Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

DEVAM EDEN GELENEK

05 Haziran 2014 - 23:17

DEVAM EDEN GELENEK

İnsanlık emek ve buluşlarla hep bir adım ileri gitmiş, gayretli ve çalışkan insanların elinde yeryüzü aydınlanmış, bir sonraki nesle öncesinden armağanlar sunmuştur.                                                                                                      Bu ileri gidişte çeşitli ırklar ve topluluklar birbirileriyle yarış etmiş, bu yarış ve mücadele her zaman barış içinde olmamış, bir milletin ve medeniyetin diğerine karşı üstünlüğü için acımasız bir şekilde devam edebilmiş. Bazen de boyun eğdirme, tahakküm yolu, savaşlar olmuştur.

Türk Milleti, öz yurdu olan Asya’dan, tabiat şartları, iktidar mücadeleleri ve en önemlisi de dünyayı tek bir çatı altında toplamak gayesiyle Güney ve Batı’ya doğru uzun soluklu yürüyüşüne başlamıştır.

Anadolu’nun kilidini Selçuklu Hükümdarı Alparslan 1071’de Türklere açtığında birkaç yıl sonrada Süleyman Şah ile Anadolu Selçuklu Devleti fiilen kurulmuş ve İslam Halifesinin hutbesiyle de Devlet tasdik edilmiştir.

Anadolu’nun fethiyle birlikte vaziyetin farkına varan Rum İmparatoru, Türkleri Anadolu’dan atmak için Hıristiyan Dünyasını ziyaret edip, çabalar sarf etmiştir. Papa’nın öncülüğünde Suriye, Filistin ve Anadolu’dan Türkleri atmak ve kutsal yerleri ele geçirmek için 1095 yılında ilki başlayan birbiri ardınca devam eden haçlı seferleri düzenlenmiştir.

O zamanlar Anadolu’da yaşayan çeşitli topluluk ve ırkların durumu ise oldukça kötüdür. Topraklar işlenmiyor, halk fakirlik içinde olup ağır vergilerden yılmış, otorite boşluğunda huzur ve sükûn bulunamamaktaydı.                                                                                            

Fetih ile birlikte Anadolu Topraklarında imar hızlanmış, yeni hanlar, kervansaraylar ve yerleşim yerleri açılmış, ticaretin güven içinde yapılması sağlanmış.  Huzur daim olmuş ve her bir kimse ve topluluk için Anadolu yaşanacak bir hale gelmiştir. Selçuklu hâkimiyetinde ise ordusunda ve idari kademelerinde, Kürt, Ermeni ve benzeri toplulukların birlikte hizmet ediyor olması insani değerlerin ve birlikteliğin nişanıdır.

Moğol istilası ve zulmüyle Selçuklu Devletleri yıkılınca, beylikler döneminden sonra yine oğuz boylarından olan Selçuklunun devlet geleneğini sürdüren Osmanlı Devleti ile Anadolu yine Türk kalmaya devam etti. Devam Eden Gelenek, kendisini yok etmek isteyenlere karşı, Anadolu’da başlayan bir şahlanışla düşmanları yok ederek, Türk Cumhuriyetiyle de varlığını sürdürmektedir.

Her ne kadar Anadolu’ya Türk göçü çok eski tarihlere dayanırsa da, Düzenli ordu ile ve devlet kurma gayesiyle, galip gelinerek girilen Malazgirt kapısı, Anadolu’ya kök salan Türk’ün ilk mührüdür. Dünya coğrafyasının birçok yerinde devam ettiği gibi, bin yılı aşkın süredir Anadolu’da yaşayan Türk Ruhu, çeşitli kavim ırk topluluklarla birlikte Türk’ün önderliğinde devam etmektedir ve de edecektir.

Anadolu Topraklarında, nizam, adalet, insani değerler ve hoşgörüyle var olan birlikte yaşama geleneği, dün olduğu gibi bugünde, her türlü iç ve dış müdahale, yönlendirme gizli ve açık savaşa rağmen, Malazgirt ve Alparslan’ın ruhuyla, yine Türk Vatanında birlikte yaşama geleneği olarak devam edecektir.

Celil Altınbilek