Ergül ALTAŞ yazdı: ÇANTALARIN YÜKÜ İNSANLARIN KÜLTÜRÜ

Büyük şehirlerin trafiği içinden çıkılmaz olur. Servis ücretleri bilmem yüzde kaç artar. Kırtasiye ve forma fiyatları velilerin belini büker

Ergül ALTAŞ yazdı: ÇANTALARIN YÜKÜ İNSANLARIN KÜLTÜRÜ
11 Ekim 2016 - 19:56

ÇANTALARIN YÜKÜ İNSANLARIN KÜLTÜRÜ

Büyük şehirlerin trafiği içinden çıkılmaz olur. Servis ücretleri bilmem yüzde kaç artar. Kırtasiye ve forma fiyatları velilerin belini büker. Müfredat ağır, sınavlar zordur. Okul kalkamaz bu ağır yükün altından. Yardımcı kitaplar girer devreye. Dershaneler etüt merkezi olarak yoluna devam eder. Sabahın köründe okul yolunda uykulu gözlerini ovuşturan çocuklar görülür.

Her eylül böyle olur. Maarif sorunumuz masaya yatırılır.

Yediden yetmişe hepimiz birer eğitim uzmanı kesiliriz. Kronikleşmiş asırlık sorunların çözümü bizdedir. Şu maarifin başına bizi geçirseler ortada sorun falan kalmaz. Elimizde sihirli değnek, bir okus pokus; oldubitti maşallah!

Televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında boy gösteririz. Kahvehanede okey masasında dördüncüyü beklerken alırız sazı elimize. Bir türlü sevdiremediğimiz matematik dersine, öğretemediğimiz İngilizce’ye, amacından fersah fersah uzak müzik ve resim derslerine kesin ve kati çözümler sunarız. Ezberci eğitimin zararlarını sayıp dökeriz ezberden.

Ben durur muyum? Kendi çapımda, içinde bulunduğum eğitim öğretim faaliyetinin sorunlarının çözümüne karınca kararınca bir katkı da ben sunmak isterim.

Çocuklarımız iki büklüm, o çantaların içinde ne taşıyor? Çantaların içinde ne varsa kafaların içinde de o vardır.

Bunu bilmeyecek ne var. Kalem, defter, ders kitapları, boya kalemleri…  Bunlara benzer şeyler.

Hepsi bu mu? Hadi beraber düşünelim.

Söz konusu olan beslenme çantası ise elbette süt, yumurta, poğaça, sandviç, bir avuç kuru yemiş olur. Evet, beslenme çantası önemli. Bunu hiç birimiz inkâr edemeyiz. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Sağlıklı bir nesil istiyorsak beslenmenin hakkını vermeliyiz. Bedenlerin beslenmesine gereken önemi verdik diyelim. Şimdi geçelim zihin ve ruh sağlığı için gerekli olan beslenmeye.

Bir öğrencinin çantasına en çok yakışan yük kitaptır. Yaşına, sınıfına, ilgisine uygun; kültürünü öğreten, kimliğini benimseten kitaplar olmalı çantasında, elinde, evinde.  Daha ilkokulda arkadaş olmalı Keloğlan’la. Karagöz ile Hacivat’a selam vermeli. Nasrettin Hocayla gülmeli, Yunus Emre’yi duymalı. Bugünden yarına uzun soluklu bir yolculuğa çıkarken rüzgârını dünden almalı ki yolda kalmasın, yolunu şaşırmasın. Temel sağlam olunca üzerinde yükselen yapı kalıcı olur, güzel olur, bizim olur.  

Ortaokul çocuğunun çantasını açınca bizleri Ömer Seyfettin, Sait Faik karşılamalı. Yunus Emre’yle, Mevlana’yla yürümeye devam etmeli. Karacaoğlan gönül telini titretmeli. Akıl danışacağı vakit Dede Korkut’u yanı başında bulmalı.

Lise öğrencisinin çantasını bizi biz yapan kitaplar doldurmalı. Hoca Ahmet Yesevi’den hikmet, Yunus’tan aşk meşk etmeli. Şeyh Galip’i bilmeli, Mehmet Akif’i ezberlemeli. Yahya Kemal’den Kendi Gök Kubbemiz’i tanımalı. Evliya Çelebi’yle coğrafyamızı dolaşmalı.

Üniversiteye gelince bırakalım gençleri kendi haline. Dizimizin dibinden, gözümüzün önünden ayrıldılar diye gam çekmeyelim, endişelenip merakta kalmayalım. İlk ve orta mektepte kendi öz suyuyla boy atan gençlerin varacağı yer gök ülkedir, kızıl elmadır.

Peki, gelelim zurnanın zırt dediği yere. Çuvaldızı ele, iğneyi kendimize batıralım. Bizim çantalarımızda ne var? Sigara, çakmak, tespih, telefon, cüzdan, ıvır zıvır. Kitap var mı kitap? Çoğumuzun bu soru karşısında boynu büküldü değil mi? Annesi, babası, öğretmeni okumayan çocuktan kitap okumasını beklersek sonuç görünen köy gibi olur.

Erkekler el çantalarında bir şiir veya deneme kitabı taşısa. Parkta soluklanırken, şirin bir çay ocağında çayını yudumlarken açsa. Şiirle kıvamını bulmuş çay içimizi başka türlü ısıtmaz mı? Hanımların yanından ayırmadığı şık çantalarına kitap ne çok yakışır.

Çantaların yükü, insanların kültürüdür. Geleceğimizin teminatıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum