ARZU KUREYŞİ YAZDI: FISILTI
Fısıltı diyorum ama yalnız bir sesten ibaret değil. O bana ait olan bir tutkudur.
24 Ocak 2024 - 19:38 - Güncelleme: 24 Ocak 2024 - 21:36
FISILTI
Her gün o fısıltıyı duyar gibi oluyor içim, bana kalk diyor. Kalk da içindeki o karanlık dağları geride bırak diyor. Güneşe ulaş. Ulaş da unutabilesin bu güne kadar çektiklerini. Güneşe ulaş da silebilesin o yaraların sende bıraktığı izleri. Güneşe ulaş da tanıyabilesin kendini diyor.
Fısıltı diyorum ama içimde yaşayan bir depremdir, Aslında beni benden almakla ısrarlı olan bir deprem. Fısıltının cümlelerindeki o kelimeler tam kalbimin ortasından geçiyor ve ben İçimden gelip geçen bu cümlelerden pek bir şey anlamasam da hep bir arayış içinde olduğumu söyleyebilirim. Arıyordum, Dünyama Güneş arıyordum.
Bir sallantının içinde arıyordum. Bazen şiddetli bir yağmurun altında veya bir caddenin kenarında, gece yürürken arıyordum. Belki de adaletin olmadığı bir yerde, tam savaşın ortasında, arıyordum. Kim bilir?
Yalnızlık içimdeki fısıltıyı bana daha çok yakınlaştırıyor. Öyle ki bazen fısıltının sesini daha fazla duyabilmek için kendimi yalnızlığa veriyorum. Yalnız kalıyorum ve fısıltının sihirli cümlelerini duymaya, yaşamaya, tüm vücudumla hissetmeye bekliyorum. Bazen dakikalarca bazen ise saatlerce süren bu bekleyişin sonunda, fısıltı gelip beni alır ve kendi dünyama götürür. Sonrada bana "Diğer dünyaları seyretmek yerine kendi dünyana yönel." diyor.
Fısıltı diyorum ama yalnız bir sesten ibaret değil. O bana ait olan bir tutkudur. Güneşi arama tutkusu...
Bu tutkuya sahip olduğum güne kadar Güneşi aramaktan vazgeçmeyeceğim. Kimse buna engel olamaz. Hatta dünyamdaki yer çekimi bile beni çekip koltuğa oturtamaz.
Ben Güneşimi ölmeden önce bulurum.
Arzu KUREYŞİ 24.01.2024
Her gün o fısıltıyı duyar gibi oluyor içim, bana kalk diyor. Kalk da içindeki o karanlık dağları geride bırak diyor. Güneşe ulaş. Ulaş da unutabilesin bu güne kadar çektiklerini. Güneşe ulaş da silebilesin o yaraların sende bıraktığı izleri. Güneşe ulaş da tanıyabilesin kendini diyor.
Fısıltı diyorum ama içimde yaşayan bir depremdir, Aslında beni benden almakla ısrarlı olan bir deprem. Fısıltının cümlelerindeki o kelimeler tam kalbimin ortasından geçiyor ve ben İçimden gelip geçen bu cümlelerden pek bir şey anlamasam da hep bir arayış içinde olduğumu söyleyebilirim. Arıyordum, Dünyama Güneş arıyordum.
Bir sallantının içinde arıyordum. Bazen şiddetli bir yağmurun altında veya bir caddenin kenarında, gece yürürken arıyordum. Belki de adaletin olmadığı bir yerde, tam savaşın ortasında, arıyordum. Kim bilir?
Yalnızlık içimdeki fısıltıyı bana daha çok yakınlaştırıyor. Öyle ki bazen fısıltının sesini daha fazla duyabilmek için kendimi yalnızlığa veriyorum. Yalnız kalıyorum ve fısıltının sihirli cümlelerini duymaya, yaşamaya, tüm vücudumla hissetmeye bekliyorum. Bazen dakikalarca bazen ise saatlerce süren bu bekleyişin sonunda, fısıltı gelip beni alır ve kendi dünyama götürür. Sonrada bana "Diğer dünyaları seyretmek yerine kendi dünyana yönel." diyor.
Fısıltı diyorum ama yalnız bir sesten ibaret değil. O bana ait olan bir tutkudur. Güneşi arama tutkusu...
Bu tutkuya sahip olduğum güne kadar Güneşi aramaktan vazgeçmeyeceğim. Kimse buna engel olamaz. Hatta dünyamdaki yer çekimi bile beni çekip koltuğa oturtamaz.
Ben Güneşimi ölmeden önce bulurum.
Arzu KUREYŞİ 24.01.2024
FACEBOOK YORUMLAR