Seyhan Çağlar EMEN

Seyhan Çağlar EMEN

[email protected]

MEKTEPLİ MEHMETLER

09 Mart 2019 - 20:14

                                                     MEKTEPLİ MEHMETLER

       Çanakkale’de Koca Çimen Tepe’de gençler yan yana dizilmiş, hücum emrini beklemektedirler, Öğretmen Seraceddin de aralarındadır, Mektepli Mehmetlerin en büyüğü 25 yaşındadır, hepsi de vatan tehlikeye düşünce okullarını bırakıp Çanakkale’ye koşmuşlardır. İngiliz zırhlıları dakikada 1.360 mermi fırlatmakta ve 240 adet top devamlı ateş etmektedir. Mehmetler, sessizce İngilizlerin kıyıya çıkmalarını bekler, İngiliz askerleri koşarak gelirler ama karşılarında yok ettiklerini sandıkları Mehmetçikleri görünce dona kalırlar. Bir Komutanın sesi duyulur: “ Bu Alayı oynatıp düşmanın üstüne atacak subay yok mu?”

       Birliğin içinde kıpırdanmalar başlar, altı Mektepli Mehmet ezberledikleri Marşı hep bir ağızdan söylemeye başlarlar: “ Anam beni yetiştirdi bu ellere yolladı/ Al Sancağı teslim etti Allah’a ısmarladı/ Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana/ Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana” Bu marş üzerine “Allahu Ekber,  Allahu Ekber” nidaları ile Mehmetçikler düşmanın üzerine koşarak adeta havada uçarlar, İngilizler panikle ardına bakmadan kaçmaya başlarlar, Mehmetçikleri yüreklendirmek için siperlerden ilk fırlayan altı Mektepli Mehmet Şahadet şerbetini içmişlerdir, yüzlerinde gülümseme görülmüştür.  Balıkesir Lisesi onuncu sınıf öğrencileri Çanakkale’ye gidip geri dönmezler o sınıftan ertesi seneye bir öğrenci kalmıştır ki o öğrenci de özürlü olduğu için Çanakkale’ye gidememiştir. Galatasaray, İstanbul Erkek ve Vefa Liselerinin son sınıf öğrencileri gönüllü olarak Çanakkale’ye gitmişlerdir.   

       Birinci Dünya Savaşı bütün hızıyla devam etmektedir, Doğu Cephesinde savaşan ordumuzun cephane ihtiyacı bulunmaktadır, Van’da bulunan cephane deposundan  acilen sevkiyat yapılması gerekmektedir ancak bu silahları taşıyacak genç bulunmamaktadır. Tek çare olarak 12-15 yaşlarındaki erkek çocuklarının bu cephaneleri yerine taşımalarına karar verilir. Kışın dondurucu soğukta ve tipide 120 çocuk cephaneleri omuzlarına ve sırtlarına yükleyerek çok uzak mesafedeki ordumuza silahları teslim ederler. Dönüş yolunda tipiye yakalanırlar ve bu 120 çocuğun büyük bir kısmı donarak şehit olurlar, çok az bir kısmı Van’a sağ salim geri dönebilirler.

       Kurtuluş Savaşı başlayınca Anadolu’daki Liseler 1919-1922 yılları arasında mezun vermemiştir, tamamı cephelerde görev almıştır, Kayseri Taş Mektep başta olmak üzere Ankara, Adana, Niğde, Kastamonu v.s. illerindeki 18 yaşındaki okur-yazar gençler 45 günlük askeri eğitimden sonra Sakarya Savaşına Yüzbaşı rütbesiyle Bölük Komutanı olarak tayin edilirler ve % 85’i Sakarya Savaşında şehit düşerler. Birinci Orduda Sakallı Nurettin Paşa’nın emrinde gönüllü hemşire olarak Kurtuluş Savaşına katılan üvey annem Fatma Naciye Hanım’ın bize anlattığına göre Sakarya Savaşında siperlerde şehit düşen bu subayların naaşlarını toplarken yüzlerinde sakal ve bıyık bile olmadığını, gencecik çocukların gözleri açık durumda ve yüzleri gülümser halde olduklarını anlatırken gözyaşlarını tutamazdı. Bölük komutanı Yüzbaşı 18 yaşında, emrindeki erler ise 40-45 yaşındadır. Kurtuluş savaşında ilk İstiklal Harbi Madalyası, Miralay Dadaylı Halit(Akmansü) Bey’in 12 yaşındaki kızı Nezaket’e Mareşal Fevzi ÇAKMAK Paşa’nın teklifi üzerine verilmiştir.  Albay Halit Bey’in eşi vefat etmiştir,12 Yaşındaki kızı Nezaket’i yanına bırakacak kimsesi bulunmamaktadır, bu sebeple cephelerde, savaşlarda kızı Nezaket de yanında düşman askerlerine karşı savaşırken babasının yanındadır. Nezaket, Kurtuluş Savaşında, Birinci ve İkinci İnönü, Sakarya Savaşlarında askerlere su taşımakta, tüfeklere mermi doldurmaktadır.  İsmet, Asım Gündüz ve Hüsrev  Gerede Paşa’ların hatıralarını mutlaka okumalıyız.    

       Çukurova’da ÇELİKTAŞ Müfrezesinin Komutanı Molla Kerim yaşlı bir Köy İmamıdır, yanındaki Mektepli Milisler ise 15-18 yaşındaki çocuklardır ve 279 kişilik bu müfrezenin tamamı şehit olmuştur.