ORAZ YAĞMUR DA GİTTİ

ORAZ YAĞMUR DA GİTTİ

Çok yönlü bir sanatçı ve hareket adamıydı.
Şairdi, romancıydı, araştırmacıydı, Türklük hizmetkârıydı.

Sovyetlerin dağılmasından sonra tanıdım.
1992'den itibaren Türkiye'ye sık gelirdi.
Belli bir dönemde hareketi kısıtlandı.
Çünkü cesurdu ve açık sözlüydü.
Sovyet dünyasında yetişenlerde nadir bulunur bir meziyettir.

"Sisler Dağıldığında" romanı bu dünyayı anlatır.
Mafyavari devlet yönetmenin arızalarını ele almıştır.
1989 yılında yayınlandığında çok okundu, çok konuşuldu, çok sevildi.
Henüz Sovyetler dağılmamıştı ama Gorbaçov rejimine geçişi hazırlayan şartlar yaşanıyordu.
Kısmî bir rahatlama vardı.
Buna rağmen yazarına epeyce yük getirdi.

Oraz Yağmur, daha sonra doğrudan millî meselelere girdi.
Bütün mesaisini Türk Kültürünün isimlerine ve verimlerine ayırdı.
Mahdumkuluname romanından sonra daha çok Türkiye üzerinden Türklüğe baktı.
Mevlana, Yunus ve tasavvuf edebiyatı en çok ilgilendiği alanlardandı.
Atatürk sevgisi çok yüksekti.
"Ben Atatürk" kitabı, ilmi bir eserden çok tanıtma kitabıdır.
Türk Dünyasına Atatürk'ü yaptıklarıyla anlatır.
Son yıllarda yazdıkları daha çok böyle, tanıtım hedefini güden eserlerdir.

Türkmenistan'da iki yıl görev yaptım.
Aşkabad'da, TRT temsilciliğine zaman zaman ziyarete gelen üç beş kişiden biriydi.
Çünkü, o baskı rejiminde bir çok dostumuz bizimle görünmeye çekinirdi.
Eski alışkanlıklar yeni idarede devam ettiği için mazurdular.
Rejimi anlamak için bu örnek bile yeter.

Oraz Yağmur Türkiye'den Liyakat Nişanı alan az sayıda kişiden biridir.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Çankaya Köşkü'nde verilmiştir.

1947 doğumluydu, daha gençti.
Uzun boylu, bakımlı, sağlıklı görünürdü.
Daha yapacağı çok iş, yazacağı çok şey vardı.
Hazır veya yarım eserleri değerlendirilecektir.

Aziz Ağabeyimin aziz rûhu şâd olsun!