Manisa’nın Bilinen Ve Bilinmeyen Değerleri Yazı Serisi: (12)
Bahçıvan ve Öğretmen (KENAN TOZAK)
Bahçıvan ve Öğretmen (KENAN TOZAK)
Mevlana’nın “Hangi tohumu, toprağa attın da yeşermedi.” sözü, eğitim hayatımda en büyük düstur olmuştur. Bahçıvan sahip olduğu toprağa iyi tohum ekerse iyi mahsul alır, kötü tohum ekerse istenilen mahsulü elde edemez. Hele sahip olduğu toprağı ve bahçeyi boş bırakırsa orada yabani otlar ve dikenler biter. Bahçıvan açısından en mutlu an, ektiği tohumların yeşermesi ve diktiği fidanların ağaç olup meyve vermesidir.
Toprak ne ise beyinler de odur. Bahçıvan diktiği elma fidanından armut devşiremez. Toprak nankör değildir. Ne ekersen onu verir. Buğday ekersen buğday, deve tikeni tohumu saçarsan deve tikeni biçersin.
Öğretmen de bahçıvan gibidir. O da beyinlere tohum saçar. Bir farkla, bahçıvan ektiği buğdayı bir sene sonra, diktiği fidanında meyvesini 10 yıl sonra toplamaya başlar. Ama öğretmen ise ektiği tohumların meyvesini otuz ile 50 yıl sonra görmeye başlar. Öğretmen de öğrencilerine iyi eğitim verirse ülkesine ve insanlığa yararlı ve hayırlı insanlar yetiştirir, kötü eğitim verirse okuduğu okula Molotof atan, güvenliğini sağlayan polisine, hasta taşıyan ambulansına taş atan veya devletin kendisine emanet ettiği uçakla, tankla içinde bulunduğu kurumu bombalayan veya çoluk çocuğunun karnını doyurduğu, ekmek yediği çalıştığı kuruma ihanet edip, kurumun mahrem bilgilerini, milletinin düşmanlarına satan casuslar yetiştirir.
İlk görev yaptığım Biga İ. H. Okulu ile Salihli Lisesi, Salihli 50. Yıl O. Ok. Kırkağaç Lisesi, Osmancalı O. Ok. Muradiye Lisesi ve Manisa Lisesi’nden bin değil, on binlerce öğrencim oldu. Bunlar içerisinde çok değerli öğrencilerim yetişti. Buralardan mezun öğrencilerimin konumlarını zaman zaman köşe yazılarımda onurla ve gururla söz konusu ediyorum, yazıyorum. Bu yazımda ise Kırkağaç Lisesi Müdürü iken çok değerli iki öğrencimin iki özelliğini asla unutmuş değilim. Biri, öğretmen Hulki ZORLU’nun“ SAKARYATÜRKÜSÜ” şiirini okuyuşu, ikincisi de CBÜ. Öğretim görevlisi Kenan TOZAK’ın “ ÇANAKKELE ŞEHİTLERİ” şiirini okuyuşu ile “Çanakkale Şehitleri”ni anlatışı. Ne zaman bu iki şiir hatırıma gelse bu iki öğrencimin ismi ve sesi kulağımda çağrışım yapar çınlar. “Manisa’nın Bilinmeyen Değerleri” başlıklı yazı serimde, siz okurlarıma Kenan TOZAK’tan söz edeceğim. Pekala, Kenan Tozak Kimdir?
İlk öğretmenliğe başladığı Tavas Lisesi’nden, Muğla Üniversitesi ve sonrasında C.B. Üniversitesine kadar çalıştığı her kurumda Çanakkale, ve İstiklal Savaşı şehitlerini özümseyerek TRT kanallarında, okullarda, gençlerimize en iyi anlatan, mübalağa yapmadan söylüyorum öğrencim C.B.Üniversitesi öğr. görevlisi Kenan Tozak’tır.
Pekâlâ neden?
Çünkü Kenan Tozak, Balkanlarda Kaymakam sülalesi olarak bilinen mübadil bir ailenin Türkiye’de 4. nesil torunudur. Tehcir eden her aile gibi çileli bir ailedir. Büyük dedelerinden merhum Hasan efendi, Balkan tehcirinden önce, Atatürk’ün de okuduğu askeri İdadi’nin bulunduğu Balkanların bilinen şehri Manastır Kaymakamıdır. Balkanlarda Osmanlı zaafa düşünce, bunu fırsat bilen Bulgar, Sırp, Hırvat, Yunan isyanları karşısında Türkler çok büyük ihanetlere maruz kalarak Anadolu’ya göçe başlamıştır. Maiyeti altında çalışan Yunan, Sırp ve Hırvatlar’ın ihanetini bire bir yaşayan aile çok büyük cefalara maruz kalır. 1938 yılında balkanlardan göç eden eşimin anneannesinden dinlemiştim. Bulundukları köye Sırplar baskın yapar. Tarla- takka, ambardaki zahireler, ahırda hayvanlar, kümesteki tavuklar, yıkadığı çamaşırlar ipte. Arkalarına bakmadan yola düşerler. Tıpkı Suriye’de, Miyammarda içimizin burkularak izlediğimiz göçler gibi.
Balkanlarda Kaymakamlar sülalesi olan olarak bilinen ailenin Türkiye’de 4.kuşak torunu olarak Kırkağaç’ta doğup büyüyen Kenan Tozak, çocukken aile büyüklerinden göç hikayelerini dinleyerek büyür. Balkanlarda ve Milli mücadele döneminde Yunanlıların ihanetlerini, yaptıkları mezalimliklerini birinci ağızdan dinleyerek öğrenir. İlkokulda okurken bir merasim sonucu elinde bayrakla eve gelen Kenan, bayrağı yere koyar. Dedesi Kenan’ın yere koyduğu bayrağı alır, öper ve duvara asar. Sonra da kümesten bir horoz çıkarır, keser ve der ki :“ Kenan oğlum! Bayrak, kan akıtılmadan yerden kalkmaz.” diyerek, Kenan’a unutamayacağı bir bayrak nasihatinde bulunur. Ailede gördüğü milli duyarlılık çocuk yaştaki Kenan’ın milli duygularını pekiştirir. Liseden mezun olup öğretmen olduktan sonra görev yaptığı okullarda ilk işi, halk oyunları ve tiyatro toplulukları kurarak Çanakkale şehitleri ile milli ve manevi değerlere yönelik, tarihi olayları konu alan Tiyatro eserlerini sahneye koymak olur. Askerliğini Sarıkamış’ta yapması şehitlere olan duyarlılığını daha da pekiştirir. Arkadaşlarıyla Allah-ü Ekber dağlarının eteklerinden topladıkları şehit kemiklerini gözyaşları içinde dualarla tekrar toprağa defnederler.
Babaannesinin de babası bir Çanakkale şehidi olan Kenan Tozak, 1986 yılında askerlik dönüşü Çanakkale’de şehit olan büyük dedesinin izini sürmeye başlar. Çalışmalarını “Çanakkale’yi Destanlaştıran Ruh” adı altında yoğunlaştırır. Başta Çanakkale şehitleri olmak üzere birçok ilde Şehitleri anlatan fotoğraf sergisi, TV programlarıyla şehitlerimize layık bir şehit torunu olarak faaliyetlerini sürdürür. Kesintisiz olarak sürdürmeye devam etmektedir.
“ÇANAKALE DESTANI FOTOĞRAF SERGİSİ” Manisa’mızdan başlayıp Türkiye’nin birçok yerinde milyonlara ulaşmıştır. Gittiği her yerde coşkuyla karşılanan sergi Milli bilincin oluşmasına katkı sağlamıştır.
Hele sergide bir öğrencinin anı defterine bıraktığı“Buraya benden tarih düşmemi istiyorsunuz. Hiç gözyaşıyla tarih yazılır mı? Yazılırsa, buna gözyaşı mı yeter?” İfadesi KenanTozak’ı derinden etkiler, yaptıkları faaliyetlerin boşa gitmediğini görür.
Mesai dışında kalan zamanlarını tamamen şehitler ve sosyal faaliyetler üzerine yoğunlaştıran Kenan Tozak bu süre içerisinde:
1- Görev yaptığı yerlerde sayısız şehitleri anma törenlerinin yanında açtığı ücretsiz halk oyunları kurslarıyla Türkiye genelinde bir çok ödüller almıştır.
2- 1993 yılında Muğla Üniversitesine geçtikten sonra Muğla Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulunun kurulmasına ve kurucu idareciliğinin yanında üniversitede kuruluşunda yer aldığı kültür ve spor kulübüyle Muğla ve ilçelerinde Sosyal ve spor amaçlı çalışmalarda bulunmuştur. Çanakkale Şehitlerini anma törenleri ve resim sergileri düzenlemiştir.
3- 2000 yılında C.B.Üniversitesinde göreve başlamıştır. Manisa Aydınlar Ocağı genel sekreterliği, Manisalılar Derneği yönetim kurulu üyesi, Manisa stratejik araştırmalar derneğinin kurucusu genel sekreterliği, Merhum Bülent Koşmaz Sağlık ve Eğitim Vakfı’nın (BÜKSEV) başkan yardımcılığı görevlerini yürütmektedir.
4- Manisa Belediyesinin hayata geçirdiği “ ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ANITI VE ATATÜRK SERGİ SALONU’nun Manisa’mıza kazandırılmasına öncülük etmiştir.
5- Çanakkale Zaferinin 90’ıncı yıl dönümü olan 2005 yılında “ ŞEHİTLERE AHDE VEFA” düşüncesiyle, Kıbrıs dahil sekiz üniversiteden gelen birer temsilci öğrenci olmak üzere toplam 1915 C.B.Üniversitesi öğrencisiyle “ATANIN YOLUNDA KAZANDIĞIMIZ AN, O ANDIR 57’Cİ ALAY YÜRÜYÜŞÜNÜ”hayata geçirmiştir.
2006 yılında Genel Kurmay ile Kızılay’ın verdiği destek ile Türkiye genelinden 10.000 ni aşkın öğrenciyi 57’inci Alay yürüyüşünde buluşturmuştur. Genel Kurmay Başkanlığı ve Kızılay’ın kurduğu çadırlarda geceleyen öğrencilere akşam karavana, sabah kahvaltısında da 57. Alay Mehmetçiklerinin yediği kırık buğday çorbası ikram edilerek, öğrencilere 91 yıl öncesini yaşatmışlardır.
Kenan Tozak’ın başlattığı 57’ci Alay yürüyüşü Gençlik ve Spor Bakanlığının desteği ile her yıl 25 Nisanda yüksek katılımla yürütülmektedir.
Kenan Tozak’ın Çanakkale şehitleri üzerine faaliyetleri, TV.lerdeki söyleşileri, sergiler, okullarda ve sivil toplum kuruluşlarında verdiği sayısız konferanslarına devletimiz de duyarsız kalmamıştır. Bu faaliyetleri karşısında resmi kurum ve sivil toplum kuruluşlarından aldığı sayısız takdir ve teşekkür belgeleriyle ödüllendirilmiştir. Kenan Tozak’ın, aldığı ödülleri, sanki kendim almış gibi sevinmekteyim. Efendiliği, bilgisi, görgüsü ve kültürüyle Vatan ve Millet aşığı, kendisini bu değerlere vakfetmiş bir öğrencimdir. Şehitlerimize yönelik “Ahde vefa “ çalışmasını yürekten destekliyorum. Bu yolda Rabbimden kendisine gayret temenni ediyorum.
Yazım uzun oldu ama tahammülünüze sığınarak yazımı Çin’li Ozan Kuan- Tzu’ bir sözüyle bitireyim:
“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, ama yüz yıl sonrasını istiyorsan halkı eğit”
Meslektaşlarım gibi ben de yüz yıla kalmadan 30 ile 50 yıl önce Kenan gibi nice diktiğimiz fidanların bugün meyveye dönüşmesini görmenin manevi hazzını yaşıyorum. Ve tekrar soruyorum Kenan Tozak kimdir?
El cevap; Öğrencim Kenan Tozak, şehitlerimizin dili, sesi ve ruhudur. Şehitlerimize layık bir vatan evladı olarak Rabbim çalışmalarını daim eylesin. Amin…
Not: Manisa- Şehzadeler İlçesinin Değerli Kaymakamı Sayın Cemal Hüsnü BAYKARA beyefendiyi makamında ziyaret ederek, yeni çıkan “ Yaşanmış İbretli Anılarla OKUL MÜDÜRÜRÜN GÜNLÜĞÜNDEN” ile “ TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN PİŞMANLIKLAR” adlı kitaplarımı kendilerine takdim ettim. Zaman ayırıp misafir eden Sayın Kaymakamımıza teşekkür ederim. Kitaplarımı talep eden okurlarım internetten veya [email protected] adresinden temin edebilirler.
Toprak ne ise beyinler de odur. Bahçıvan diktiği elma fidanından armut devşiremez. Toprak nankör değildir. Ne ekersen onu verir. Buğday ekersen buğday, deve tikeni tohumu saçarsan deve tikeni biçersin.
Öğretmen de bahçıvan gibidir. O da beyinlere tohum saçar. Bir farkla, bahçıvan ektiği buğdayı bir sene sonra, diktiği fidanında meyvesini 10 yıl sonra toplamaya başlar. Ama öğretmen ise ektiği tohumların meyvesini otuz ile 50 yıl sonra görmeye başlar. Öğretmen de öğrencilerine iyi eğitim verirse ülkesine ve insanlığa yararlı ve hayırlı insanlar yetiştirir, kötü eğitim verirse okuduğu okula Molotof atan, güvenliğini sağlayan polisine, hasta taşıyan ambulansına taş atan veya devletin kendisine emanet ettiği uçakla, tankla içinde bulunduğu kurumu bombalayan veya çoluk çocuğunun karnını doyurduğu, ekmek yediği çalıştığı kuruma ihanet edip, kurumun mahrem bilgilerini, milletinin düşmanlarına satan casuslar yetiştirir.
İlk görev yaptığım Biga İ. H. Okulu ile Salihli Lisesi, Salihli 50. Yıl O. Ok. Kırkağaç Lisesi, Osmancalı O. Ok. Muradiye Lisesi ve Manisa Lisesi’nden bin değil, on binlerce öğrencim oldu. Bunlar içerisinde çok değerli öğrencilerim yetişti. Buralardan mezun öğrencilerimin konumlarını zaman zaman köşe yazılarımda onurla ve gururla söz konusu ediyorum, yazıyorum. Bu yazımda ise Kırkağaç Lisesi Müdürü iken çok değerli iki öğrencimin iki özelliğini asla unutmuş değilim. Biri, öğretmen Hulki ZORLU’nun“ SAKARYATÜRKÜSÜ” şiirini okuyuşu, ikincisi de CBÜ. Öğretim görevlisi Kenan TOZAK’ın “ ÇANAKKELE ŞEHİTLERİ” şiirini okuyuşu ile “Çanakkale Şehitleri”ni anlatışı. Ne zaman bu iki şiir hatırıma gelse bu iki öğrencimin ismi ve sesi kulağımda çağrışım yapar çınlar. “Manisa’nın Bilinmeyen Değerleri” başlıklı yazı serimde, siz okurlarıma Kenan TOZAK’tan söz edeceğim. Pekala, Kenan Tozak Kimdir?
İlk öğretmenliğe başladığı Tavas Lisesi’nden, Muğla Üniversitesi ve sonrasında C.B. Üniversitesine kadar çalıştığı her kurumda Çanakkale, ve İstiklal Savaşı şehitlerini özümseyerek TRT kanallarında, okullarda, gençlerimize en iyi anlatan, mübalağa yapmadan söylüyorum öğrencim C.B.Üniversitesi öğr. görevlisi Kenan Tozak’tır.
Pekâlâ neden?
Çünkü Kenan Tozak, Balkanlarda Kaymakam sülalesi olarak bilinen mübadil bir ailenin Türkiye’de 4. nesil torunudur. Tehcir eden her aile gibi çileli bir ailedir. Büyük dedelerinden merhum Hasan efendi, Balkan tehcirinden önce, Atatürk’ün de okuduğu askeri İdadi’nin bulunduğu Balkanların bilinen şehri Manastır Kaymakamıdır. Balkanlarda Osmanlı zaafa düşünce, bunu fırsat bilen Bulgar, Sırp, Hırvat, Yunan isyanları karşısında Türkler çok büyük ihanetlere maruz kalarak Anadolu’ya göçe başlamıştır. Maiyeti altında çalışan Yunan, Sırp ve Hırvatlar’ın ihanetini bire bir yaşayan aile çok büyük cefalara maruz kalır. 1938 yılında balkanlardan göç eden eşimin anneannesinden dinlemiştim. Bulundukları köye Sırplar baskın yapar. Tarla- takka, ambardaki zahireler, ahırda hayvanlar, kümesteki tavuklar, yıkadığı çamaşırlar ipte. Arkalarına bakmadan yola düşerler. Tıpkı Suriye’de, Miyammarda içimizin burkularak izlediğimiz göçler gibi.
Balkanlarda Kaymakamlar sülalesi olan olarak bilinen ailenin Türkiye’de 4.kuşak torunu olarak Kırkağaç’ta doğup büyüyen Kenan Tozak, çocukken aile büyüklerinden göç hikayelerini dinleyerek büyür. Balkanlarda ve Milli mücadele döneminde Yunanlıların ihanetlerini, yaptıkları mezalimliklerini birinci ağızdan dinleyerek öğrenir. İlkokulda okurken bir merasim sonucu elinde bayrakla eve gelen Kenan, bayrağı yere koyar. Dedesi Kenan’ın yere koyduğu bayrağı alır, öper ve duvara asar. Sonra da kümesten bir horoz çıkarır, keser ve der ki :“ Kenan oğlum! Bayrak, kan akıtılmadan yerden kalkmaz.” diyerek, Kenan’a unutamayacağı bir bayrak nasihatinde bulunur. Ailede gördüğü milli duyarlılık çocuk yaştaki Kenan’ın milli duygularını pekiştirir. Liseden mezun olup öğretmen olduktan sonra görev yaptığı okullarda ilk işi, halk oyunları ve tiyatro toplulukları kurarak Çanakkale şehitleri ile milli ve manevi değerlere yönelik, tarihi olayları konu alan Tiyatro eserlerini sahneye koymak olur. Askerliğini Sarıkamış’ta yapması şehitlere olan duyarlılığını daha da pekiştirir. Arkadaşlarıyla Allah-ü Ekber dağlarının eteklerinden topladıkları şehit kemiklerini gözyaşları içinde dualarla tekrar toprağa defnederler.
Babaannesinin de babası bir Çanakkale şehidi olan Kenan Tozak, 1986 yılında askerlik dönüşü Çanakkale’de şehit olan büyük dedesinin izini sürmeye başlar. Çalışmalarını “Çanakkale’yi Destanlaştıran Ruh” adı altında yoğunlaştırır. Başta Çanakkale şehitleri olmak üzere birçok ilde Şehitleri anlatan fotoğraf sergisi, TV programlarıyla şehitlerimize layık bir şehit torunu olarak faaliyetlerini sürdürür. Kesintisiz olarak sürdürmeye devam etmektedir.
“ÇANAKALE DESTANI FOTOĞRAF SERGİSİ” Manisa’mızdan başlayıp Türkiye’nin birçok yerinde milyonlara ulaşmıştır. Gittiği her yerde coşkuyla karşılanan sergi Milli bilincin oluşmasına katkı sağlamıştır.
Hele sergide bir öğrencinin anı defterine bıraktığı“Buraya benden tarih düşmemi istiyorsunuz. Hiç gözyaşıyla tarih yazılır mı? Yazılırsa, buna gözyaşı mı yeter?” İfadesi KenanTozak’ı derinden etkiler, yaptıkları faaliyetlerin boşa gitmediğini görür.
Mesai dışında kalan zamanlarını tamamen şehitler ve sosyal faaliyetler üzerine yoğunlaştıran Kenan Tozak bu süre içerisinde:
1- Görev yaptığı yerlerde sayısız şehitleri anma törenlerinin yanında açtığı ücretsiz halk oyunları kurslarıyla Türkiye genelinde bir çok ödüller almıştır.
2- 1993 yılında Muğla Üniversitesine geçtikten sonra Muğla Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulunun kurulmasına ve kurucu idareciliğinin yanında üniversitede kuruluşunda yer aldığı kültür ve spor kulübüyle Muğla ve ilçelerinde Sosyal ve spor amaçlı çalışmalarda bulunmuştur. Çanakkale Şehitlerini anma törenleri ve resim sergileri düzenlemiştir.
3- 2000 yılında C.B.Üniversitesinde göreve başlamıştır. Manisa Aydınlar Ocağı genel sekreterliği, Manisalılar Derneği yönetim kurulu üyesi, Manisa stratejik araştırmalar derneğinin kurucusu genel sekreterliği, Merhum Bülent Koşmaz Sağlık ve Eğitim Vakfı’nın (BÜKSEV) başkan yardımcılığı görevlerini yürütmektedir.
4- Manisa Belediyesinin hayata geçirdiği “ ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ANITI VE ATATÜRK SERGİ SALONU’nun Manisa’mıza kazandırılmasına öncülük etmiştir.
5- Çanakkale Zaferinin 90’ıncı yıl dönümü olan 2005 yılında “ ŞEHİTLERE AHDE VEFA” düşüncesiyle, Kıbrıs dahil sekiz üniversiteden gelen birer temsilci öğrenci olmak üzere toplam 1915 C.B.Üniversitesi öğrencisiyle “ATANIN YOLUNDA KAZANDIĞIMIZ AN, O ANDIR 57’Cİ ALAY YÜRÜYÜŞÜNÜ”hayata geçirmiştir.
2006 yılında Genel Kurmay ile Kızılay’ın verdiği destek ile Türkiye genelinden 10.000 ni aşkın öğrenciyi 57’inci Alay yürüyüşünde buluşturmuştur. Genel Kurmay Başkanlığı ve Kızılay’ın kurduğu çadırlarda geceleyen öğrencilere akşam karavana, sabah kahvaltısında da 57. Alay Mehmetçiklerinin yediği kırık buğday çorbası ikram edilerek, öğrencilere 91 yıl öncesini yaşatmışlardır.
Kenan Tozak’ın başlattığı 57’ci Alay yürüyüşü Gençlik ve Spor Bakanlığının desteği ile her yıl 25 Nisanda yüksek katılımla yürütülmektedir.
Kenan Tozak’ın Çanakkale şehitleri üzerine faaliyetleri, TV.lerdeki söyleşileri, sergiler, okullarda ve sivil toplum kuruluşlarında verdiği sayısız konferanslarına devletimiz de duyarsız kalmamıştır. Bu faaliyetleri karşısında resmi kurum ve sivil toplum kuruluşlarından aldığı sayısız takdir ve teşekkür belgeleriyle ödüllendirilmiştir. Kenan Tozak’ın, aldığı ödülleri, sanki kendim almış gibi sevinmekteyim. Efendiliği, bilgisi, görgüsü ve kültürüyle Vatan ve Millet aşığı, kendisini bu değerlere vakfetmiş bir öğrencimdir. Şehitlerimize yönelik “Ahde vefa “ çalışmasını yürekten destekliyorum. Bu yolda Rabbimden kendisine gayret temenni ediyorum.
Yazım uzun oldu ama tahammülünüze sığınarak yazımı Çin’li Ozan Kuan- Tzu’ bir sözüyle bitireyim:
“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, ama yüz yıl sonrasını istiyorsan halkı eğit”
Meslektaşlarım gibi ben de yüz yıla kalmadan 30 ile 50 yıl önce Kenan gibi nice diktiğimiz fidanların bugün meyveye dönüşmesini görmenin manevi hazzını yaşıyorum. Ve tekrar soruyorum Kenan Tozak kimdir?
El cevap; Öğrencim Kenan Tozak, şehitlerimizin dili, sesi ve ruhudur. Şehitlerimize layık bir vatan evladı olarak Rabbim çalışmalarını daim eylesin. Amin…
Not: Manisa- Şehzadeler İlçesinin Değerli Kaymakamı Sayın Cemal Hüsnü BAYKARA beyefendiyi makamında ziyaret ederek, yeni çıkan “ Yaşanmış İbretli Anılarla OKUL MÜDÜRÜRÜN GÜNLÜĞÜNDEN” ile “ TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN PİŞMANLIKLAR” adlı kitaplarımı kendilerine takdim ettim. Zaman ayırıp misafir eden Sayın Kaymakamımıza teşekkür ederim. Kitaplarımı talep eden okurlarım internetten veya [email protected] adresinden temin edebilirler.
FACEBOOK YORUMLAR