'Devrim'in mühendisi, yerli sanayi anılarını anlattı

Türkiye'nin ilk yerli otomobili ''Devrim''i üreten ekipten hayatta kalan bikaç isimden biri olan 93 yaşındaki Hamdi Tahıllıoğlu, ilk yerli malı demir köprülerin, vagonların ve vinçlerin hikayesini AA'ya anlattı.

'Devrim'in mühendisi, yerli sanayi anılarını anlattı
01 Ocak 2012 - 16:44

İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek Mühendis Mektebi'ni bitirdikten sonra Eskişehir Demiryolu Fabrikasında yüksek mühendis olarak çalışan, ardından 1967-1974 yılları arasında Adapazarı Demiryolu Fabrikası'nda müdür olarak görev yapan Tahıllıoğlu, AA muhabirine anlattığı anılarıyla Türk yerli sanayinin bir dönemini de gözler önüne serdi.

Tahıllıoğlu, Başbakanlık tarafından 1961 yılında, Ulaştırma Bakanlığına ''yerli otomobil üretilmesine dair teşebbüslerin başlatılması emri''nin de verilme cesaretini ve sonradan ''Devrim'' adı verilecek ilk yerli otomobilin izlerini taşıyan anılarında, Türkiye'de üretilen ilk yerli malı demir köprülerin, vagonların ve vinçlerin hikayesini anlattı.

Türkiye'de 1950'li yıllarda demir köprü üretiminin yapılmadığını, demiryollarının üzerine konulması gereken köprülerin dışarıdan satın alındığını, burada sadece bakımının yapıldığını dile getiren Tahıllıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Arkadaşları topladım, 'çocuklar biz bu köprülerin bakımını yaptığımıza göre kendisini niye yapamayalım' dedim ve bu köprüleri yapmaya karar verdim. 1952 senesiydi. O sene 151 adet köprü lazımmış demir yollarına. 'Yapabilir misiniz?' dediler. Biz de yapıp yapamayacağımızı tekkik ettik ve yapabileceğimize kanaat getirdik. Malzeme siparişini verdik. Bekliyoruz malzeme gelecek diye. Ama geldiği yok. Atladım Ankara'ya gittim, daire başkanıyla konuşuyoruz. 'Efendim, bunlar terminli işler, ben bunları vaktinde yetiştiremezsem sıkıntı olur.' dedim. O zamanlar bizim sorumluluk hissimiz çok ağır basıyordu. Malzemenin gelmediğini anlattım. 'Yol dairesi bunları Almanya'ya sipariş etmiş' dedi. 'Ama olur mu, ben işçimi ona göre takviye ettim, teşkilatımı kurdum, yazık değil mi? Yarın bir harp vukuunda Almanya'dan mı köprü gelsin bize?' dedim. Kendimiz yapmak üzere teşebbüsümüzü yapmışız. Bunun üzerine daire reisi maalesef şunu dedi. 'İki dairenin arasını açamam, sen istiyorsan genel müdürle konuş.'

Ben daha 10 senelik bir mühendisim ama gençliğin cesareti var. 'Giderim' dedim, gittim. Genel müdür yardımcısına aynen durumu anlattım. 'Peki' dedi, yol daire reisini aradı bulamadı, muavinini aradı, çağırdı yanına. Beni odanın dışına çıkarıp içeride nasıl bağırdı adama. 'Derhal o siparişi iptal edeceksiniz. Eskişehir yapacak' dedi. Ve 151 köprüyü 1 sene bile kalmadan yaptık, yerlerine yerleştirdik. Çoğu Ege Bölgesi'ndedir ve halen çalışmaktadır.''

-Alman mühendise verilen cevap-

Hamdi Tahıllıoğlu, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nin yanındaki iki köprüden birini yine Eskişehir'de kendilerinin imal ettiğini ifade ederek, ''O köprülerden biri Almanlarındır, diğerini biz Eskişehir'de imal ettik, montajını yaptık. Montaj yaparken Alman mühendis 'iyi benzetmişsiniz' dedi. 'Ne diyorsunuz?' dedim. 'Baksana aynısını yapmışsınız' dedi. 'Aynısı değil dedim, senin yaptığı köprü 19 ton dingil sıkletine dayanır. Benimki 25 ton dingil sıkletini taşır. Sadece şekil olarak aykırı durmasın diye aynı şekli verdik' dedim'' şeklinde konuştu.

-''Adnan Menderes ürettiğimiz vinci görünce şaşırdı''-

Eskişehir'de ilk yerli malı vinç üretiklerini de anlatan Tahıllıoğlu, şunları dile getirdi:

''Kendi vincimizi kendimiz imal ettik. 10 tona kadar yük kaldırabilen. Rahmetli Adnan Menderes geldiğinde, imal ettiğimiz vinci gördü, şaşırdı. Çünkü o zamana kadar yapılmamış bu tip şeyler, hep dışarıdan alınmış. 'Memlekette neler yapılıyormuş da, biz Yeşilköy karayoluna ufacık bir köprüyü Yugoslavya'dan satın alıyoruz, yazıklar olsun' dedi. Demek ki, yapılanlar üst kademelere pek gösterilmiyor, anlatılmıyor. Bu da bizim bürokrasimizin kötü tarafları. Daha sonra Adapazarı fabrikasına iki tane daha vinç imal ettik, teslim ettik. Biri 50 diğeri 33 tonluk.

Sıram geldi, bir gün Adapazarı fabrikasına müdür oldum. Baktım, o vinçler kenara çekilmiş, hiç kullanılmamış. Vagonları krikolarla kaldırıyorlar. Niye kullanmadınız diye sordum. Efendim ihtiyaç olmadı dediler. Kaldırma aparatları yapılmamış dediler. Kaldırma aparatları da dört tane demir. Hemen emir verdim, kaldırma aparatları hemen yapacaksınız. Sonra da kendi imal ettiğim vinçleri kendim kullandım.''

Tahıllıoğlu, 1974 senesinde Adapazarı fabrikasında ürettikleri 48 adet yolcu vagonunu Pakistan'a ihraç ettiklerini, bu vagonları kadınlar ve erkekler bölmeleri ayrı olacak şekilde tasarlayıp imal ettiklerini sözlerine ekledi.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum