Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

ABDÜLHAMİT HAN GERÇEĞİ!

25 Nisan 2016 - 22:07 - Güncelleme: 30 Nisan 2016 - 12:23

ABDÜLHAMİT HAN GERÇEĞİ!

NACİ YENGİN

www.tarihistan.org

Bazılarına göre Osmanlı’nın son gerçek hükümdarıydı. Bazılarına göre Osmanlının son döneminde devletin ömrünü uzatan dahi siyasetçi. Bazılarına göre “Ulu Hakan”, Batılı bazı çevreler ve sözüm ona yerli bazı araştırmacılara göreyse “Kızıl Sultan!”

İmparatorluğun en uzun yüzyılında yaşadı. Tahta kaldığı 33 yıl vizyonunu anlayan çok olmadı.  Zamanının ötesinde bir öngörüye sahipti. Oğuz kökenli olduğunu, milli değerlerine bağlılığını her fırsatta dile getirmekten çekinmezdi. Diplomaside Osmanlıyı nefes aldıracak çok önemli hamleleri sayesinde Almanya, İngiltere, Fransa, Rusya, Japonya, ABD… Devletlerarasındaki sorunlardan, menfaat çatışmalarından azami derecede faydalandı. Gerçekleştirmiş olduğu projeler arasında hala önemini koruyan petrol bölgelerinin tespiti dikkat çekicidir. Kendi cebinden, parasını ödeyerek yabancı ve yerli mühendislere Musul ve Bağdat havalisiyle, Dicle ve Fırat nehirleri havzasında petrol taraması yaptırdı. 

İkinci önemli projelerinden birisi de İstanbul Boğaz Köprüsü Projesiydi: Sultan İkinci Abdülhamit İstanbul Boğazı'nın, Sarayburnu-Üsküdar ve Rumeli Hisarı-Kandilli arasını birbirine bağlayacak iki köprü projesinin resimleri var elimizde.  Bunun yanı sıra denizaltılar, tersaneler, Ertuğrul Alayları, eğitim faaliyetleri, tren yolu yapımı, ziraat fakülteleri, Şam Meydanı Tren Garı, Haydar Paşa Limanı, Hamidiye Suları Pompa Tesisi, hastaneler - sağlık hizmetleri, Şişli Etfal Hastanesi, İstanbul Boğazı tüp geçit projesi, Hicaz Demiryolu Projesi, Paris’te İslam Külliyesi, dünyanın ilk dişçilik okulu… 

Çinlilere karşı Doğu Türkistan'a gönderdiği askeri yardım ile Orta Asya Müslümanlarını örgütledi.  İngiltere'de Portsmouth Futbol Kulübü'nü kurdu. Vatikan`daki San Gioacchino in Prati Kilisesi`ne yardım yaptı. Beyazıt kütüphanesini kurup 10 bini el yazması olmak üzere tam 30 bin kitap bağışladı. Osmanlı’da ilk elektriği ve gazı getirdi. Ziraat Bankası'nı kurdu. Arkeoloji müzeciliğini başlattı. Pekin'de Üniversite kurdurdu. ( Hamidiye Üniversitesi).  Anadolu'da 14 bin ilkokul açtı… Osmanlıda ilk seçimleri, I.Meşrutiyet, II. Meşrutiyet ve meclisin(Meclis-i Mebusan) açılmasını sağladı. Milli İstihbarat Teşkilatının(Teşkilat-ı Mahsusa) temelini attı.

Yahudilerin her türlü tekliflerini geri çevirerek Filistin topraklarını satmadı! Ermenilerin taşkınlıklarına karşı durdu. Bu yüzden Ona Fransız basını ve bazı yerli kalemşorlar Fransız tarihçisi Albert Vandal’ın ortaya attığı "Le Sultan Rouge” karalamasını uydurdular!

Ve daha neler neler…

Zamanında anlaşıldı mı? Hayır! Batıcı, İslamcı, Liberal… Aydınların el ele vererek tahtan indirmek için Osmanlı düşmanı Batılı devlet ve gizli çevrelerle anlaştıklarını görüyor ve Abdülhamit’in tahta kaldığı yıllar içinde her türlü iç ve dış tahrik, baskı ve ayak oyunlarına rağmen nasıl ayakta kalabildiğine şaşıyoruz!

Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh, Said Nursi, Mehmet Akif, Filozof Rıza Tevfik, Tevfik Fikret, tefsir yazarı Elmalılı Muhammet Hamdi,  Dr. Abdullah Cevdet,  Dr. Rıza Nur, Jön-Türkler ve daha niceleri.

II. Adülhamit’e karşı yürütülen karalama kampanyalarında başı çeken muhalifler arasında yer almasına rağmen 27 Nisan 1909 tahtan indirilmesinden sonra pişmanlık duyan ve II. Abdülhamit dönemini mumla arayanlar pek çoktur. 

Rıza Tevfik, “Sultan Abdülhamid Han’ın Ruhâniyetinden İstimdat” mersiyesinde: “Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?/Feryâdım varır mı bârigâhına?/Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,/Şu nankör milletin bak günahına.” Diye adeta günah çıkartır!

Şair Süleyman Nazif ise: “Padişahım gelmemişken yâda biz,/İşte geldik senden istimdâda biz,/Öldürürler başlasak feryâda biz,/Hasret olduk eski istibdâda biz.”

II. Abdülhamit aleyhine en ağır şiirler yazan Mehmet Akif Ersoy’dur.  II. Abdülhamit’in ölümünün ardından şöyle seslenir: “Giden semerciyi, derler, bulur muyuz şimdi?/Ya böyle kalfa değil, basbayağı muallimdi./ Nasıl da kadrini vaktiyle bilemedik, tuhaf iş;/Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!” 

 Meclis-i Mebusan Sultan II. Abdülhamit’i 31 Mart olayı ile(13 Nisan 1909) bağlantısı olduğu iddiası ile 25 Nisan 1909’da tahttan indirilmesi yönünde karar verdi. Karar için "Fetva Eminliği"nce tasdiki gerekti. Hal' fetvasının ilk metnini Elmalılı Muhammet Hamdi(Yazır) kaleme almıştı. Fetva Emini Hacı Nuri Efendi, Meclis'e davet edilmiş ve onayı istenmişti.

Bu karar Ayan Meclisi üyesi Gürcü Arif Hikmet Paşa, Draç Mebusu Arnavut Esat Toptani Paşa ve Selanik Mebusu Musevi Emanuel Karasu Efendi’den oluşan bir heyet tarafından 27 Nisan 1909 tarihinde II. Abdülhamit’e tebliğ edildi.

Tahtan indirildikten sonra II. Abdülhamit İstanbul’dan uzaklaştırılarak Balkan Savaşlarına kadar Selanik’te Alatini Köşkü’nde gözaltında tutuldu. Balkan Savaşlarıyla Selanik elden çıkınca İstanbul’a getirildi. Ta ki 8 Şubat 1918’de ölümüne kadar… Doktorları Beylerbeyi Hastahanesi’nden Nikolaki Paraskevidis,  Veliaht Vahidüddin Efendi’nin özel doktoru Alkivyedis ve kendi doktoru Atıf Hüseyin Bey’dir. 

21 Eylül 1842’den 10 Şubat 1918’e uzanan hayat yolunda milletine yaptığın hizmetler unutulmayacaktır! Nur içinde yat, mekânın cennet olsun Ulu Hakan Abdülhamit Han! www.tarihistan.org