Bakü, Erivan'ı en zayıf noktasından vurdu

Paşinyan neden şimdi barış anlaşmasına hevesli: Bakü, Erivan'ı en zayıf noktasından "vurdu"...

Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin bir sonraki toplantısında büyük olasılıkla nihai bir barış anlaşması üzerinde anlaşmaya varılacak... Zaman geçtikçe Ermenistan daha sert darbe alacak ve resmi Erivan'ın mümkün olduğu kadar acele etmesi gerekecek. daha fazla kayıp...

Güney Kafkasya'da son durum yavaş yavaş yerini almaya başladı. Bu bölgede “Ermeni faktörü” önemini yitiriyor. "Karabağ sorunu" neredeyse yok denecek kadar az. Yani Güney Kafkasya'ya yönelik çeşitli sinsi planlar ve çoklu senaryolar kurmaya çalışan uluslararası güçler, "işleyen etki mekanizmalarından" mahrum bırakılmıştır. Ve yeni jeopolitik durum artık bölgesel çıkarların aleyhine döndü.
Güney Kafkasya'yı yeniden karıştırmak isteyen uluslararası siyasi çevrelerin son manevralarının da boşa gitmiş gibi göründüğünü de belirtmek gerekir. Böylece Azerbaycan'ın askeri ve siyasi gücü bu bölgedeki jeopolitik manevralarının önünde duruyor. Muhtemelen bundan sonra Azerbaycan'ın jeopolitik iradesiyle hesaplaşmanın önemini kabul etmek zorunda kalacaklar. Bu da Güney Kafkasya için yeni kalkınma perspektiflerinin önünü açabilecek önemli bir faktördür.

Gerçek şu ki, yakın zamana kadar Fransa'nın başını çektiği Avrupa Birliği, Ermenistan'ı barış sürecinin dışında tutacak adımlar atmaya çalışıyordu. Hatta belli bir anlamda bunu da başardıkları bile söylenebilir. Zaten Avrupa Birliği'nin Fransız ve Alman casuslarından oluşan sivil gözetleme misyonunun Ermenistan'da faaliyete geçmesinin ardından, Erivan yetkilisi daha saldırgan ve radikal davranmaya başladı. Ve Paşinyan hükümeti yavaş yavaş barış sürecinden uzaklaştı.
Yetkili Erivan, ilk etapta Azerbaycan'ı Karabağ'da yaşayan Ermeni azınlığa karşı abluka politikası yürütmekle suçladı. Buna paralel olarak Karabağ'daki Ermenilerin haklarına ve güvenliklerine uluslararası garanti verilmediği takdirde Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasının imzalanmasının mümkün olmayacağını ilan etti. Yani uluslararası patronlarının emrini yerine getiren Ermenistan, onların güvenlik vaatlerini umarak bölgede yeni bir savaş çağrısında bulundu.
Bunun üzerine resmi Erivan, Azerbaycan ile sınır bölgesinde askeri güç toplayarak silahlı provokasyonlara başladı. Bunun yerine Azerbaycan'ın "demir yumruğu" ona çarptı. Paşinyan hükümeti, Azerbaycan ile askeri çatışmaların Ermenistan için felakete yol açabileceğini hemen anladı. Bu nedenle bu kez resmi Bakü'ye karşı uluslararası propagandada terörü ön plana çıkarmaya başladı.
Gerçek şu ki, Paşinyan hükümetinin Fransa ile ortaklaşa planladığı "insani kargo" provokasyonunun Azerbaycan'a karşı uluslararası baskı yaratması hesaplanmıştı. Ancak Bakü yetkilisinin hızlı davranarak "Laçin" karakoluna alternatif olarak Ağdam-Hankendi yolunun açılmasını gündeme getirmesi, Ermeni-Fransız çiftinin "abluka" iddialarını da geçersiz kıldı. Ve Azerbaycan uluslararası alanda siyasi ve diplomatik avantaj elde etme şansına sahip oldu.
 
Son olarak Fransa ve Ermenistan, Karabağ'daki Ermeni azınlığın BM Güvenlik Konseyi'ndeki haklarını manipüle etmeye çalıştı. Ancak resmi Bakü esnek davrandı ve BM Güvenlik Konseyi'ndeki "Karabağ tartışmaları" öncesinde bu sorunu yasal terörle mücadele tedbirleriyle kesin olarak çözdü. Sonuçta var olmayan "Karabağ sorunu" BM Güvenlik Konseyi'nde tartışıldı ve Azerbaycan'ın siyasi-diplomatik zaferiyle sonuçlandı.
Gördüğünüz gibi resmi Bakü, son birkaç ayda Azerbaycan'ın düşmanlarını ardı ardına yenilgiye uğratmayı başardı. Özellikle Bakü'nün resmi olarak Azerbaycan'ın Hankendi ve çevresi üzerinde uluslararası hukukla kurulan egemenliğini yeniden tesis etmesinden sonra birçok önemli meselenin çözüldüğü değerlendiriliyor. Yani "Karabağ sorunu" artık yok.
Bu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında nihai barış anlaşmasının imzalanmasının önündeki temel engelin ortadan kalktığı anlamına geliyor. Bundan sonra barış görüşmelerinde "Karabağ meselesinin" gündeme getirilmesi mümkün değildir. Rusya bile Karabağ'ın gelecekteki kaderinin belirlendiğini ve yakın gelecekte barış anlaşmasının imzalanacağını kabul ediyor. Ermenistan'ın uluslararası patronları, özellikle Fransa ve Avrupa Birliği oyunun dışında. Ve hiçbir sürece müdahale edip resmi Erivan'a destek olamıyorlar.
 
Bu nedenle artık Paşinyan hükümeti korku içinde ve barış görüşmelerine geri dönmek zorunda kalıyor. Resmi Bakü, Karabağ'da uygulanan yerel terörle mücadele tedbirleriyle Ermenistan'ı bunu yapmaya zorlamayı başardı. Artık resmi Erivan sürekli olarak barış anlaşmasından bahsetmeye başladı. Hatta Ermenistan Parlamentosu Başkanı Alen Simonyan, Erivan yetkilisinin barış anlaşmasının imzalanması ihtimalini büyük bir şans olarak gördüğünü vurguladı. Yetkili, Erivan'ın buna tamamen hazır olduğunu söyledi.
Elbette "Karabağ meselesinin" tamamen gündemden çıkarılmasının ardından Paşinyan hükümeti açısından barış anlaşmasının önündeki en büyük engel de ortadan kalkmış görünüyor. Bu nedenle Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin bir sonraki toplantısında büyük ölçüde bir barış anlaşması üzerinde anlaşmaya varılması muhtemeldir. Hatta bazı kaynaklar belgenin yüzde 70'inin hazır olduğunu söylüyor.
Bütün bunlar, resmi Erivan'ın Ermenistan'ı korumak için nihai bir barış anlaşması imzalamak zorunda kalacağını gösteriyor. Bazı ihtimallere göre bu belge en geç 2023 yılı sonuna kadar gerçeğe dönüşebilir. Çünkü sürenin uzatılmasının sadece Ermenistan'ı ilgilendirdiği kesin olarak teyit edilmiştir. Ve resmi Erivan'ın karşılaşabileceği kayıpları önlemek için mümkün olduğu kadar acele etmesi gerekecek.
Elchin KHALIDBEYLI,
Siyaset uzmanı,
"Yeni Müsavat" Medya Grubu