TÜRK ADI NASIL YAZILIR?

TÜRK ADI NASIL YAZILIR?

Resimler eski adı Gorgodos yerleşim yerine ait kiliseden.

Gorgodos, eski adı Zermut, yeni adı Altınpınar adlı köyün bir mahallesi. Bu mahallede Rumlar da yaşardı. Bunlardan en bilineni Haralambos Ağa'ydı. Aynı zamanda Ardasa belediyesinde encümenlik yapıyordu.

Ardasa Belediyesi, yakın zamana kadar konu olan Çit Deresi suyunu kasaba merkezine taşımak istemiş, Haralambos Ağa buna karşı çıkmış, bu husus büyük tartışmalara sebep olmuştu. Bunun üzerine Tonyalı Cincioğlu Zimnigas'taki konağını yakmış, o da kaçarak Gorgodos'a yerleşmiş. Gorgodos'un Lambodi semti galiba onun hatırasını yaşatıyor. Rivayete göre bu mesela daha sonra Rus Çarının araya girmesiyle tatlıya bağlanmış. Çünkü Haralambos Ağa'nın oğlu Rus sarayında danışmanlık yapıyormuş. İşin bu yanı eskide kalmış bir tarihi husus. Biz bugüne gelelim.

Gorgodos'un zirvesinde yer alan bu kilise, taş ustalığı bakımından bir şaheser. Duvar taşları horosan harcıyla tutturulmuş. O kadar sağlam ki ağır tahribata rağmen yıkılmamış. Kilise ve hemen yakınındaki küçük yapının (Burası şapel ya da papaz evi olabilir) köşe taşları sökülerek, ev ve bahçe duvarlarında kullanılmış. Pek tabi bölgenin meşhur, bilinen ama her ne hikmetse bir türlü yakayı ele vermeyen definecileri de yapacağını yapmış. Üzüldüğüm bu değil. Çünkü bu manzara Anadolu'nun birçok yerine hâkim.

Benim asıl üzüldüğüm kilisenin duvarına kırmızı boya ile hem Latin hem de Göktürk alfabesiyle "TÜRK" yazılması. Yanına bir de ay yıldız konmuş. Öğleki bu çirkin yazı, kilisenin ağır tahribatından daha çirkin gözüküyor. Boyanın tazeliği daha yeni olduğunun şahidi. Üzüldüm çünkü, bu devirde bile hâlâ gençlerimize tarih şuuru aşılayamamışız. Bu yazıyı oraya yazan gencimiz, "Türklük" yaptığını zannediyor. Atasının, dedesinin yapmadığını yapıyor ve bununla gururlanıyordur.

Diyeceğim şudur: Eğer Türk’sen, Türk gibi davranmalısın. İlla TÜRK adını yaşatmak istiyorsan, o kilisenin yanına Bilge Kağan gibi Bengü taşı koyup Türk’ün adını kazıyacaksın. Ya da yanına aynı güzellik ve estetikte bir mescit konduracaksın. Tıpkı atalarının Ayasofya'nın yanına kondurduğu Sultan Ahmet  gibi. Başkalarının mabedine saygı göstermeyen kendi mabedine de saygı göstermez, gösteremez. İşin özeti budur. Lâkin son yıllarda toplumumuza hâkim olan "Kaba Milliyetçilik", yapmaktan çok yıkmaya hevesli.

Oysa gerçek TÜRK yıkan değil yapan, onaran ve gördüğünden, öğrendiğinden yeni bir estetik ortaya koyandır. Fakat toplumumuzu körelten bu hamaset dili sürdükçe, bu tür manzaraları daha çok göreceğiz gibi geliyor. Ben bir Türk olarak bu olumsuzlukları yazmaktan geri durmayacağım. Bakalım, Türklüğünü gururla duvarlara yazanlar, bu işi daha ne zamana kadar sürdürecek ve ayağa düşürecek.

30 Haziran 2020
Turgay Bostan