Doğu Türkistan'da Uygurların ulusal uyanışı ve buna İttihatçıların etkisi

Doğu Türkistan'da Uygurların ulusal uyanışı ve buna İttihatçıların etkisi
08 Nisan 2024 - 09:52 - Güncelleme: 08 Nisan 2024 - 09:58
Doğu Türkistan’da Uygurların ulusal uyanışı ve buna İttihatçıların etkisi

Mehmet Akif Erdoğru

Uygurların ulusal uyanışında İstanbul’dan Doğu Türkistan’a gönderilen Türkçü ve Turancı öğretmenlerin rolü büyüktür. Bunlardan en ünlüsü Rodoslu Ahmet Kemal (İlkul)dur. Onun anıları İstanbul’daki İttihatçılar ile Kaşgar, Atruş ve Gulca’daki Müslümanların bağlantısını göstermesi açısından değerlidir. Burada, Ahmet Kemal’in Doğu Türkistan tarihi açısından önemli belgeler içeren arşivinin Rodos’ta evlatlarının elinde olduğunu ve incelenmeyi beklediğini de belirtmek isterim.
Uygurların modern eğitim almasında ve uyanmasında Musa Bay (of) ailesinin (Musa Bay, oğlu Hüseyin Bay (1844-1926) ve oğlu Bahavudun Bay (1851-1928) rolü büyüktür. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Doğu Türkistan’da uluslararası ticaretten Dungan tacirler zenginleşirken, Uygur tacir Musa Bay da (Musabayov), Rusya ve Avrupa ile ticaret yapmaya başladı ve epeyce zenginleşti. Kuzey Batı Sincan’da bulunan Gulca şehrinde (Yining) deri fabrikası olan Hüseyin Bay, İstanbul, Moskova, Berlin ve Paris’e seyahatler yaptı ve oralardaki eğitim sistemini inceledi. 1885’te Artuş’ta klasik eğitim kurumu olan medreseden farklı olarak Müslüman çocukların (kızlar da dâhil) modern eğitim alması için yeni bir ilkokul açtı. Bu okulda İslami bilgilerin yanı sıra, modern bilimleri de öğretmek istedi. Başlangıçta okulun öğretmenleri yerel Müslümanlardan seçilmişti, ancak Hüseyin Bay bunu yeterli göremeyerek modern eğitim teknik ve bilgilerini öğrenmemek için bu öğretmeleri evvela Kazan’a gönderdi. Bu öğretmenler, yenilenmiş olarak Artuş’a döndüler ve okulun müfredatına yeni dersler eklediler. Okulun müfredatı Kazan ve İstanbul’daki modern okulların müfredatıyla hemen hemen aynıydı. Hüseyin Bay, Ceditçilerin, usül-i cedid’inden etkilenmişti. Müfredata, dil, matematik, edebiyat, tarih, coğrafya, tabiat bilgisi, sanat, tıp, Rusça, Arapça ve Çince dersleri koydurdu. Yetenekli öğrencileri eğitim için yurtdışına gönderdi.
Hüseyin Bay, 1903’te, Moskova’daki uluslararası fuara davet edildi. Sincan ve İç Asya’ya ait yerel ürünleri Moskova’da satarak çok para elde etti. Özbek tacirlerden aldığı pamuğu İngilizlere satıyordu. Kuru meyve, çay, ipek, koyun yünü, tekstil, tekstil boyası ve yeşim taşı (Hoten’de çıkan) onun sattığı ticari mallar arasındaydı. İstanbul yoluyla hacca gitti. Mekke’de bir dükkân açtı. Alman müteşebbislerle irtibat kurdu ve İstanbul-Bağdat Demiryolu inşaatına malzeme sattı. 1904’te kardeşi Bahaeddin Bay’ı teknoloji öğrenmesi için Almanya’ya gönderdi. 1910-1915 yılları arasında bu iki kardeşin şirketi çok zenginleşti. Bu iki kardeş, Uygur halkının ticari becerilerinden yararlanarak Rus pazarlarına girdi. Eğitime ve uluslararası ticarete yatırım yaptılar (Mei Ding, The Traveling Minzu: Uyghur Muslim Migration and the Negotiation of Identities). 1906’da İstanbul’da Darüşşafaka’ya büyük miktarda nakdi bağış yaptı. Kitabet dersi de veren okulun müdürü Ali Rıza Bey, bu bağıştan fevkalade memnun oldu ve bu olayın, başka zengin Müslüman tacirleri de bağış yapmaya teşvik edeceğini düşünerek gazetelerde yayınlanmasını istedi. Uygur Musa Bay Ailesi, İstanbul ile irtibatını kesmedi. Aile bireylerinin bazıları, İstanbul’da eğitim almaya devam ettiler. Bu bağlantı ve ilgi, Cumhuriyet devrinde de devam etti.


Hüseyin Bay’ın İttihatçılarla İrtibatı
Hüseyin Bay, 1913’te İstanbul’a eğitim sistemini incelemek üzere bir heyet gönderdi. Bu heyetin amacı, modern eğitim tekniklerinden haberdar olan öğretmenleri Doğu Türkistan’a davet etmekti. Bunun sonucu olarak, Talat Paşa ve Ziya Gökalp’ın teşvik ve önerisiyle, İttihatçı Rodoslu Ahmed Kemal, Kaşgar’a gönderildi. Rodos İtalyanlar tarafından işgal edildiği için Ahmed Kemal, Rodos’a dönemiyordu. Hüseyniye Mekteplerinin müfredatı, Türkçü ve Turancı ideolojiye göre ayarlanmıştı. Ders kitapları İstanbul’dan getirtiliyor, Ahmed Kemal’in yazdığı Türkiye Türkçesindeki oyunlar oynanıyor, Türkçe şarkılar söyleniyor, tarih ve coğrafya konularında Türkçe kurslar düzenleniyordu. Öğrencilerin önlükleri bile İstanbul’da Osmanlı sarayında giyilen tarzdaydı. Uygur öğrencilere Osmanlı sultanının halife olduğu ve biat edilmesi gerektiği öğretiliyordu. Bu tür yenilikler, Molla Umar Ahund Bay gibi yerel Müslüman muhafazakârları rahatsız etti. Bu zat, Urumçi’deki Çinli valiye bu okulların kapatılması için dilekçe verdi. 1915’te Ahmed Kemal ve ekibi, yakalandı ama bu durum modern eğitim isteyen Uygur Müslümanları arasında bir tepki yarattı. Kaşgar’ın yeni valisi Ma Şaovu, Gansu’daki bir Nakşi şeyhi, bu tür okulların açılması için şahsen valiye başvurdular. Bu başvuru sayesinde Urumçi’deki genel vali Yang, yumuşadı ve Bahaeddin Bay’a okulunu yeniden açması için izin verdi ama bir şart koştu: müfredata Beden Eğitimi ile Çince dersi eklenecekti.
Amerikan tarihçi James Millward’a göre, bu iki ders, bu okulları, Çin tarafından yenice açılan diğer okulların müfredatına yaklaştırmıştır. Bahaeddin Bay, Kaşgar’da okulunu yeniden açtı ama öğrenci sayısı azaldı. Beden eğitimi dersinin etkisini gösteren en önemli olay, Müslüman Uygur öğrencilerin futbol oynamaya başlaması ve İngiliz ve İsveç futbol takımlarını yenmesidir. Kaşgar’daki İngiliz konsolosunun, kendi takımının yenildiğini görmemek için maç bitmeden sahadan ayrıldığı söylenir. Uygur öğrenciler, sonuçta, iddia olarak konulan, at ve eyer takımlarını kazanmışlardı. Rus konsolosu da İngilizlerin yenilgisini fırsata çevirmek için Uygur öğrencileri hemen tebrik etmiştir. Artuş ve Kaşgar’daki okullar (Darülmuallimin-i İttihad), Uygurlar arasındaki ilk ceditçi okullardı. Modern müfredatla, sağlıklı Türkçü ve Turancı modern öğretmenler yetiştirmeyi amaçlıyordu. Ancak Çin, 1917’de Almanya ile ilişkilerini kesince (Osmanlı Türkleri orada Almanya tarafından himaye ediliyordu), Sincan’daki Osmanlı Türkleri de Sincan’daki diplomatik temsilciliklerini kapatmak zorunda kaldılar. Gönderilen öğretmenler ve Türk savaş esirleri ülkelerine geri gönderildiler. Hem Hüseyin Bay hem de kardeşi Bahaeddin Bay tarafından açılan bu okullar, Çarlık Rusyası, Osmanlı İstanbul’u ve Avrupa’dan alınan eğitim modellerini Sincan’a taşımaya hedefliyordu. Okullarda yeni fikirler öğretiliyor, özellikle İstanbul kaynaklı fikirler bazı milliyetçilere ilham veriyordu. Nitekim Doğu Türkistan Cumhuriyetinin kurucuları arasında bu fikirlerden etkilenen kişiler vardı. Demek ki Uygurların modernleşmesi, Nakşibendiler, İttihatçılar, bazı zengin modern dünyayı takip eden Uygur tacirleri, İsveç misyonerleri ve İngilizler tarafından desteklenmiştir. Uygurları engelleyen faktörler ise, kendi içlerindeki menfaatçi, mürteci ve Çin’e bağımlı muhafazakâr mollalar, Çin hükümetinin müdahalesi ve yenilikçi fikirlerin yararının farkında olmayan ve onu talep etmeyen geniş Uygur kitleleridir.
Belge: Uygur Hüseyin Bay’ın Darüşşafaka’ya nakdi bağışına dair.
Darüşşafaka, adet: 132.
Maarif-i Umumiye Nezaret-i aliyyesine,
Devletlü efendim hazretleri,
Türkistan-ı Çini’nin Gulca şehri ahali-i İslamiyyesinden Hüseyin Bey Musabayof nam zat hamiyet-şiar bu kere Darüşşafaka talebesinin masarıf-ı zaruriyyelerine sarf olunmak üzere mektebe yedi bin dört yüz yetmiş beş (7475) kuruş ihda ve teslim eylemiş mumaileyhin işbu eser-i hamiyyet ve fütüvveti sezavar-ı takdir bulunmuş olduğundan emsaline medar-ı teşvik olmak üzere suret-i halin gazetelerle ilanı hususunun lazım gelenlere emr ü irade buyrulmak babında hazreti men lehü’l-emrindir fi 11 Şevval sene 1324 ve fi 14 Teşrinisani sene 1322 (27 Kasım 1906)
Darüşşafaka Müdürü Ali Rıza (Osmanlı Arşivi, MF. MKT. 969/34)

Not: Görsel Kaynak: 
Görsel kaynak: Osmanlı Belgelerinde  Doğu Türkistan, https://www.doguturkistander.org/2020/04/14/osmanli-belgelerinde-dogu-turkistan/ (yayıncı)
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum