S.YAREN AYKALKAN : MUHASEBE

    MUHASEBE

    İçinden ağlar bazı inanlar, dışına gülümser lakin yüreği kor gibi yanar. Baharda zemheriyi yaşarlar. Çünkü içini dökecek dost bulmak çölde su, mezarda hayat bulmaya benzer. Herkesin içinde yalnız kalanlardır onlar.

     Evvelde, ahval böyle değildi. Komşu komşuya evini verir, canını teslim ederdi. Şimdi komşu komşudan külünü dahi saklar oldu. Bir tebessüme hasret, ufak bir selama muhtaç büyüyor çocuklarımız.

     Atalarımız, vaktinde durum böyle değildi. İnsanlar birbirlerine sahip çıkar, korur, kollardı. Biz atalarımızı örnek alamadık. Biz şehitlerimizin kanıyla, büyüklerimizin şanıyla adını Türkiye koyduğu ülkede, Türk gibi yaşayamadık. Şafaklarda dalgalanan nazlı hilal bu batı özentisi Türk gençliğini tanıyamıyor şimdi.

     Değerlerimizi yitiriyoruz. Bazen ufak bir selam, bazen minik bir tebessüm aslında ihtiyacımız olan, lakin bulmakta zorlanıyoruz.

     Bizim sokaklarımızda hayat vardı. Ailelerde huzur vardı. Eskiden kadınlar dışarda çalışmazdı. Eşinin yolunu gözler, evde iş yapardı, akşama aş hazırlardı. Erkekler ise elinden geleni yapar ailesi için rızık arardı. Şimdi eşler birbirini görmez oldu. Gece- gündüz çalışır, çalıştıklarının iki katını yerler oldular.

     Aile içinde saygı ve sevgi anlayışı bu zamandakinden çok daha farklıydı. Annenin bir ters sözü, babanın bir çatık kaşıyla çocuk hemen toparlar, durumun ciddiyetini kavrardı. Ne arkadaş derdi ne de başka bir şey isterdi. Şimdi çocuklar anne-babayı kontrol eder oldu.

     Bence asıl sorunda böyle başlıyor, çünkü bugünün çocukları yarının kurucusu. Anne baba iyi olur çocuğunu güzel yetiştirirse geleceğimiz çiçek bahçesi gibi olur. Ama biz kuzu postunun altına kurt gizliyoruz. Bazı şeyleri doğru yaptığımızı düşünüyoruz. İleride yaptığımız yanlışlar yolumuza çıkınca bazı şeyleri anlamış olacağız lakin iş işten geçmiş olacak.

     Hangimiz hayatını muhasebe edipte “Ben nerde yanlış yaptım “ dedi. Çoğunuz yapmadınız. Aksine yaptığınız yanlışları kabul etmeyip üstüne gittiniz. Yanlış üstüne yanlış yaptınız. Sizler yaptığınız yanlış için pişman olun ki yapacaklarınız için bir tecrübeniz olsun. Durum böyleyken güzel şeyler beklemeyin.

     Annem hep derki “ Ön teker nasıl giderse arka tekerde aynı yolu izler.” Eyer ilerde çamura batmış bir Türkiye görmek istemiyorsak istikametimizi değiştirmeliyiz.

     Hiçbir çocuk yalan söyleyen bir baba istemez. Kimse huzursuz bir yuvada yaşamak istemez. Siz çocuklarınıza onların istediğini verin ki istediğinizi alabilesiniz. Atalarımız bu durumu “ Ne doğrarsan aşına o gelir kaşığına.” Diyerek özetlemiş.

     Hangi baba çocuğunun gözlerine bakıp da sorununu dinledi. Hangi anne çocuğuna itina ile doğru yolu gösterdi. Hanginiz evladı ile kaliteli zaman geçirmeye çalıştı. Ben söyleyeyim, işiniz olduğu için hiçbiriniz bunu yapmadınız, yapamadınız. Sözde çocuklarınızın geleceği için gece gündüz çalışıyorsunuz. Ama bizim paraya ihtiyacımız yok, bizim sağlam bir pusulaya ihtiyacımız var.

      İşinize olan bağlılığınız Allaha da olsun. Çünkü Allah’ı seven ailesini de sever. Ailesini seven, onlar için en hayırlısını ister.

     Hiçbirini yapamıyorsanız, üç günlük dünyada, bir gün mutlu olmayı, etrafınızı da mutlu kılmayı deneyin.

                                                                                             04.02.2019  S. Yaren AYKALKAN