Halil İnalcık'ın "Tarihe Düşülen Notlar" Kitabında Fatih Sultan Mehmet

HALİL İNALCIK: FATİH KANUN YAPICI BİR HÜKÜMDARDIR

Halil İnalcık'ın "Tarihe Düşülen Notlar" Kitabında Fatih Sultan Mehmet
05 Şubat 2020 - 11:25 - Güncelleme: 03 Mayıs 2020 - 17:36

HALİL İNALCIK: FATİH KANUN YAPICI BİR HÜKÜMDARDIR[1]

Fatih'in yaratmak istediği hükümdar tipi nasıldı?

Şimdi bizim bir kısım tarihçilerin katiyen kabul edemeyecekleri bir durum var Fatih'in şahsına dair. II. Bayezid devrinde Fatih'in bütün siyasetine, devlet anlayışına, devlet idealizmine karşı bir reaksiyon var. Bunu öğrencilerime de anlatamıyorum. II. Bayezid'i kasten getirdiler, bütün yollan tuttular başkası gelmesin diye. IL Bayezid Üsküdar' a geldiği zaman kendisine yeniçeri mümessilleri, İshak Paşa başta olmak üzere devlet adamları birtakım şartlar koydu. Bunlar tamamen Fatih'in siyasetine aykırı olan şeylerdi. II. Bayezid şeriatı ihya eden bir veli hükümdar. Fatih'in kütüphanesinin başına getirdiği Molla Lütfi bir filozof, matematikçi. Fatih'in medreselerini kuran adam Ali Kuşçu bir astronom ve riyaziyeci. Fatih zamanında Gazalinin felsefe ve filozoflar üzerine kitabı ulema meclislerinde münakaşa ediliyor en geniş şekilde, yani İslam'ın hükümdar siyaset naziresi Fatih zamanında en liberal şekilde tatbik ediliyor, benimseniyor.

Fatih'in kütüphane müdürü Ali Kuşçu'yu At Meydanı'nda kafir diye idam ettiler. Zavallı adam! Toplanan ahalinin arasında idam edileceği taşa doğru giderken iki tarafa şahadet getiriyor. II. Bayezid'in uleması ise mutaassıp II. Bayezid zamanında her bakımdan Fatih'in kurmak istediği devlet anlayışına aykırı bir devlet var. Yeni bir istikamet. Kanuni zamanı da öyle. Kanuni Ebusuud'a bağlıdır. Molla Kabız hadisesi vardır, biliyorsunuz. Her şey tamamen değişiyor. Fatih'in yapmak istediği kısmen siyasi olarak, bürokraside devam etti. Osmanlı İmparatorluğu'nun uzun hayatını anlamak isterseniz bürokrasiyi ve onun prensiplerini incelemelisiniz: Saray, padişahlar, sultanlar. Bu bürokratlar cahil insanlar değil, Fatih'in koyduğu devlet anlayışını devam ettiren insanlar. XVII. ve XVIII. asırda da öyle.

Siz demek ki Fatih'ten bu yana gelen yolu anlamak için bu bürokratların yazılarına önem vereceksiniz. Fatih ne düşündü?

Tahta geçme kanunu da değişiyor bu dönemde.

Eski Türklerden beri taht ili diye bir mefhum var. İmparatorluğun belli bir bölgesi taht ilidir. Hangi çocuğun tahta geleceğini tespit eden bir kanun yoktur. Hangi çocuğun mutlak ve meşru hükümdar olacağını Tanrı tayin eder. Tanrı bunu nasıl tayin eder? Kurultay' da toplanınca ekseriyetin onayıyla olur. Ya da kardeşlerin arasında savaş çıkar ki Osmanlı'nın tarihinde bu çok oldu. Onlardan biri hepsini alt eder. Çelebi Mehmed dört kardeşini de yendi, hepsini katletti geldi. Bir kanun yok. Daha yaşı da küçüktü. Kendisinden büyük ağabeyi Süleyman var, ama iktidarı tespit eden bir kanun yok.

Fatih'le her şey değişiyor, değil mi?

Fatih, tarihimizde gelmiş geçmiş herhangi bir sultanla mukayese edemeyeceğimiz, bir rüyası, bir ideali olan bir hükümdar. Türk devlet ananesinden gelen bir mefhum olan taht ilini, İstanbul'u almak istiyor. İstanbul'u alınca kendisini Doğu Roma imparatorlarının varisi, onların devamı gibi düşündü. Onun İran' a gönderdiği elçi hükümdara orada diyor ki, "Benim butlanım, imparatorların altın tahtı üzerinde oturuyor." Bununla övünüyor Fatih. Türk ananesinden gelen Osmanlı-İslam hükümdarlığı Orta Asya'dan siyasi olarak, devlet anlayışı olarak çok şey getirmiştir. Değişik bir İslam imparatorluğudur. Osmanlı İmparatorluğu. Fatih taht ilini, İstanbul'u ele geçirince, "Ben Doğu Roma İmparatoruyum," diyor. O kadar aşikar ki bu. Papa II. Pius kendisine bir epistola, uzun bir mektup yazıyor, "Evet, sen Roma İmparatoru olabilirsin, Doğu İmparatorluğunu ben sana tanırım. Ancak Hristiyan olman şartıyla." Epistola konusunda bizde biri yüksek lisans tezi yapmış, çok çok önemli bu. Fatih'in bu mektubu okumadığını söylüyorlar. Yanlış, Fatih bunu okudu, biliyor. Kendisi Trapezuntios, Rum ve İtalyan birtakım ulemayı sarayında topluyor, onlarla münakaşa ediyor. Sarayında bir kütüphane kuruyor. Kütüphanede bütün hümanistlerin müracaat ettikleri Rum, Yunan eserlerini İslam eserleriyle beraber kütüphanede topluyor. Bütün bunlar onun kendini ciddi olarak Doğu Roma İmparatorlarının varisi olarak gördüğüm ispat. Ama bu da nereden geliyor?

Taht ilini ele geçirmekten geliyor. Bunları bilmek için Türk tarihini çok iyi bileceksiniz.


[1] İnalcık, Halil (2015) Tarihe Düşülen Notlar, C. II, Röportajlar 1958-2015, Timaş Yayınları, İstanbul, s.37

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum