-MANİSA ÇAYBAŞI DERESİNDE-
BETON ALTINDAKİ HAZİNELER
3 Ocak 2025 tarihinde bu köşede “Gerçek Kırmızı Köprü Nerede?” başlıklı bir yazımız yayınlanmıştı. Yazıda geçen bazı konular Manisalılar tarafından ilk defa duyuluyordu. Mevcut Kırmızı Köprü ile devamında Sultan Camii istikametine giden İzmir Caddesi’nin Manisa’nın kurtuluşu öncesi var olmadığı, caddenin ve köprünün 8 Eylül 1922 sonrası yapıldığı, bu tarihten önce tarihi ve gerçek olan Kırmızı Köprü ile kullanılan yollar hakkında ve bunlarla bağlantılı diğer bilgiler verilmişti.
Geçmişte Kumludere, Akbaldır gibi adlarla da anılan Çaybaşı Deresi’nin çevresi Manisa tarihi için çok önemlidir. 1900 Başlarına kadar Manisa’nın idari merkezi bu bölgeydi. İlk hükümet konağı, adliye binası, hapishane, kışla, okul, medrese, tekke, dergâh, mezarlıklar gibi birçok yapı burada bulunuyordu. Bölgede, Manisa’nın 1313 yılındaki fethinden önce yaşayan medeniyetlerden kalan eserler görülebileceği gibi Saruhan Beyliği ve Osmanlı döneminde inşa edilmiş çok sayıda yapı da görülebilir.
Manisa için Çaybaşı civarı, işgal yıllarına kadar değerini -azalarak da olsa- korumuştur.
Çaybaşı deresi etrafı için adeta bir ab-ı hayattır. Yakın zamana kadar suyundan istifade ile çalışan değirmenlerini şehrin kıdemlileri hala anlatmaktadırlar. 1930’lu Yıllara kadar zaman zaman taşkınlıklar yaptığı, etrafına zararlar verdiği de bir gerçektir. Hatta günümüzde hala ayakta duran ve bir zamanlar derenin sahip olduğu azgın suları kontrol altına alan dere duvarları yine bir taşkın sonrası verdiği tahribattan sonra yaklaşık 450 yıl önce yapılmıştı.
Eğer bir şehirde Çaybaşı gibi bir dere var ise ve bu dere etrafında yaşayanlar hayatlarını buna göre tanzim ediyorsa, akarsuyun iki yanına, ulaşımın kolaylaşması adına köprüler yapılması bir gerekliliktir. Çaybaşı deresi üzerinde de bu gereksinimlerin bir sonucu olarak tarihin muhtelif dönemlerinde yapılmış köprüler vardır. Bu köprüler alelade köprüler de değildir. Konunun uzmanlarından, bazı köprülerin iki bin yıldan daha yaşlı olduğunu duyunca şaşkınlığımızı gizleyememiştik. Bu köprülerin bir kısmını, Kırmızı Köprü’ den Kır Kahvesi’ne kadar olan derenin üstü açık kısmında görebilmek mümkündür. Hepsi birbirinden değerlidir. Zamanın acımasızlığına, insanların kıymet bilmezliğine karşın direnmeye devam etmektedirler.
Çaybaşı Deresi’nin, Kırmızı Köprü’nün kuzeyinde kalan kısmı, yaklaşık 40 yıl önce görülen lüzum üzerine kapatıldıktan sonra altında kalan tarihi miras adeta üzerine yorgan çekilmiş ve derin bir uykuya yatırılmıştır. “Gerçek Kırmızı Köprü Nerede?” başlıklı yazımızda; “…Kırmızı Köprü’nün kuzeyinde kalan kısmının üstü yıllar önce kapatılmıştı. Bu kapatılan kısımlarda da çok sayıda tarihi köprü vardı. Yukarıda gerçek Kırmızı Köprü’ den bahsederken diğerlerini anmamak olmaz. Bu köprülerin en bilinenleri Boyahane ve Ayn-ı Ali Köprüleridir. Onların da Kırmızı Köprü gibi beton altında sağlam halde beklediklerini biliyoruz. Onları görme şansımız olmadı. Bütün bu tarihi mirasa sahip çıkılmalı ve gerekli koruma ve tescil işlemleri yapılmalıdır.” İfadelerini kullanmıştık.

(Boyahane (Velioğlu) Köprüsü

(Ayn-ı Ali Köprüsü)
Bu ifadeleri sarf ettikten sonra, mezkûr iki köprünün görüntülerini alabilmek ve yerinde tespit yapabilmek için derenin kapalı bölümüne girme kararı aldık. Kararı gerçekleştirebilmemiz elde olmayan sebeplerden biraz zaman aldı. Bu konuda en fazla gayret sarf eden Manisa Sevdalısı Sayın Ali Suat Ertosun’dur. Yapılan görüşmeler sonucunda MASKİ’nin gözetiminde, desteğinde ve teknik personel nezaretinde derenin kapalı bölümüne, oksijen maskesi, oksijen tüpü, gaz ölçüm cihazı, fener ve fotoğraf makinesi ile birlikte Kırmızı Köprü’nün biraz aşağı kısmından giriş yaptık. Oksijen tüpü ve maskesi iki adet olduğu için MASKİ’den Bekir bey ile ben girebildim. Kapalı alanda belli bir mesafe alındıktan sonra, yazımızda belirttiğimiz gibi iki köprünün de sağlam olarak, yapı bütünlüklerini koruduğunu görmekten çok mutlu olduk. Köprüler görüldü ve görüntülendi.
Boyahane köprüsü

Aynı- Ali Köprüsü
Sürecin bundan sonraki adımı köprülerin tescillenmesidir. Tescillenmesine yönelik işlemler “Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği” tarafından başlatılmıştır. Umuyoruz ki bu tarihi ve kültürel miraslarımız en kısa sürede Manisalıların da görebileceği şekilde gün ışığına kavuşacaktır.
Erkan AKBALIK
TEŞEKKÜR: Çalışmaların gerçekleştirilmesinde yardımlarını esirgemeyen MASKİ (E) Genel Müdürü Talat Postacı, İlçe Hizmetleri Daire Başkanı Recep Günay, Yönetim Kurulu Danışmanı Cenk Tülemek beylere, kapalı alana beraber girdiğimiz işini aşk ile yapan Bekir beye ve diğer bütün personele çok teşekkür ederiz.)




FACEBOOK YORUMLAR