Amerika'nın korktuğu başına geldi

Batılı gençler "Küresel Terör" oyununa nasıl dahil oldu?

Amerika'nın korktuğu başına geldi
02 Mayıs 2013 - 22:02

Ocak ayında In Amenas kasabasındaki bir doğalgaz tesisini ele geçirip yabancı ve Cezayirli çalışanlarını dört gün rehine tutanlar arasında 24 yaşındaki Lübnan asıllı Ali Medlej, 22 yaşındaki Yunan asıllı Hıristos Katsiroubas ve 24 yaşındaki Güney Kore asıllı Aaron Yoon da vardı. Medlej ve Katsiroubas, Cezayir güçlerinin düzenlediği operasyonda hayatını kaybetti. Yoon ise Moritanya'da cezaevinde.

Peki ama, bu Kanadalı gençlerin Cezayir'de rehin alma olayına uzanan hikayeleri ne anlama geliyor? Şimdi hikayenin başına dönelim: 16 Ocak günü El Kaide bağlantılı bir grup, In Amenas'taki santrali ele geçirdikten sonra, aralarında dünyanın dört bir yanından gelen mühendislerin yanı sıra Cezayirlilerin de bulunduğu en az 37 çalışanı rehin aldı. Grup, tam dört gün Cezayirli güvenlik güçlerine karşı koydu. Gelen haberlere göre, Cezayir santrale pek de başarılı sayılmayan bir operasyon düzenleyerek rehineleri kurtardı. Ancak terörist grup, rehineleri kalkan yapmıştı. Teröristlerle ordu birlikleri arasında yaşanan çatışmada, en az 37 rehinenin öldüğü biliniyor. Saldırganlardan 29'u öldü, üçü yakalandı.
 

Ortaokulda tanıştılar

"Kanla İmza Atanlar Tugayı" adlı grupla birlikte hareket eden Ali ve Hıristos da ölenler arasındaydı. Ocak ayında ölen gençlerin kimliğinin, Kanada tarafından doğrulanmasıysa Nisan ayını buldu. Kanadalı güvenlik yetkilileri, Ontario kentinde başlayan üç gencin hikayesinin Fas, Moritanya, Mali ve son olarak da Cezayir'de sürdüğünü açıkladı. Üç gencin South Lisesi'nden mezun olduktan sonra radikal komandoya dönüşmeleri, geçen yıl Aaron'ın Moritanya'da terör örgütüne mensup olmak suçundan hapsolmasıyla ortaya çıkmıştı.

Üç gencin hikayesini araştıran medya, hepsinin ortak iki noktasını buldu: İslam ve hiphop müzik merakı. Üçünün okul arkadaşı olan Justin Vander Tuin'ie göre tahminlerin aksine Ali, aralarında en inançsız olanıydı. Lise yıllarında oyuncak silah bulundurduğu için başı belaya girmişti. İçki ve sigara içiyordu. Hıristos ise 2004'te İslamiyet'i seçti ve kendine Mustafa adını verdi. Ali'nin ailesinin evine giden Kanada medyası, babası Wassim Medlej'in, Sam Medley ismini kullanarak Müslüman kimliğini saklamaya çalıştığını öğrendi. Komşularına, oğulları Ali'nin bir araba kazasında öldüğünü söyledikten sonra ortadan kaybolmuşlar. 

Güney Kore asıllı Aaron ise lise yıllarında çevresinde, Ali'nin etkisi altında kalarak din değiştiren, daha sonra Arapça ve Kuran okumayı öğrenmek için Kuzey Afrika'ya giden bir genç olarak biliniyormuş. Okul arkadaşları beraber dolaşan üçlünün, gelecekle ilgili iş veya evlilik endişelerinden çok, İslamiyet'le ilgilendiğini söylüyor. Üçlü, okulda daha çok Ortadoğu'dan gelen bir grupla birlikte zaman geçiriyormuş. Kendi içlerinde, kimseye zarar vermeyen küçük bir grupmuş. Liseyi bitirdikten sonraysa kendilerini açık bir şekilde yeni kimliklerini ve hayata bakışlarını ifade etmeye başlamışlar. 2007'de birlikte önce Fas'a, ardından da Moritanya'ya gittikleri biliniyor. Ancak Aaron, Moritanya'da kalıp Arapça öğrenmeye koyulmuş. 2011'de bir terör bağlantısı olduğu gerekçesiyle tutuklanınca, iki yol arkadaşıyla irtibatı kaybetmiş. Şimdilik, bu yolculuğun masraflarını kimin karşıladığı, onlara bu süre boyunca kimin maddi yardım yaptığı kamuoyuna açıklanmış veya çözülmüş değil. Tek bilinen, bu yolculuktan Ali ve Hıristos'un geri dönmediği…

SURİYE'YE SAVAŞMAYA GİDEN EN AZ 600 AVRUPALI VAR
Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Radikalleşme Merkezi'nin (ICRS) geçen ay yayınladığı bir rapor, Suriye'deki ayaklanmanın iç savaşa doğru kaymasıyla birlikte, Avrupa'dan Suriye'ye "savaşmaya" giden 600 kadar kişi olduğunu ortaya çıkardı. En az 450 kaynağa dayanarak hazırlanan rapora göre, ayaklanmaların başlangıcından bu yana yaklaşık 5 bin 500 yabancı savaşçı Esad yönetimine karşı savaşmaya gitti. Bunların yüzde 11'ini Avrupalılar oluşturuyor. 134 İngiliz'in Suriye'ye savaşmaya gittiğini ortaya çıkaran ICRS, ikinci sırada 107 kişiyle Hollanda'nın, üçüncü sırada 92 kişiyle Fransa'nın, dördüncü sırada 85 kişiyle Belçika'nın, beşinci sıradaysa 78 kişiyle Danimarka'nın yer aldığını belirtiyor.

ESAD'A MEYDAN OKUYAN ESKİ AMERİKAN ASKERİ

Eric Harroun, geçtiğimiz günlerde El Kaide'nin Suriye'deki ayağı olduğunu kabul ettiği El Nusra Cephesi ile iki ay boyunca Beşar Esad'a karşı savaştıktan sonra Mart ayında ülkesi ABD'ye döndü. Eski bir asker olan Harroun, İstanbul üzerinden Washington'a iner inmez tutuklandı. Ömer ön ismini alan ve kendisini radikal bir Müslüman savaşçı olarak tanıtan Harroun, Facebook'taki fotoğraflarında ve Youtube'a yüklediği videolarda Suriye'deki eylemlerini tüm dünyaya göstermekten çekinmedi. Şimdi ülkesinde, yurtdışında kitle silahı kullanmaktan yargılanan Harroun'un El Nusra'daki arkadaşlarıyla nasıl iletişime geçtiği konusu karmaşık. Zira Harroun'un, Kanadalı gençler gibi daha önceden İslamiyete karşı bir ilgisi olduğu bilgisi yok. Youtube'a yüklediği videolarda ise, roket güdümlü el bombasıyla Esad güçlerine karşı savaşırken İngilizce konuştuğu görülüyor. Videoda Esad'a "Seni öldüreceğiz. Kaçsan da seni saklandığın yerde bulup öldüreceğiz " diyerek meydan okuyor.

Şule Güner-aktüel.com.tr

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum