Filiz Akın'dan yıldız itirafı

117 film çeken Filiz Akın artık sinemanın kendi dönemlerindeki gibi olmadığını söyledi. akın ''benim star olduğum dönem geçti. Dünya artık sinemayı takip ediyor'' dedi

Filiz Akın'dan yıldız itirafı
24 Haziran 2013 - 18:17

Filiz Akın sinemayı 36 yıl önce bıraktı. 24 sene önce ise tek bir dizide oynadı. Ancak hala en az günümüzün yıldızları kadar saygı görüyor. Akın ile kitaplarını, yıllar önce yendiği hastalığını, oyunculuğunu ve hayatını konuştuk.

İyi bir eğitim almanıza rağmen sinema oyunculuğunu tercih etmenizin sebebi neydi?

Ankara Koleji'nden mezun olduktan sonra Orta Doğu Üniversitesi'nde mimari okumayı düşünüyordum. Annem merdivenlerden düşüp bir müddet dikiş dikemeyince bir havayolu şirketine girip çalışmak zorunda kaldım. Artist dergisinin yarışmasına bir tesadüf sonucu katıldım. Kazanıp da iş ciddiye binince, annemin de teşvikiyle yapımcıların teklifini kabul ettim.

Siz Türk Sineması'nda adeta bir devrim yaptınız; sarışın bir oyuncu olarak kendinizi başrolde kabul ettirmeyi nasıl başardınız?

Devrim mi bilmiyorum. Ama o dönem toplumdaki 'Avrupai genç kız' özlemine de denk gelmiş olabilirim. Komşumuz Yunanistan'da, yine sarışın bir artist olan Aliki Vuyuklaki'nin sevilmiş olması işimi kolaylaştırmış olabilir.

BELGİN DORUK KURALLARI

Sinemada, 'Türkan Şoray Kanunları' gibi sizin de kurallarınız var mıydı?

Bizden önce "Belgin Doruk Kuralları" vardı. Biz de onları uygulamaya çalışıyorduk.

-Başroldeki son diziniz 'Geçmiş Bahar Mimozaları'nı 24 yıl önce çevirdiniz, dizi ve film teklifleri alıyor musunuz?

Herkes gibi ben de alıyorum zaman zaman.

Peki sizi neden sinemada veya dizilerde göremiyoruz?

Ben 'Geçmiş Bahar Mimozaları'ndan önce setleri bıraktığımı söylemiştim. O çok güzel bir dizi senaryosuydu, o da "nokta" olsun istedim. Ben bir dönemin yıldızı olabilirim ama o dönem bitti. Şimdi şartlar çok başka oldu. Dünyayı takip eden, önemli festivallerde ödüller alan farklı bir sinema var artık.

Beren Saat ve Kıvanç çok başarılı

Günümüzde en beğendiğiniz erkek ve kadın oyuncular kimler, öğrenebilir miyiz?

İlk aklıma geleni söylersem mesela Kıvanç Tatlıtuğ, Cem Yılmaz, Beren Saat ve Zerrin Tekindor. O kadar sahiciler ki, insan gözünü alamıyor ekrandan

En çok beğendiğiniz yönetmen kim?

Fatih Akın ve Ferzan Özpetek'i çok beğeniyorum ama yeniden film veya dizide oynamak gibi bir niyetim yok.

Oynadığınız filmerden sizi en çok etkileyen hangisiydi?

Umutsuzlar. Yılmaz Güney'in yönettiği o film, farklı sınıflara ait iki genç arasındaki romantik bir ilişkiyi anlatıyordu. Çok çarpıcı, etkileyici bir hikayeydi.

Oynamaktan keyif aldığınız jön kimdi?

Kartal Tibet ve Ediz Hun'un set arkadaşlıkları çok güzeldir. Hem eğlenir, hem dertleşirsiniz. Yılmaz Güney'le çalışmak ise en öğretici tecrübeydi

Kazandıklarımla bir ev aldım

Sinemadan kazandıklarınızı nasıl değerlendirdiniz?

Kendime ait bir ev ve Bodrum'da eşimle ortak aldığımız bir kat var.

Şimdiki oyuncular sinemadan sizin döneminize göre daha çok mu kazanıyorlar, onlar daha mı şanslı?

Sinemadan değil dizilerden kazanıyorlar. Eh öyle de olsun yani. Biz sadece yurt içinde meşhurken onlar bütün komşularımızın hayranlığını kazandılar. Pazarı çok büyüttü bu başarı

Anne olmak müthiş bir duygu

Aile kurmaya değil de yaptıkları işe önem veren, oyunculuk ya da şarkıcılık uğruna çocuk sahibi olmayan ünlüler bazı fırsatları kaçırıyorlar mı? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kadının doğası icabı annelik çok önemli. Ama herkes nasıl mutluysa öyle yaşasın. Herkesin fikrine saygım var. Ancak şunu söyleyebilirim anne olmak müthiş bir duygu. Elbette her kadın yaşamalı.

Saçımı kendim kesiyorum bir kuaför 'ortak olalım' dedi

Ben kuaföre sadece boyaya giderim. Saçımı yıllardır kendim keserim

Filmlerinizdeki uzun sarı saçlı görünümünüz çok beğenilirdi. O saçların her gün sete hazır hale gelmesi, taranması, bakımı zor olmuyor muydu?

Evet, zordu ve bunu herkesin kendi yapması gerekiyordu. Bugün setlerde hem makyözler hem kuaförler var. Yeni nesil çok şanslı

Bugün saçlarınız kısa ama hanımlar kesiminizi çok beğeniyorlar. 'Filiz Akın Stili' diye bir şey olduğunu duydunuz mu?

Ciddi misiniz Allah aşkına!.. Saçımı kendim kesiyorum. Amma bu iltifatı sık sık yapan oluyor. Hatta şaka yollu evimizin yakınındaki bir kuaför bana ortaklık bile teklif etti.

BU İŞİN BİR SIRRI VAR

Kuaförünüz kim, kim kesiyor saçlarınızı, makyajınızı kim yapar?

Senelerce Muammer Yaprakgül çok güzel topuzlar yapmıştır bana. Belki 20 senedir sadece boyaya gidiyorum. Çok sıkıldığım için makyajımı da kendim yaparım. Saçımı da kendim keserim. Öyle muntazam sevmiyorum. Orası uzun burası kısa; aynadaki görüntüme göre kesiyorum. Bir kuaförden ortaklık teklifi bile aldım

Nasıl yani, makası alıp kendiniz mi kesiyorsunuz sahiden?

Tabii Sırrı şu, kendime göre biraz krepe yapıyorum. Ardından yaramaz çocuklar gibi saçımı şekillendirip biraz da sprey sıkıyorum.saçım ıslakken değil fönlüyken kesiyorum. Eli yatkın olmayanlar sakın denemesinler. Beğenmezlerse uzaması ve eski halini alması aylar sürebilir.

Nilüfer, Vahide ve Deniz çok güçlü kadınlar

11 yıl önce yakalandığınız kanser hastalığını yenmeyi başardınız. Bu tecrübenin size kattığı en önemli şey nedir?

Erken teşhis ve umudunu kaybetmemek. Bu ikisi çok önemli

Duyduğuma göre, kansere yakalanan Nilüfer, Vahide Gördüm ve Deniz Uğur'u arayıp tecrübelerinizi paylaşmışsınız, onlara moral vermişsiniz. Çok şükür üçü de iyileşti, bunda sizin katkınızda olmuş mudur?

Yok yok... İki moral verici lafla katkı olmaz. Onlar çok güçlü kadınlar, başarının tümü onlara ait. Arkadaşlarıma kendi tecrübemden örnek vererek umut vermişsem ne mutlu bana. Ben melek gibi, ikizim kadar yakın arkadaşımı kanserden kaybettiğim halde "Neden kansere yakalandım" demedim. Ama genelde ölüm korkusuyla insan panik oluyor.

Artık iyi bir aşçı oldum

Yemek yapmayı 40 yıl sonra öğrendiğinizi söylediniz, anneniz size öğretmedi mi?

Annem öğretmedi. Sebebi de annemin hayali kızının "Belgin Doruk" gibi sevilen sayılan bir kraliçe olup saray gibi yerlerde oturmasını istemesiydi galiba. Kraliçe yemek yapar mı hiç? "Yardımcılar olsun, yemeği onlar yapsın" diye beni mutfağa hiç sokmadı. Ama artık iyi bir aşçıyım. Kitap bile yazdım...

Sabahları çok erken 5'de kalkarım. Güne erken başlamak çok hoşuma gider. Gazetelirimi kitaplarımı okurum. Ayrı konularda notlar alırım. Ardından evimle ilgilenirim. Resim yapmayı çok severim.

Bir galerici arkadaşım sergi açma teklifinde bile bulundu. Şaka yapıyor sandım ancak çok ciddiymiş. Bakalım ileride neler olacak.

RÖPORTAJ:ŞEBNEM ÖZCAN - BUGÜN GAZETESİ

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum