Burcu BOLAKAN

Burcu BOLAKAN

[email protected]

Napolyon Filmi

13 Aralık 2023 - 12:49

Napolyon Filmi

Dünya tarihine baktığımızda Napolyon Bonapart’ın merak edilen önemli şahsiyetler arasında olduğunu görüyoruz. Hakkında anlatılanlar, izlediğimiz filmler bir yana okuduklarımızla da onu tanımaya çalışıyoruz. Napolyon’un hayatı üzerine yapılacak filmlerin sonu gelmeyecek gibi görünüyor. Burada mevzubahis olan ise 2023 yılında vizyona giren Napolyon adlı filmdir. Filmin yönetmenliğini Ridley Scott üstlenmiş, Napolyon’u ise Joaquin Phoenix canlandırmış. Bu iki ünlü ismi Gladyatör filminden de hatırlıyoruz. Film 1789 Fransız İhtilali’nin anlatıldığı kaotik bir ortamla başlıyor, Marie Antoinette’nin idam sahnesiyle tarihi filmlerde izlemeye alışkın olduğumuz kanlı görüntülerin fazlasıyla karşımıza çıkacağını anlıyoruz. Maria Antoinette giyotinde can verirken halkın arasında dolaşan Napolyon’un o vakitler daha aklından geçeni anlamak çok da zor olmasa gerek; iyi bir yönetici olmak istiyorsan öncelikle halkının kalbini fethetmelisin.
Napolyon Korsika’da soylu ama zengin olmayan bir ailenin çocuğu olarak doğar. Korsika daha önceleri Ceneviz Cumhuriyeti’ne aitken sonrasında Fransa’nın eline geçiyor. Bonapart ve diğer erkek kardeşleri babasının bağlantıları sayesinde Fransa okullarında burslu okuyabiliyor. Napolyon’un keskin zekâsı; matematik ve geometri derslerinde gösterdiği üstün başarı fark ediliyor. Eğitimini tamamlayan Napolyon Fransız ordusunda topçu alayında teğmen olarak görev alıyor.
Toulon kuşatması Napolyon’un askeri dehasının anlaşılmasında önemli bir katkı sağlamış olmalı. Filmin bir sahnesinde Napolyon’un bizatihi kendisinin de dediği gibi kaleyi alırsa savaşı kazanacaktır. Kral yanlısı isyancılar İngiliz gemilerinin Toulon limanına demirlemesine izin verir. Napolyon bölgeyi keşif gezintisine çıkar L’Equilette Hisarı'nı almanın önemini kavrar. Hisarı ele geçirebilirse İngiliz gemilerini topa tutabilecektir. Kaleyi ele geçiren Napolyon İngiliz gemilerini topa tutarak isyanı bastırır, bu başarı onun ordu içinde parlamasına ve Tuğgeneralliğe yükselmesine olanak tanır.
Film içinde Napolyon’un Fransa’da yaptığı reformlardan bahsedilmiyor daha çok askeri dehası ve özel yaşantısıyla karşımıza çıkıyor. Napolyon’u Tuğgeneralliğe yükselmesinin ertesinde yaptığı hükümet darbesiyle görüyoruz. Napolyon milliyetçilik duygularını çok iyi kullanan bir liderdir, her seferinde Fransa’yı ve Fransız halkını çok sevdiğini söyleyerek kendine yandaş toplamayı bilir. Askeri yanına alan Napolyon hükümet darbesi yapar. Yönetim kurulan üçlü bir konsülün eline bırakılır, birinci konsüllüğe de Napolyon getirilir. Napolyon’un ihtiraslı kişiliği özel hayatında da çalkantılı bir yaşam sürmesine neden olur. Josephine ile olan evliliği sıra dışı bir ilişki olarak karşımıza çıkıyor. Napolyon’un bir türlü vazgeçemediği aşkı olan Josephine olan evliliği çarpıcı bir şekilde anlatılıyor.
Napolyon Mısır seferine çıkıyor, burada büyük bir başarı sağlamışken Fransa’ya dönme nedenini filmde Josephine’nin ihaneti olarak gösteriyorlar. Hâlbuki Napolyon’un Fransa’ya dönme nedeninin Mısır’da büyük ihtimalle bir Doğu İmparatorluğu kurmak isteyen Napolyon ve ordusunun Akka Kalesi komutanı Cezzar Ahmet Paşa ve komutasındaki Osmanlı ordusunun karşısında aldığı ağır yenilgi sonucu olduğunu biliyoruz. Bu kısım filmde karısının ihanetini öğrenen Napolyon’un Paris’e iki gemiyle döndüğü şeklinde anlatılmıştır. Josephine’yi ihaneti sonucu değil de çocuğu olmadığı için boşayan Napolyon’un çocuğunun annesini ise sadece bir karede görüyoruz. Bundan sonra büyük bir savaş ya da belki sefer denilebilir, ordusuyla birlikte Rusya üzerine yürüyen bir Fransız ordusuyla karşılaşıyoruz.
Filmin önemli sahnelerinden biri olarak gördüğüm ise Kazakların ortaya çıkış sahnesi oldu. Kazakların Rus ordusu içinde görev aldıklarını biliyoruz. Küçük bir tepe üzerinde ellerindeki toplarla Fransız ordusuna zarar veren Kazaklar Fransızlara yakalanmadıkları gibi ormanın içine giren askerleri saniyeler içinde yok ediyorlar ve Fransız askerlerinin orman içinden çekilmelerini sağlıyorlar. Film içinde önemli gördüğüm sahnelerden biriydi.
Napolyon’un Moskova’ya kadar gitmesi bir başarı mı olacak yoksa onun çöküşünü mü hazırlayacaktır? Çar Aleksandr, Napolyon’la anlaşmaktansa Moskova’yı yakıp yıkmayı tercih ediyor. Fransa’ya geri dönmeye çalışan ordu binlerce insan zaiyatı veriyor. Bu film sanki daha çok Napolyon’un sebep olduğu insan ölümlerini bir daha altını önemle çizmek istiyor gibi geldi bize. Bu ağır bir darbe oluyor Napolyon için sonrasında Elbe adasına sürgüne gönderiliyor.
Napolyon’un imparator olarak taç giyme sahnesini de atlamamak gerekir. Dönem kıyafetleriyle eşi Josephine ve Napolyon göz kamaştırıyor. Yalnız bir diğer önemli nokta Napolyon’un imparatorluk tacını Papanın elinden değil de kendi eliyle başının üstünde bir müddet tutması ve sonra bırakması oluyor. Aynı şekilde Josephine’ye de tacını takıyor, bir müddet tacı Josephine’in başının üzerinde tutan Napolyon sonra kaldırıyor.
En sonunda da Waterloo Savaşı sahnesi çıkıyor karşımıza, savaş sahneleri etkileyici. Napolyon’un askeri dehası, savaş alanındaki taktiklerine karşı bir taklitçilik gelişmeye başladığı anlaşılıyor. Filmin ilgi çekici sahnelerinden biri de savaş alanındaki yapılanma ve savaşma taktiğidir. Bu sefer Napolyon kendi savaş taktiklerine karşı iyi yapılanmış bir orduyla karşılaşır, yine de belki bir üstünlük kazanabilecekken, ki bazı tarihi kitaplarda aslında savaşı kazananın Napolyon ve ordusu olduğu daha sonra ise İngilizlerin yardımına koşan Prusyalılar sayesinde seyrinin değiştiği ve Napolyon’un savaşı kaybetti yazılıdır. Ama filmde savaş sırasında üstünlüğü elinde tutan İngilizler oluyor ve Prusya ordusunun yardıma yetişmesi sayesinde Napolyon kaçmak zorunda kalıyor.
Napolyon karakteri muhakkak iyi analiz edilmiş olsa gerektir, yalnız belki böyle bir komutanın daha coşkulu ve ihtiraslı bir portre çizmesi gerekirken film içinde bu ihtirası ve coşkuyu göremedim, Josephine ile olan aşk ilişkisi de zihnimde tam olarak oturmadı, sadece kıskanan bir adamın gazeteyi masaya vurma sahnesini gerçekçi buldum diyebilirim, diğer sahneler aşkı anlatmaya yetersiz kalmış hissine kapıldım. Josephine ile Napolyon ilişkisine fazlasıyla odaklanılmış ve hatta filmin bitişinde Napolyon sürüldüğü Saint Helena adasında ölürken son sözlerinin Fransa-Ordu-Josephine olduğu belirtildi.

Yazan: Burcu Bolakan

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar