceleri hep biziz.
Biz daha ölmedik, toprağa gömülmedik
Yurtta sulh, cihanda sulh olsa da şiarımız.
Henüz kılıçları gömmedik.
Topumuz, tüfeğimiz gönülde
Canevimizde saklıdır.
Türk ne zaman savaşsa haklıdır
Böyle biline.
Biz bu toprakları satın almadık, üstüne konmadık. Kanla suladık, yüreğimizle sevdik, bileğimizle hak ettik.
Büyük Taarruzun Başkomutanı Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü ve silah arkadaşlarını, bu memleketin, Türk Milletinin evlatlarını saygıyla ve ihtiramla anar önlerinde eğiliriz. Ruhlarına Fatiha...
Bizler bıraktıkları vatanımızı en iyi şekilde koruyacağımıza and içeriz.
“Yeryüzüne iyi kullarımız mirasçı olacaktır.”
Daha dün gibi, Kara Fatmaların mermiyi sırtlanışı, Halide Edip'in meydanları dolduruşu, Gördesli Makbule'nin savaş meydanına destursuz dalışının üzerinden daha yüz yıl geçmedi.
Allah’ın(C.C.) Enbiyâ suresi 105. ayetinde biz iyilere yemini var “Andolsun ki, Biz Tevrat’tan sonra Zebur’da da şöyle yazmıştık: “Yeryüzüne iyi kullarımız mirasçı olacaktır.”
Biz bu toprakların mirasçılarıyız. Henüz bu toprak uğruna şehit olanların kanları toprakta, kurumadı, henüz canları bizden ıralmadı. Hasan Tahsinler kolay vurulmadı, Sütçü imamlar henüz Maraş kalesinden ayrılmadı.
Yine Allahü Zülcelal Âdiyet sûresi 1., 2., 3., 4., 5., ayetleri bizim savaş meydanlarındaki halimizi anlatır adeta. Ayetler şöyle “1. Andolsun soluk soluğa koşan, 2. Tırnaklarıyla yerden kıvılcımlar çıkaran, 3. Sabahın erken vaktinde baskın yapan, 4. Tozu dumana katan, 5. Ve düşmanın tam ortasına dalan atlara ki…” tıpkı kurtuluş savaşımızdaki gibi.
Başkomutanlık meydan muharebemizde olduğu gibi, bu benzerlerimiz öyle çok, öyle çok ki hangi birini sayalım. Türk olmak böyle bir şey herhalde ki adaletsizliğe, prangaya, esarete tahammülümüz yok bizim.
Bu topraklar dün nasıl büyük zaferlere yüreği mangal gibi eroğlu erler yetiştirmişse, bugün de aynı kudrettedir. Bütün dünyaca bu böyle biline.
Bugün Kara Fatma da biziz, Hasan Tahsin de biziz, Gördesli Makbule, Halide Edip ve adını sayamadığımız niceleri hep biziz.
Biz daha ölmedik, toprağa gömülmedik
Yurtta sulh, cihanda sulh olsa da şiarımız.
Henüz kılıçları gömmedik.
Topumuz, tüfeğimiz gönülde
Canevimizde saklıdır.
Türk ne zaman savaşsa haklıdır
Böyle biline.
Biz bu toprakları satın almadık, üstüne konmadık. Kanla suladık, yüreğimizle sevdik, bileğimizle hak ettik.
Büyük Taarruzun Başkomutanı Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü ve silah arkadaşlarını, bu memleketin, Türk Milletinin evlatlarını saygıyla ve ihtiramla anar önlerinde eğiliriz. Ruhlarına Fatiha...
Bizler bıraktıkları vatanımızı en iyi şekilde koruyacağımıza and içeriz.
“Yeryüzüne iyi kullarımız mirasçı olacaktır.”
FACEBOOK YORUMLAR